Başbakan Erdoğan’ın ‘kızlı erkekli öğrenci evlerini’ hedef alan sözlerinin içeriğindeki vahametten bağımsız olarak bu çıkışın arkasında yatan siyasi hesapların da irdelenmesinde yarar var. Sadece muhalefette değil, iktidara yakın çevrelerde de paylaşılan genel kanı, Erdoğan’ın hedefinin iki yıl içinde yapılacak üç seçim öncesinde tabanını konsolide etmek, sıkılaştırmak olduğu şeklinde. Önce yerel seçimler ardından Çankaya Köşkü için seçim ve sonra da 2015’te genel seçimler var.

Sandık işini sıkı tutuyor
Erdoğan’ın halkın oyuyla yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimin kazanması için seçmenlerin yüzde 50’sinden bir fazlasını bulması gerekiyor. AKP sözcülerinin ‘rahatız’ iddialarına bakmayın. Başbakan’ın Kızılcahamam’da örgütüne yaptığı ‘Fetret Devri’ hatırlatması işi ne kadar sıkı tuttuğunun ve tutacağının en somut işareti. Bir başka işaret ise kabinenin en güçlü isimlerini riskli olduğunu bile bile belediye seçimleri için sahaya sürme konusundaki ısrarı.
Bu kritik seçimler yaklaşırken AKP daha önceki seçimlerde de yaptığı gibi halkın manevi duygularını etkileyecek hamleler peşine düştü. Önce 2011’de başları açık olarak kampanya yaparak seçilen AKP’li kadın milletvekillerinin bir bölümü aniden örtünme kararı aldı. CHP’den beklenen, milliyetçi, muhafazakâr kesimleri rahatsız edecek radikal çıkışlar yapmasıydı ama işler umdukları gibi gitmedi.

Eleştirilerle tabanı koruyacak
İşte şimdi öğrenci evleri konusundaki çıkışın ardında da benzer bir şekilde demokrat kesimlerden gelecek ‘özgürlük’ eleştirileri ile rüzgârını şişirme arzusu var. İçerideki ve dışarıdaki liberallerin top atışları karşısında tıpkı, kürtaj ve alkol tartışmalarında olduğu gibi Anadolu’nun muhafazakâr milletçi tabanını bir kez daha kendi arkasında kenetleyeceğine güveniyor Erdoğan. Nitekim AKP Sözcüsü Hüseyin Çelik katıldığı bir programda da, “Toplum bana ona göre oy verecek” diyerek niyetlerini açığa vurdu.
Başörtüsü tartışmasında istenen gerginlik yaşanmadı. Bakalım ‘kızlı erkekli’ tartışmasında evdeki hesap, çarşıya uyacak mı?

Tarikat evlerine örtülü mesaj mı? 
Başbakan tarafından gündeme getirilen ‘kızlı erkekli evler’ tartışmasında, bir başka kitlenin daha hedefte olduğunu işittik. Başbakan’ın uzun süredir kendisini ve tabanını rahatsız eden bir gruba daha bu çıkışıyla bir ‘gözdağı’ verme, uyarma niyeti olduğu ileri sürülüyor. 
Özellikle iktidar kulislerinde dile getirilen bu iddialara göre, AKP’nin dindar tabanı bazı tarikatların öğrenci evlerinden de oldukça şikâyetçi. Bu evlerde, ‘abi’ ve ‘ablaların’ dinin cevaz verdiği ileri sürülen ve özellikle İran’da yaygın olan ‘muta nikâhı’ benzeri yöntemlerle birlikte yaşamasına duyulan tepki AKP üst yönetimine sürekli iletiliyor. Başbakan’ın da bu şikâyetlerden rahatsızlığını zaman zaman dile getirdiği ileri sürülüyor. 
Başbakan’ın ‘öğrenci evleri’ne karşı başlattığı mücadeleye, sosyal medya üzerinden İslamcı kesimlerin verdiği olumsuz tepkilerin hepsi olmasa bile bir bölümün arkasında bu tarikatlerin rahatsızlığının yattığı ileri sürülüyor.