Üstün Dökmen

Anneler neyin nesidir?

08 Mayıs 2022 Pazar

Bu yazıda, Anneler Günü’nden yola çıkılarak, annelerin, kadınların toplum gözündeki değerleri irdelenecektir. Öncelikle Anneler Günü kutlamalarına karşı olduğumu belirtmek istiyorum.

ANNELER GÜNÜ ŞART MI?

Anneler, babalar, sevgililer günü, büyük ölçüde ticarî amaçlı olan ve öksüz, yetim çocukları, sevgilisi olmayan gençleri hiçe sayan bir duyarsızlık günüdür. Bu günlerde birilerinin para kazanma hırsı, birçoğumuzun empati kurmasını engellemektedir. Eğer küçükken annemi kaybetmiş olsaydım her Anneler Günü benim için bir kabus olurdu. Bir de çocuklarını kaybetmiş anneler, babalar var; onlar Anneler, Babalar gününde ne yapıyorlar? Bunu düşünüyor muyuz? Anneler Günü’nde nice şehit annesi, “Oğlum bana gelemiyor, ben ona gideyim” diyerek çiçeğini alıp mezarlığa gidiyor.   Millî ve dinî bayramları kutlayıp kutlamamak bir tercihtir, ancak öksüz veya yetim olmak veya çocuğunu kaybetmiş olmak, tercih değil zorunluluktur. Bu yüzden kimsenin Anneler Günü’nü kutlamıyorum.

ANNE NEDİR?

Anneler neyin nesidir? Bir anne her şeydir; annedir öncelikle, sonra eştir, aşçıdır, temizlikçidir, sağlık görevlisidir, hemşiredir, öğretmendir, çocuklarının ödev ve okul-aile birliği sorumlusudur, vekil harçtır, maaşsız memur, sigortasız işçidir. Onlar ailenin ve toplumun her şeyidir. Anneler evlerde sıklıkla horlanan, özellikle yemekleri eleştirilen, kendilerine teşekkür edilmeyen, adeta bir eski zaman halayığıdırlar. Onları ne kadar itip kalksanız da hizmette kusur etmezler. Anneler mecburcudurlar.

Toplum Cennet’in annelerin ayakları altında olduğuna inanır. İyi de, ey Cennet’ten nasibini almamış erkekler, çocuklarınızın annelerini niçin dövüyorsunuz, niçin bıçaklıyorsunuz? Beyler, yoksa siz kendi öfkeniz dışında hiçbir şeye inanmıyor musunuz?

KADIN NEDİR?

Kadının toplumda nasıl algılandığı konusunda üç küçük örnek vermek istiyorum:

Bir: Birkaç yıl önce gördüm, bir kitapçı vitrinine ‘Anneler Günü’nde annenize kitap hediye edin’ yazmıştı. Mutlu oldum, girip kitapçıyı tebrik ettim ve “Müşterileriniz annelerine en çok hangi kitabı hediye ediyorlar?” diye sordum. Cevap: “Yemek kitabı hediye ediyorlar” şeklindeydi. Küçük oğlanlar annelerine futbol topu, basketbol topu hediye ederler. Demek ki büyüdüklerinde de yemek kitabı hediye ediyorlardı. Bence bu hediye, toplumun anneyi konumlandırdığı yerin göstergesidir; mutfak.

İki: Ünlü bir şarkı vardı, “Başkasının malısın, arkadaşımın aşkısın” diye başlıyordu. Bu ifade o yıllarda kimseyi rahatsız etmemişti, o günün bakış tarzında doğaldı, söz yazarı da kötü niyetli değildi, muhtemelen kafiyeyi tutturmak için öyle yazmıştı. Ancak şimdi, kafiye tutmuştur ama kadına yönelik bu algılamayı gözümüz tutmamaktadır. Çünkü mal, eşya demektir, bir de Anadolu’muzda küçükbaş hayvanlara mal denir. Haşa.

Üç: Yakın zamanlara kadar bizzat duyduğum bir söz vardı, gelinine kızan bazı kayınvalideler erkek torunlarını kastederek şöyle derlerdi: “Gelin, senin bu oğlan üzerinde ne hakkın var? Sen bir torbaydın, silkeledin attın. Babasının oğlu o.” Ne diyeyim? Teessüf ederim.

Bir kadın, bir erkeğin eşi, evinin doktoru, temizlikçisi, alış veriş elemanı olmanın ötesinde, sadece kendisi için var olabilmeli ve özgür seçimleri doğrultusunda bir yaşam sürebilmelidir. Annelerin, ‘aşçı’, ‘mal’, ‘torba’ olarak algılanmadıkları günlerde görüşmek dileğiyle.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yalan toplumu ve annem 1 Aralık 2024
Çocuk ve yalan 24 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları