Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
DHKP-C'ye El Kaide Tarifesi
ABD yönetimi, Ankara’daki büyükelçiliğine geçen hafta düzenlenen canlı bomba saldırısının sorumlularının bulunması ve DHKP-C’nin elimine edilmesi için hukuk savaşı başlattı. ABD Büyükelçisi Francis Ricciardone’nin ilk kez kamuoyuna duyurduğu ve Türkiye ile ABD’nin birlikte yürüttükleri sürecin ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.
El Kaide gibi takip edilecek
DHKP-C’nin ABD’yi hedef alan son eylemleri 90’larda yaşandı. 11 Eylül 2001 sonrasında El Kaide ile mücadele için çıkarılan terörle mücadele yasaları geriye yürütülemediği için bugüne kadar bu yasaların DHKP-C için uygulanması mümkün olmadı. Ancak büyükelçilik saldırısı ile örgüt kendi kendini ABD’nin yeni terörle mücadele mevzuatının kapsama alanı içine soktu. ABD’nin elinde hukuk mücadelesi için iki meşru gerekçe var:
- ABD hükümeti için çalışan bir güvenlik görevlisinin öldürülmesi.
- ABD toprağı sayılan büyükelçiliğe bombalı terör eylemi gerçekleştirilmesi.
ABD’de dava açılacak
ABD yönetimi büyükelçilik saldırısıyla ilgili davayı, 11 Eylül saldırıları sonrasında El Kaide davasında olduğu gibi New York’ta ya da yönetimin başkenti Washington’da açacak. Ancak davanın ilerlemesinde Türkiye ile işbirliğinin rolü büyük olacak.
Avrupa’da iz peşinde
ABD’den gelen özel FBI ekibinin Türk makamlarıyla işbirliği içinde yürüttüğü soruşturma kapsamında, örgütün Avrupa’daki unsurları yakın takibe alındı. ABD yönetimi geçen hafta Almanya, Hollanda, Belçika ve Danimarka başta olmak üzere DHKP-C üyelerine bugüne kadar siyasi sığınma hakkı tanıyan Avrupa ülkeleri ile temasa geçti. Türkiye’nin elinde bulunan “Avrupa’daki DHKP-C üyeleri listesi” üzerinden hareket eden Amerikan yönetimi, Avrupa’daki hükümetlere örgüte karşı mücadelede işbirliği çağrısı yaptı. Bu kapsamda ABD yetkilileri Avrupa başkentlerinde örgütle ilgili dosyalar üzerinde çalışmaya başladılar bile.
Bir sonraki aşamada ise saldırının planlanmasında rol alan örgüt yöneticilerinin bulundukları ülkelerden yargılanmak üzere ABD’ye iade talepleri gündeme gelecek.
ABD’nin resmen taraf olarak devreye girmesiyle, Türkiye’nin yıllardır sonuç alamadığı DHKP-C’lilerin iadeleri konusunda sürpriz sonuçlar doğması bekleniyor.
Görünür gerekçe Patriot
Ankara’da Türk ve Amerikan istihbarat ve güvenlik birimlerinin yaptıkları değerlendirmelerde saldırının görünür gerekçesinin Türkiye’ye gönderilen Patriot sistemleri olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Örgüt saldırıyı üstlenmesine rağmen saldırının arkasındaki güçler konusunda Türk ve ABD makamlarının kafasında değişik şüpheler var. Bunların en güçlüsü saldırıda Suriye parmağı olabileceği düşüncesi. Şüphe nedenleri arasında canlı bomba Ecevit Şanlı’nın yaşı geliyor. Dünya genelinde terör örgütleri canlı bomba olarak 25 yaşından küçük insanları seçerken son saldırıda 38 yaşındaki birinin seçilmiş olması soru işaretleri yaratıyor.
Türk makamlarının ikinci bir intihar saldırısı olasılığına karşı Amerikan misyonları etrafındaki güvenlik önlemleri de oldukça artırılmış durumda.
Erdoğan’ın BDP çelişkisi
Başbakan Erdoğan’ın BDP’lilere yönelik kullandığı üslup sürekli değişen bir çizgi izledi. Bu sanıldığı gibi, “BDP’lilerin dağda PKK’lilerle kucaklaşmalarıyla” başlamadı. Ondan çok daha öncesinde, 2007’de BDP bağımsız adaylarla grup kurarak Meclis’e girdiği tarihten itibaren Erdoğan BDP’ye karşı istikrarlı bir tutum benimsemek yerine, sürekli değişen tavır içinde oldu. Onları iç politikayı dizayn etmeye, topluma mesaj vermeye yönelik bir malzeme olarak gördüğü izlenimi verdi hep.
Son olarak BDP’den İmralı’ya gidecek ikinci heyet konusu krize dönüşmüş durumda. Erdoğan, “Biz dağdaki ile kucaklaşanı bir defa İmralı’ya göndermeyiz” diyerek belli isimlerin üzerini açıkça çizdi. Erdoğan’ın bu tutumu, BDP’de kurumsal ve yönetsel sıkıntı haline dönüşmüş durumda. Bunu Başbakan açısından taktik başarı gibi bulanlar olabilir.
Ancak, hemen arkasından yeni anayasa konusunda bugüne kadar adını bile telaffuz etmediği BDP ile ortak hareket etmekten bahsetmesi, bu siyasi taktik ile derin bir çelişki içindedir. Başbakan’ın kamuoyundan ama özellikle de BDP’den “İmralı’ya göndermediğin BDP’lilerle nasıl ortak anayasa yapacaksın” sorularına muhatap olması kaçınılmazdır.
Erdoğan’ın benzer bir çelişkisi de CHP’ye yönelik tutumunda gözleniyor. 2010 referandum ve 2011 genel seçim süreçlerinde kendisine bağlı bürokratlar PKK ile gizli müzakere yürütürken o BDP’yi süreç dışı bırakmakla kalmıyor, CHP’yi de BDP ile aynı cephede, terör örgütü yanlısı bir parti gibi göstererek halka şikâyet ediyordu. Şimdi aynı BDP ile yeni anayasa için masaya oturabileceklerini açıklayan Erdoğan, o eski konuşmaları önüne konduğunda nasıl yanıt verecek acaba?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!