CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın da yargılanması gerektiğini, ancak Dolmabahçe görüşmesinin Büyükanıt’ın dokunulmazlığı olduğunu söyledi. İrticanın tehdit olarak sayıldığı ve Bakanlar Kurulu tarafından onaylanan Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ne (MGSB) göre hazırlanan Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi’nin (TÜMAS) altında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da imzasının olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, bu belgenin altında imzası olanların açıklanması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, hakkında düzenlenen fezleke için “Vız gelir tırıs gider” dedi.

CHP lideri, önceki akşam gazetecilerin Ankara temsilcileriyle yemekte bir araya geldi. Kılıçdaroğlu’nun, gündemdeki konulara ilişkin görüşleri şöyle:

Andıcı doğru bulmam: Genelkurmay’ın bir siyasi partiyi tehdit olarak algılamasını doğru bulmuyorum. Ama sitelere bakmadım, ne vardı bilmiyorum. Genelkurmay Başkanı’nın bağlı olduğu hükümete karşı andıç düzenlemesini de doğru bulmuyorum. Böyle bir durumda demokrasiden söz edemeyiz.

Başbuğ tutuksuz yargılanmalı: Bizim itirazımız Başbuğ’un yargılanmasına değil. Herkes yargılanabilir. İki itirazımız var: Birincisi daha bir buçuk yıl önce Genelkurmay Başkanı olan kişinin kaçma şüphesi olamaz. Devletin bütün sırlarını bilen birini nasıl terörist ilan edersiniz? Tutuksuz yargılanması gerekir. İkinci olarak da özel yetkili mahkemelerde değil Yüce Divan’da yargılanması gerekir.

Evren de Yüce Divan’a gitmeli: Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanmalarını olumlu buluyorum. Evren de cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay başkanlığı yaptı. Onun ve Şahinkaya’nın da Yüce Divan’da yargılanması gerekir.

Büyükanıt da yargılanmalı: Eğer bu andıçlar Yaşar Büyükanıt dönemiyle de ilgiliyse gereği yapılsın, o da yargılansın. Daha eskilere gidiyorsa, ona da bakılsın. Ben zaten Büyükanıt’ın yargılanması gerektiğini önceden söyledim. Muhtıra vermek suçsa yargılanmalı. Ama onun 27 Nisan bildirisi için Başbakan ‘muhtıra değil, görüş açıklama’ dedi. Yargılanırsa, böylece Dolmabahçe’yi de öğreniriz. Ama bence aralarındaki Dolmabahçe görüşmesi zaten Büyükanıt’ın dokunulmazlığıdır.

Fezleke: Milletvekili soru önergeleri bile iddianameye konuluyorsa, haydi haydi açıklamam için fezleke hazırlanır. Bu fezleke de beni korkutamaz. Bildiğim yoldan dönmem. Orada adil yargılama olmadığını hepimiz biliyoruz. Benim merak ettiğim, ilgili yargıçların şikâyeti oldu mu bu fezlekeyi hazırlayan savcılığa?

Başbakan’ın onayı var: Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nde irtica iç tehdit olarak belgeye girdikten sonra o metin otomatik olarak Genelkurmay’a gidiyor. Onlar da bu belgeyi esas alarak, tehdit algılaması yapıyor. Oradan çıkan neyse irtica, aşırı sol, sağ hareketler her ne ise gereğini yapmak zorundalar. Kendileri onu Başbakan’ın onayına sunmak zorundalar. Niye çıkıp açıklamıyorlar bu belgenin altındaki imzaları? Bildiğim kadarıyla mutlaka Başbakan onayı gerekli. Başbakan da bu konuda bir çerçeve yetkilendirmeyi onaylıyor, imza atıyor. Gözümle gördüm diyen emekli askerler var. İnternet Andıcı’yla ilgili söylemiyorum. Milli Güvenlik Siyaset Belgesiyle ilgili. Kendileri o belgeyi hazırladıktan sonra Başbakan’ın onayına sunuyorlar.

Tüzük kurultayı girişimi: Hiçbir zaman muhalif kanat diye görmedim. Onlar da demokratik haklarını kullanmak sitiyorlar. Tüzük için gerekli imzayı getirirlerse gereğini yapacağız tabii ki.

Uludere olayı: Sınır ötesi operasyon olduğu için askerler tek başına, Başbakan’dan bağımsız yapamaz bu harekâtı. Etkili ve yetkili bir gücün onayı lazım. Soruşturmadan bir şey çıkacağını sanmıyorum.

Mustafa Sarıgül’ün durumu: Başvurursa Parti Meclisi gündemine alırız. Kabul edilirse partimize alırız. Edilmezse reddederiz. Ama bence çok partili sosyal demokrat hareketin yerine daha bütünleştirici bir hareket olması halka güç verir.

Kılıçdaroğlu, dün Türkiye Ziraatçılar Derneği kongresinde yaptığı konuşmada fezleke konusunda şu açıklamaları yaptı: “Özel yetkili mahkemeler adil yargılama yapabilir mi? Bana bir tane demokratik ülke gösterin özel yetkili mahkemesi olan, yok bir şey. Basılmamış kitap, daha basılacak, imhasına karar veriyorsunuz. İnsaf ya, insaf hangi çağda yaşıyoruz. Kenan Evren bile bunu yapamadı.

Öyle fezleke gelmiş, fezleke gitmiş bunlar vız gelir tırıs geçer. Yeri zamanı gelirse, sözüm var bu millete, yeri zamanı gelirse hapse girmekten de korkmam. Kimse bize diz çöktüremez."