Üstün Dökmen

Deli Dumrul’un kravatı

27 Mart 2022 Pazar

İnsanlara zulmedip Tanrı’ya saygı gösteren Deli Dumrul’dan, kaıdnlara şiddet uyglayıp hakim karşısında kravat takan günümüz zorbalarına...

Deli Dumrul kravat takar mıydı? Deli Dumrul kravat takmaz, takım elbise giymezdi ama günümüzdeki kadın katillerinin hakim karşısında takım elbise giyip kravat takarak indirim almalarına benzer şekilde otorite karşısında usluyu oynamasını çok iyi bilirdi. Hatta onun tarihimizde bu işi beceren ilk masal kahramanı olduğunu söylemek mümkündür. Nasıl?

DELİ DUMRUL

Dede Korkut Masalları veya bir diğer adlandırmayla Dede Korkut Destanı, Prof. Dr. Mehmet Fuat Köprülü’nün ifadesiyle edebiyat tarihimizin muhteşem bir ürünüdür. Bu masallar Milat’tan önce Orta Asya’da oluşmuş, Horasan üzerinden Anadolu’ya gelmiş, Anadolu coğrafyasından ve İslam Kültürü’nden etkilenmiş, XVI. Yüzyılda ise yazıya geçirilmiştir.

Dede Korkut Masallarından bir tanesinin adı Deli Dumrul’dur. Bu masalda özetle, Deli Dumrul kurumuş bir çayın üzerine işlevsiz bir köprü yaptırmıştır, geçenden otuz akça, geçmeyenden döve döve kırk akça almaktadır. Böyle davranarak namının Rum’a, Şam’a yayılmasını istemektedir. Bu zorbalığının yanı sıra bir de gençlerin canını alıyor diye Azrail’e sataşır. (Kendi zorbalığını doğal kabul eden Dumrul, haksız davrandığı gerekçesiyle Azrail’den hesap sormuştur.)

Bütün bu yaptıkları Hak Teâlâ’ya hoş gelmez, O da Azrail’e Deli Dumrul’un canını almasını söyler. Azrail canını almaya geldiğinde Dumrul, “Tanrım, ben sana saygılıyım, benim sorunum Azrail’le” der. Onun bu saygılı tavrı Hak Teâlâ’nın hoşuna gider ve Dumrul’un canını bağışlar. (Canının yerine bir başka can getirmesi istenince Dumrul’un annesine koşması bağımlılıkla ilgilidir, bir başka yazımın konusu olacaktır.)

KRAVAT MESELESİ

Deli Dumrul masalı bize ne anlatıyor? İnsanları döverek, paralarını gasp ederek zorbalık sergileyen Deli Dumrul, pervasızlığını Azrail’e kafa tutarak sürdürmüştür. Bunun karşılığında ceza alması gerekmektedir, ancak Tanrı kendisine saygılı olan Dumrul’un dünyevî suçlarını affetmiştir. Bu durumda köprü yüzünden mağdur olan onca insan ne parasını alabilmiş, ne de saldırganın cezalandığını görebilmiştir.

Vurgulamakta yarar var, böyle bir olay vuku bulmamıştır, ne Dumrul kuru çaya köprü kurmuştur, ne de Tanrı kendisine saygılı olduğu gerekçesiyle onun tüm hatalarını af etmiştir. Bu bir masaldır, bu masal da İslami bir görüşü değil, Milat’tan öncesi Türk Toplumu’nun adalet anlayışını sergilemektedir. Bilindiği kadarıyla İslami bakış tarzına göre Tanrı kendisine karşı işlenen suçları affedebilir ancak kulun kula karşı işlediği suçları affetmez.

Ladinî nitelikteki bu masalın iletisi galiba şudur: “Otoriteye saygılı olursan, insanlar arasında yaptığın hırsızlıklar, yolsuzluklar, otorite tarafından fazlaca önemsenmez. Bu otorite kimdir? Her halde devlettir, devletin hakimi, savcısıdır. Eğer karını öldürüp hakim karşısına çıkarsan, kravat takman ve ceketini iliklemen halinde indirim alırsın. Peki, kişinin karısını öldürmesiyle hakime ceket iliklemesi arasında nasıl bir ilişki var? Galiba otorite, “Bana sorun yaratma, ben seni kollarım” diyor.

Amerika’da mafya da aynı mantıkla çalışır. Mafyanın ayak takımı, tetikçileri, siyah takım elbiseli, kravatlı ve fötr şapkalıdır. Çevreye verdikleri ileti ise şudur: “Biz topluma, devlete, mahkemeye saygılıyız; sadece bize ödemesi gerekli haracı ödemeyen şu ahlâksızı vurduk.”

Kravatların, duygu sömürüsü ve göz boyama için kullanılmadığı günlerde yaşamak dileğiyle.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yalan toplumu ve annem 1 Aralık 2024
Çocuk ve yalan 24 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları