Başbakan Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup konuşmalarında çok sert tonda konuşmalar yaptılar. CHP grup toplantısının yapılacağı salona gittiğimizde ise Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gelişi oldukça sakin bir havada bekleniyordu. Aylardır iğne atsan yere düşmeyecek kalabalıklar bu kez yoktu. Milletvekilleri ve Ankara il teşkilatından gelen konuklar vardı. Önce Kılıçdaroğlu’nun salona girmek üzere olduğu bilgisi geldi, hemen ardından saldırıya uğradığı...

CHP-BDP kavgasından dönüldü
Bir anda ortalık karıştı. Kulaktan kulağa aktarılan ilk bilgi saldırganın yan salondaki BDP grup toplantısını izlemeye gelenlerden biri olduğu ve yine oraya kaçtığı şeklindeydi. Öfke içindeki bazı CHP’liler hemen BDP grup salonunun kapısına dayandı. Bereket, BDP’li Sırrı Sakık başta olmak üzere saldırı anında Kılıçdaroğlu’nun yanında olan isimler hemen müdahale ederek saldırganın BDP’li olmadığını, dışarıda bekleyenlerden biri olduğunu söylediler de, sonu çok tehlikeli bitebilecek bir CHP-BDP kavgası son anda önlenebildi.
Odasında kısa süre kaldıktan sonra grup toplantısına geri dönen Kılıçdaroğlu’nun ilk işi ‘sükûnet’ ve ‘demokrasi’ çağrısı yapmak oldu. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ‘geçmiş olsun’ telefonu ve tüm siyasi partilerin saldırıyı kınaması da benzer olgunluk göstergeleriydi.

‘Sorumlusu hükümet olur’
Ancak bu tür insani adımlar, Ankara’nın en korunaklı mekânlarından olan TBMM’de ana muhalefet liderine yönelik bu saldırının önemini hafifletmemeli. Saldırgan Orhan Övet’in ilk ifadesini dinleyen CHP’liler arasında Grup Başkanvekili Engin Altay vardı. İzlenimlerini şöyle aktardı:
“Erbil’de ölen babasının durumuna dikkat çekmek için yapmış. Saçma sapan birçok iddiası var ama bence ne yaptığını çok iyi biliyor. Bu çok organize bir iş. Bu kadar sabıkası olan bir kişinin bugün buraya gelip ana muhalefet partisi liderine saldırması tesadüf değil. Buna birisi bu görevi vermiş. Nedeni de muhalefete gözdağı vermek. Onu saldırıya yönelten arkasındaki güçleri bulmak Emniyet’in, hükümetin boynunun borcu. Bunu bulamazlarsa sorumluluk kendilerindedir.”

CHP’ye mesaj
Saldırganı dinleyen bir başka isim de CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu:
“Ben avukatım. Ali Özgündüz de savcı. İkimiz de dinledik. Bu çok profesyonelce hazırlanmış bir saldırı. ‘Niye yaptın’ diyoruz. ‘İki yıl önce babam öldü. Kimse sahip çıkmadı’ diyor. O zaman niye bugün, niye Kemal Bey? Başta CHP lideri olmak üzere hepimize, ‘Sizler bu kadar korumasızsınız’ mesajı verilmek için bu saldırı yaptırıldı.”

Gözleri uyuşturucudan kıpkırmızı
İstanbul milletvekili, Ali Özgündüz eski savcı. Saldırganın Emniyet’teki ifadelerinde yanındaydı. Onun da çok ilginç gözlemleri var:
“Hakkında onlarca sabıka kaydı var. Uyuşturucu kullanmak, ruhsatsız silah taşımak, adam kaçırmak, hırsızlık, genel güvenliği tehdit vesaire... Uyuşturucu kullanmış olması çok muhtemel. Gözleri kan çanağı. Derhal kan tahlili istedik. Ama kanı iki saat sonra ancak alınabildi.”

Samast’ın yeni versiyonu
Kayıtlara göre saldırgan 2010 yılından beri Meclis’e hiç gelmemiş. Ancak Özgündüz’e göre saldırı için seçtiği yer çok dikkat çekici:
“4 yıldır buraya hiç gelmemiş. Ama Genel Başkan’ın grup toplantısına geleceği koridoru çok iyi biliyor. Salonun kapısına en yakın noktada bekliyor, çünkü o noktada korumalar Kemal Bey’i bırakıp dışarı çıkıyor. Herkesin bilmediği bu detayı bilen birileri oraya koymuş onu. Bize göre önceden getirilmiş ve orada keşif yaptırılmış. Bu bir tetikçi. Ogün Samast’ın bir başka versiyonu. Kamera kayıtlarını inceletiyoruz.”

Tek başına giriyor, 2 buçuk saat ne yapıyor?
Meclis’in sadece içeriyi gösteren kameraları değil, Meclis kapılarını gösteren kameralar da inceleniyor. Özgündüz’ün verdiği bilgilere göre, saldırgan saat 10.30’da Meclis’in Dikmen kapısının önünde minibüsten iniyor, 10.43’te de ‘tek başına’ giriş yaptığı görülüyor. Saldırı 13.30 sularında oluyor. Saldırgan arada geçen 2 buçuk saatten uzun sürede Meclis’in içinde ne yapıyor?

‘1 ay önce planladım’
Özgündüz, saldırganın sorgusu sırasında söyledikleriyle TEM Şube’de söyledikleri arasındaki çelişkilere işaret etti:
“Önce ‘Kemal Bey iyi insan’ diyor. TEM sorgusunda ise ‘Seçim kampanyası sırasında gıcık oldum. Bir ay önce planladım’ diyor.”

Üzerinde cep telefonu yok
Özgündüz, saldırganla ilgili çok önemli bir bilgiyi daha paylaşıyor. Saldırganın üzerinden cep telefonu çıkmadığını belirten Özgündüz, ancak cep telefonu numarasını sorduklarında söylediğini belirtiyor. Bu da saldırı öncesinde ‘kimlerle konuştuğunun tespit edilememesi’ açısından planlandığını gösteriyor.

‘Alperen’ söylemi hedef şaşırtma
Saldırganın ifadesi sırasında “Alperen Ocakları’na gitmişliği var” şeklindeki sözlerine de değinen Özgündüz bu konuda da şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu Alperen iddiası hedef şaşırtma çabası. Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde CHP ile MHP arasını açıp uzlaşmayı önleme girişimi. Genel Başkan için ‘iyi bir insan’ diyor ve saldırısının nedenini anlatmakta güçlük çekiyor. Babasının iki sene önce Erbil’de şüpheli biçimde öldüğünü söylüyor. Ne alakası var? O zaman git devletin savcısına. Yok, gelip CHP Genel Başkanı’na saldırıyor. Bu bir organizasyon.”

Meclis açısından skandal
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın da işin bir başka boyutuna dikkat çekiyor:
“Bu bir Altındağlı vatandaşın, siyasi kızgınlıkla ‘Meclis’e gideyim de yumruk atayım’ demesi olayı değil. Mutlaka bir öyküsü var. Önce ‘BDP öyküsü’ yaratmaya çalıştılar. ‘BDP’den çıktı’ denildi. Sonra ‘Alperen olduğu’ söylendi, ama mesele çok açık. CHP’ye gözdağı vermek. Ben sana TBMM’de yumruk attırırım demek. İşin tabii bir de şu boyutu var. Sabıka kayıtlarına göre ‘suç makinesi’ haline gelen bu adam Meclis’e elini kolunu sallayarak geliyor ve ana muhalefet liderini yumrukluyor. Bu Meclis yönetimi adına bir skandaldır.”

***

Türkiye 30 Mart seçim sürecinde olağanüstü sert bir kampanyaya tanık oldu. İktidar ve muhalefet birbirlerini son derece sert biçimde suçladılar meydanlarda. Maalesef seçimlerin ardından bu tansiyon düşmedi. Başbakan dün Meclis’teki ilk konuşmasında sert üslubunu aynı tonda korudu. Bu derece sert ve gergin siyasi atmosfer de ne yazık ki bu tür saldırılara zemin hazırlıyor. Liderlerin bir an önce siyasi gerginliği yumuşatmalarında çok büyük fayda var.