Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Cui Bono?
\n\n\n
MHP’de dört üst düzey yöneticinin gizli çekilen video görüntülerinin yayınlanması üzerine partideki görevlerinden ve milletvekili adaylıklarından istifa etmek zorunda kalmalarının ardından şimdi de hedefte parti lideri Devlet Bahçeli var. Kendilerini ‘Başbuğ Ülkücüleri’ olarak tanıtan bir grup, önceki kasetlerin yayınlandığı bir sitenin ismini kullanarak internet aracılığıyla yayınladıkları mektuplarında Bahçeli’yi 18 Mayıs’a kadar istifaya çağırdı. Mesajdan, partinin diğer yöneticilerine ait gizli ses ya da görüntü kasetlerinin de önceki kasetleri gündeme süren çevrelerin elinde olduğu anlaşılıyor.
\nGelişmelerin MHP ekseninde değerlendirmesinden şu unsurlar ön plana çıkıyor:
\n1. Kişisel değil kurumsal mücadele: Önceki dört isimde olduğu gibi, son mesajda da hedef parti yöneticileri. Yani mücadele bir ya da birkaç yönetici ile sınırlı kişisel bir mücadele değil. Doğrudan Devlet Bahçeli ve onun liderliğindeki MHP yönetimi hedef tahtasına konulmuş durumda.
\n2. Öncelik sandığı etkilemek: Hazırlığının uzun bir süre alması gereken bu gizli takiplerin seçimlere bir ay gibi kısa bir süre kala açıklanması, öncelikli hedefin seçim sandığı olduğuna işaret ediyor. MHP içi çekişme olsa bu kasetler 13 Haziran sabahı çıkarılırdı. Şimdi yayınlanmaları MHP’nin seçimlerde baraj altı kalmasının amaçlandığı izlenimini doğuyor.
\n3. Bahçeli tavrını muhafaza eder: Bugüne kadar konuya ‘ahlak’ çizgisinde bakarak özel hayatlarıyla ilgili kasetleri çıkan tüm yöneticilerini istifa ettiren Bahçeli’nin benzer yeni kasetler söz konusu olursa aynı tavrı koruması sürpriz olmamalı. Ancak yayınlanacak belge ya da görüntüler bu kişilerin özel hayatları değil de parti içi çekişmelerle ilgili çıkarsa Bahçeli parti içi hesaplaşmayı seçim sonrasına bırakabilir.
\n***
\nBu tartışmanın MHP’yi aşan çok önemli bir boyutu da var. Kritik öneme sahip bir referandum arifesinde ve seçimlere bir yıl kala ana muhalefet partisinin o dönemki lideri Deniz Baykal bir kasetle devrildi. CHP’de yeni yönetim işbaşına geldi.
\nMHP’de ise dört kurmayını gözden çıkarmasına rağmen Devlet Bahçeli hâlâ şantaj ve tehditlerle karşı karşıya.
\nYakın tarihimizde Türk siyasetinin bu tür yasadışı takiplerle şekillendirildiği bir başka dönem yok. Gelişmeler böyle devam ederse, 12 Haziran seçimleri her şeyden önce siyasetin kasetlerle şekillendirildiği bir seçim olarak tarihe geçecek.
\n***
\nTürk demokrasisine yakışmayan bu tablo düzeltilebilir mi? Biraz geç kalınmış olsa da düzeltme imkânı var. Bunu yapabilecek kişiyi de tanıyoruz: Başbakan!
\nTayyip Erdoğan, tek amacı seçimleri kazanmak olan parti genel başkanı değildir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin tüm güvenlik ve istihbarat kurumlarının yaklaşık 9 yıldır bağlı olduğu ‘başbakan’dır. Türk siyasetinin, insanların yatak odalarını röntgenleyen yasadışı kasetler aracılığıyla tasarımına samimi biçimde karşıysa, emrindeki tüm birimleri harekete geçirerek CHP ve MHP üzerinde oynanan bu oyunları ve sorumlularını rahatça ortaya çıkarabilir.
\nAncak maalesef, seçim meydanlarında her iki muhalefet partisi liderine yüklenirken ‘kaset siyaseti’ni malzeme olarak kullanmadaki ısrarı bu beklentileri daha baştan boşa çıkarmaktadır.
\nAKP iktidarı, siyasetin özel hayatın yasadışı takibi ve ifşası yoluyla şekillendirilmesine son verecek adımları kararlı biçimde atmadığı sürece, sadece demokrasimizin üzerine gölge düşmekle kalmayacak, Başbakan Erdoğan ve partisi de, latince “cui bono?” yani “en çok kime yarıyor?” sorusunun ilk muhatabı olmaya mahkûm kalacaktır.
\n\n\n\n
LİBERAL EKONOMİNİN ÇÖKÜŞÜ
\n\n\nGeçtiğimiz hafta tüm ekonomi yazarları cari açıktaki tehlikeli artışı işlediler köşelerinde. Ancak bu rakamlardan çok önce konuya değinen ender isimlerden biri eski turizm bakanlarından olan Cumhuriyet Vakfı Başkan Yardımcısı Alev Coşkun olmuştu. “Küresel Kriz: Liberal Ekonomi’nin Çöküşü, Ulusalcı Ekonominin Yükselişi” isimli son kitabında küresel krizin sarsıntılarını tamir için büyük ekonomilerin ‘devlet müdahalesi’ denebilecek önlemler aldığını anlatan Coşkun, bu müdahalelerin tüm dünyada giderek artacağı öngörüsünde bulunuyor. Türk ekonomisinin sanıldığı gibi güçlü olmayıp ‘sıcak paranın’ etkisinde büyüdüğünün altını çizen Coşkun’un kitabındaki “Türk ekonomisinin en zayıf halkası giderek yükselen cari açıktır” tespiti şimdi herkesin dilinde.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama