Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'5 Yeni Düzenleme' Vergide Ne Getiriyor?
Geçen haftaki yazımızda Meclis’e sevk edilen yeni “Torba Yasa” tasarısından bahsetmiş ve “finansman gider kısıtlaması” sisteminin yeniden getirilmek istenmesini eleştirmiştik.\n
\nİlgililer bilir; bu yasa tasarısı ile yeni teşvik sisteminin altyapısı oluşturulmaya çalışılırken bazı yeni ve önemli vergi düzenlemeleri söz konusu. Çok sayıda mükellef ve girişimciyi ilgilendirecek bu konuda “Neler yapılmak isteniyor” sorusu önemli ve işin perde arkasında bir çok incelik var. Uygulamada öne çıkacak “beş başlık” ise hepimize fikir verebilir.\n
\nBasit usule geçiş kolaylaştırılıyor\n
\nGelir Vergisi Kanunu’nun mevcut halinde, basit usulden gerçek usulde vergilendirmeye geçen mükelleflerin bir daha hiçbir zaman basit usule dönemeyecekleri belirtiliyor. Tasarıda, birçok küçük esnafı çok zor durumda bırakan düzenlemenin iptal edildiği ve basit usul şartlarını taşıyan mükelleflerin yeniden gerçek usulden basit usule dönmelerine olanak sağlandığı görülüyor.\n
\nGerçek gelirlerin vergilendirilmesi, modern vergi sistemlerinin temel ilkesidir. Bu ilkeyi hayata geçirmek için her türlü götürü vergilemeden ve basit usulden uzaklaşılması gerekir. Oysa ki tasarı basit usule geçişi kolaylaştırıyor.\n
\nGayrimenkul sermaye iradı \tistisnasının kapsamı daraltılıyor\n
\nMevcut uygulamada, ticari, zirai ve mesleki kazanç elde edenlerin istisnadan yararlanması mümkün değildi.\n
\nGVK’nin 21. maddesinde yapılması düşünülen düzenleme ile belirlenen tutarın üzerinde -ki bu tutar 2012 yılı için 88 bin TL’dir- ücret, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer kazanç ve irat elde edenlerin, konut kira gelirleri istisnasından yararlanmaları engelleniyor. Kira gelirlerini doğru beyan edenlere bir teşvik unsuru olan istisna uygulamasının engellenmesi, doğru beyanın önünde bir engel olabilir.\n
\nFazla ve Yersiz Ödenen \t\tVergilerin İadesi\n
\nDaha önce bu sütunlardan mükellef alacaklarının gecikmesi halinde, devlet tarafından faiz ödenmemesini eleştirmiş ve konu ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı üzerinde durmuştuk. Mahkeme, iptal kararı nedeniyle doğacak hukuksal boşluğu, kamu yararını ihlal edici nitelikte gördüğünden, iptal hükmünün, Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermişti. \n
\nBu bağlamda, 213 sayılı VUK’nin 112. maddesinde yapılması öngörülen değişiklikle; fazla ve yersiz olarak ödenen vergilerin iadesinde, tahsil tarihinden itibaren tecil faizi tutarında faiz ödenmesi öngörülüyor. Ancak, taslak metninde, fazla ve yersiz ödemenin mükelleften kaynaklanması durumunda faizin, hatanın düzeltilmesine ilişkin başvuru tarihinden itibaren hesaplanacağı belirtiliyor.\n
\nBu kanun maddesindeki düzenleme, taslakta yer alan şekliyle yasalaştığı takdirde yine mükellef hakkı yenmiş olacak ve söz konusu düzenlemeye yine Anayasa Mahkemesi yolu gözükecek.\n
\nArsa ve konutlarda KDV oranı \tvergi değerine göre belirlenecek \n
\nŞu anda, 150 metrekarenin altında konutlarda yüzde 1, üzerindeki konutlarda ise yüzde 18 KDV uygulanmakta.\n
\nKDV Kanunu’nun 28’inci maddesine yapılması öngörülen ilave ile arsa ve konut teslimlerinde arsa veya konutun vergi değerine bağlı olarak farklı KDV oranı uygulanması öngörülmekte. Böylece, farklı semtler de bulunan konutlar için aynı büyüklükte olsa dahi farklı KDV oranları getirilmekte.\n
\nDaha açık bir ifadeyle, lüks semtlerde bulunan konutlar, 150 metrekarenin altında olsa bile daha yüksek oranda KDV uygulamasına tabi olacak. Bu belirleme yapılırken vergi değerlerinin objektif kriterlere göre belirlenmesi gerecek.\n
\n\n
\nDini tesisler için yapılan bağışların \ttamamı kazançtan düşülebilecek \n
\nEğitim ve sağlık tesisleri için yapılan bağış ve yardımların tamamı kazançtan indirilebilmekte. Tasarı ile dini tesislerin inşası için yapılacak bağış ve yardımların tamamının gelir vergisi matrahı ile kurum kazancından indirilmesine izin veriliyor.\n
\nAyrıca, Türkiye Yeşilay Cemiyeti’ne makbuz \tkarşılığı yapılan nakdi bağışlar da kazançtan indirilebilecek.
\n\n\nKıdem ve izinde ‘askerlik’ hesabı\n
\n\n\n\n
İş Kanunu’na göre işçilerin yıllık izinleri kıdeme ve yaşa göre belirlenir. Ancak görüyoruz ki; askerlik nedeniyle işten ayrılıp daha sonra aynı işyerinde yeniden çalışmaya devam edenler açısından yıllık izin gün sayısında sorunlar yaşanıyor. Özellikle işçinin 14, 20 yoksa 26 gün mü yıllık izin kullanabileceğine işçinin kıdemine bakılarak karar verildiğinden askerlik öncesi sürenin izin kıdemine dahil edilip edilmeyeceği büyük önem taşıyor.\n
\nİş Kanunu’na göre, işyerinde işe başladığı günden itibaren, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Hizmet süresi “Bir yıldan beş yıla kadar olanlara” on dört gün, “Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara” yirmi gün ve “On beş yıl ve daha fazla olanlara” yirmi altı günden az olmamak üzere izin verilir. \n
\nBuradaki bir istisna ise on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresinin yirmi günden az olamayacağıdır. \n
\nİş Kanunu’nda muvazzaf askerlik süresine gelirsek... Yasada, muvazzaf askerlikte geçen süreler yıllık izin hesabında dikkate alınmıyor. Oysa; hem sosyal açıdan, hem de yıllık ücretli izinle ilgili düzenlemelerin amacına uygun olması bakımından bu durumdaki kıdem tazminatı almadan askere giden işçilerin yıllık izin kıdemlerinin devam ettirilmesi gerekir. Yine; askerlik dönüşü aynı işyerinde çalışmasına devam eden kıdem tazminatı almadan askere giden işçilerin izin kıdemleri de devam etmeli. \n
\nÖrnek bir olayda; Yargıtay’ın bu konuda 2007 yılında verdiği bir karar da mevcut. Karara göre; yıllık izin kıdeminin belirlenmesinde askerlikten önce çalıştığı sürenin sonraki süreye ekleneceği belirtiliyor. Ancak Yargıtay emekli olup kıdem tazminatı aldıktan sonra aynı işyerinde çalışmasını sürdüren işçinin yıllık ücretli izin hesabında kıdem tazminatını aldığı önceki sürelerin dikkate alınmayacağı görüşünde. Yine, kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerini alarak muvazzaf askerlik görevine gidip gelen işçinin kıdemi de sıfırlandığından askerlik sonrası işe giriş tarihi, yeni kıdem süresinin başlangıcıdır. Ve Yargıtay kararlarına göre, bu dönem, yeni bir iş sözleşmesi uygulama dönemidir.
\n\n\nEmekli çiftlerde vefat halinde maaş hakkı\n
\n\n\n\n
Babaannem ve dedem Emekli Sandığı emeklisi. Biri vefat ederse diğeri onun maaşından yararlanabilir mi? Özdemir Şarman \n
\nHer ikisi de yeniden evlenmedikleri sürece vefat eden eşin aylığını alırlar.\n
\n\n\n\n
SORU - CEVAP
\n\n\nSorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi