Üstün Dökmen

Bilardo, satranç, go, savaş

01 Eylül 2024 Pazar

İki gün önce 30 Ağustos zafer bayramıydı. Kutladık, kutlu olsun. Sonsuza kadar kutlamak mümkün olsun.

Mustafa Kemal genç bir subayken bilardoyu çok iyi oynayan bir kişi olarak tanınıyormuş. Bugünkü 30 Ağustos yazımı bu bilgiden yola çıkarak hazırlamaya çalıştım. Öncelikle şunu belirtmek isterim ki hiçbir masa başı oyunu savaş oyunuyla bire bir benzerlik göstermez. Her biri bazı açılardan savaşı hatırlatır, gerçek savaş ise çok daha fazla sayıda değişkene sahiptir. Ancak bilardo, satranç, go ve benzeri zekâ oyunları birer strateji oyunudur, bu oyunlarda becerisi olan kişi insanları da tanıyorsa büyük ihtimalle zafer kazanacaktır.

BİLARDO VE SAVAŞ

Bilardo oyununda her oyuncu belli kurallara göre taşlarına vurarak onları masadaki dört delikten geçirmeye çalışır. Bir vuruşta bir taşınızı tek bir delikten geçirebilirsiniz fakat bazen tek vuruşla iki hatta üç taşınızı da geçirebilirsiniz. Bilardo doğru geometrik hesaplama yapmayı, topa doğru noktadan, belli bir hızla vurmayı gerektiren bir oyundur. Mustafa Kemal iyi bilardoyu iyi oynadığına göre söz konusu geometrik hesaplamayı doğru yaptığını, topa doğru noktadan, uygun hızla vurduğunu düşünebiliriz.   

Mustafa Kemal’in geometri becerisi çocukluğunda da ortaya çıkmıştı. Selanik Askeri Rüştiyesi’nde matematik öğretmeni Üsküplü Mustafa Bey, “Sen de Mustafa’sın ben de Mustafa’yım, bu böyle olmayacak sana Kemal adını veriyorum, bundan sonra adın Mustafa Kemal olsun” demişti. (Kemal, kâmil, olgun anlamına gelir.) Bu öğretmeni daha sonra Mustafa Kemal’i bir alt sınıftaki öğrencilere matematik öğretmekle görevlendirmişti. Mustafa Kemal matematikteki bu becerisini büyüdüğünde bilardoya daha sonra da savaş alanlarına aktarmıştır. Atatürk bilardoyu hayatı boyunca bırakmamıştır, Çankaya’daki mütevazı köşkünde bilardo masası vardı.

SATRANÇ VE SAVAŞ

Bilardo zekâya ve el becerisine dayanır, satranç ise yalnızca zekâyla kazanılır. Satrançta kazanmanın yolu mümkün olduğu kadar çok muhtemel hamleyi doğru olarak tahmin etmektir. Acemi oyuncu satrançta birkaç hamle ötesini tahmin edebilir, usta oyuncular ise en az 20, 30 hamle ötesini görebilirler. Usta bir satranç oyuncusu rakibine tuzak da hazırlayabilir. Tarihte birçok komutan satranca ilgi duymuştur. Timur’un büyük bir satranç ustası olduğu bilinmektedir. Atatürk de bir satranç ustasıydı ve satrancın ülkede yaygınlaşmasını sağlamıştı. 

GO VE SAVAŞ

Go, yeterince yaygın olmasa da çok önemli bir strateji oyunudur, oyuncu birkaç taşa odaklanmak yerine oyun sahasının tümünü algılamak zorundadır. Bilindiği kadarıyla Atatürk go oynamamıştı, ancak savaş alanının tümüne hatta savaş dışı bölgelere de odaklanma konusunda muhteşemdi. “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır” sözü bu konudaki öngörüsünü özetler bize. 

Mustafa Kemal’in savaş alanının bütününe ve yanı sıra memleketin tümüne odaklanması go oyununun sınırlarını aşan bir strateji ustalığıdır. Onun bütüncül strateji ustalığı bununla da sınırlı değildir. O, savaşın tam ortasındayken memleketin savaş sonrası durumuna da odaklanmıştır. Birkaç örnek:

Gelibolu Savaşı sırasında bir erin çok güzel bir yazıyla dualar yazıp siperlere astığını görür. Bu er adı duyulmamış bir hat sanatçısıdır. Gelibolu’nun güneşi Mustafa Kemal on binlerin bir günde öldüğü o savaş ortamında bu yazıları görür yazanı yanına çağırır, ona askerlikten muaf olduğunu evine dönmesini söyler, “Zaferden sonra bu ülkenin sana ihtiyacı olacak” der. Henüz ortada zafer yoktur ancak o zaferden sonrasını görmektedir.

Kurtuluş Savaşı sürerken Öğretmenler Şurası’nı toplatmış, arkeoloji kanununu ve eski Ankara evlerinin korunması kanununu çıkartmıştır. Bütün bunlar bir go ustasının sahanın ve zamanın dışına çıkan geleceği de bugünün bir parçası olarak dikkate alan önlemleridir. Mustafa Kemal bir go oyuncusunun çok ötesindeydi. 

KEŞKE

Bilardo, satranç dahil her türlü masa oyununu sakıncalı, günah kabul eden zihniyetler vardır. Bunlardan birisine göre satranç oynamamalıyız, oynasak bile az oynamalıyız. Bu düşünce dünya çapında satranç ustası çıkarmamızı ve pozitif bilimlerde etkili olmamızı engeller. Bugün toplum tarafından yoğun şekilde desteklenmeseler de çok başarılı satranç oyuncularımız, ustalarımız var. Keşke Cumhuriyetin başındaki Aydınlanmacı düşünme ve akıl oyunlarına düşkünlük günümüzde de sürseydi.    

Kurtuluş Savaşı’nı, satrancı, bilardoyu, tarihi ve daha ötesini bilen kişi kazandı. Bunların hiçbirisini bilmeyen, düşünme becerisi ve ahlaki değerleri de düşük birisi ise “Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunanlar kazansaydı” dedi. Keşke bunu diyeni de bu ülke yeteri kadar eğitebilmiş olsaydı.

Keşkelerimiz bir yana ne mutlu ki bir Atatürk’ümüz olmuştur ve yaşamaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yalan toplumu ve annem 1 Aralık 2024
Çocuk ve yalan 24 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları