Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Girişimciye Teşvik, 'Meleklere' Vergi Avantajı
\n\n\n
Bir kimsenin giriştiği işlerde en büyük yardımcısı kuşkusuz aklıdır. Ancak ticaret için gereken ana parayı bulmak, onu batırmadan işletmek ve para kazanmak için, akıl her zaman tek başına yeterli olmayabiliyor. İşte bu aşamada girişimcilerin işini kolaylaştıran sistemlerden biri Girişim Sermayesi Yatırım Fon ve Ortaklıkları devreye giriyor.
\nDünyada yaygın olan sistem, Türkiye’de de kurulmuş veya kurulacak olan, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak ihtiyacı içerisinde olan girişimci şirketlere kaynak tahsisi yapmak amacıyla kurulu.
\nGirişim sermayesiyle, genç, hızlı büyüyen şirketlere deneyimli profesyoneller finansman sağlıyor.
\nYüksek kazançlara sahip, kendileri de birer girişimci olan kişiler ise ticari yaşamda “iş meleği” olarak tanımlanıyor.
\nGeçen haziran ayında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6322 sayılı kanun ile, söz ettiğimiz fon ve ortaklıklara sermaye koyan işletmeler vergisel açıdan destekleniyor.
\nAnılan kanun ile “girişim sermayesi fonu” düzenlenerek bu kapsamda işletmeler tarafından ayrılan fonların belli bir oranının gelir vergisi matrahından veya kurum kazancından indirilmesine izin veriliyor.
\nAyrıca, kurumlar vergisi mükelleflerinin, tam mükellefiyete tabi girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ile girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının hisse senetlerinden elde ettikleri kâr payları kurumlar vergisinden istisna ediliyor. Sistemin işleyişinde incelikler çok. İki temel başlıkta konuyu açmakta yarar var.
\nGirişim Sermayesi Fonu ve Beyannamede İndirimi
\nİşletmeler, öncelikle 15 Haziran 2012 tarihinden itibaren, 6322 sayılı kanun ile Vergi Usul Kanunu’na eklenen 325/A maddesi uyarınca, Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenleme ve denetimine tabiler. İşletmeler Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayırabilecekler. Bu fon, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin yüzde 10’unu ve öz sermayenin yüzde 20’sini aşamayacak.
\nGirişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar pasifte geçici bir hesapta tutulacak. Mükelleflerce, fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya girişim sermayesi yatırım fonlarına yatırım yapılması gerekiyor. Aksi halde, zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergiler gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecek.
\nİşte, girişimciliği desteklemek amacıyla ayrılan bu fonlar, gelir vergisi matrahından ve kurum kazancından indirilebilecek. Yani, girişimciliği destekleyenler vergi avantajı sağlanarak desteklenecek.
\n6322 sayılı kanun ile Gelir Vergisi Kanunu’nun 89. ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinde gerekli düzenlemeler yapıldı. Buna göre; beyan edilen gelirin veya kurum kazancının yüzde 10’unu aşmamak şartıyla, ayrılan girişim sermayesi fonları, gelir vergisi matrahından veya kurum kazancından indirilebilecek. Böylece, kazancı yüksek olan bir işletmede, ayrılan fonun vergi oranı kadarlık kısmı devletçe karşılanmış olacak.
\nGirişim Sermayesi Kâr \t\tPaylarından Vergi İstisnası
\nBilindiği üzere, şirket bütünleşmelerini teşvik etmek amacıyla, şirketlerin, iştiraklerinden elde ettikleri kâr payları üzerinden kurumlar vergisi alınmıyor. Öteden beri uygulanan bu istisna, iştirak kazançları istisnası olarak bilinmekte. Yatırım ortaklıkları hisse senetleri ile yatırım fonu katılma belgelerinden elde edilen kâr payları ise bu istisnanın kapsamına girmiyor.
\nGirişimciliğin teşvikini tam olarak sağlamak amacıyla 6322 sayılı kanun ile bu hükümlerde de bir değişikliğe gidildi. 1 Ocak 2013 tarihinden itibaren girişim sermayesi yatırım ortaklıkları ile girişim sermayesi yatırım fonlarından elde edilen kazançlar da kurumlar vergisinden istisna olacak.
\nÜlkemiz girişimciliğinin desteklenmesi bakımından son derece önemli olan bu düzenlemeler oldukça faydalı olacağa benziyor. “Mayasız yoğurt tutmaz” sözündeki gibi bu düzenlemeler, bizlere, vergi kanunları ile ne kadar yararlı ve etkin düzenlemeler yapılabileceğini de gösteriyor.
\n\n\nİyi İş Altı
\nAyda Çıkar!
\n\n\n\n
Başlıktaki atasözünü duydunuz mu bilmem ama anlamı bugünkü konumuza uygun: “Doğru dürüst yapılması istenen iş uzun zaman ister.”
\nBiliyorsunuz, geçmiş yıllarda sosyal güvenlik sistemindeki kayıtlar “manuel” yani el ile yapıldığından, birçok kişide özellikle “isim, soy isim, anne-baba adı, doğum yeri-tarihi, TC kimlik numaraları” gibi bölümlerde hatalara rastlanabiliyor.
\nBu hatalar bazen işçi, işveren, kimi zaman ilgili meslek kuruluşu çalışanları ya da bizzat Sosyal Sigortalar Kurumu çalışanlarının hatasından kaynaklanabiliyor.
\nBu noktada sıklıkla görülen yanlışlık ise işveren tarafından sigortalıların çalışma gün sayıları ile kazançlarını ihtiva eden 4 aylık dönem bordrolarında sigortalının sicil numarasının hatalı yazılması. Oysa “mutabakatsızlık” durumlarında bu süredeki hizmetler sigortalıya ait hizmet cetvellerinde görünmüyor. Dolayısıyla da işverenleri tarafından primleri ödenen bu sigortalılar ya sicil numaraları yanlış yazıldığı için, ya dört aylık bordrolarda mutabakatsızlık olduğu için ciddi hak kayıplarına uğruyor.
\n4/a bendi kapsamında, yani SSK sigortalısı sayılanların sıklıkla karşılaştıkları ve fark etmemeleri halinde ciddi hak kayıplarına yol açan bu hatalarının düzeltilmesine ilişkin talep oldukça önemli. Özellikle de yaşlılık aylığı başvurusundan, atasözümüzde olduğu gibi, en az altı ay önce yapılmasının son derece isabetli olduğu söylenebilir.
\nÇünkü bu nitelikteki hataların tespiti halinde sigortalı işe giriş bildirgelerindeki kayıtlar ile sigortalının nüfus kayıtları karşılaştırılıyor. Gerek duyulması halinde ise ya nüfus müdürlükleri ile yazışma yapılıyor ya da işverenler ile sigortalıların verdiği bilgiler doğrultusunda olası hak kayıpları giderilmeye çalışılıyor. Özetle; deyimdeki gibi, erken kalkan yol alıyor!
\n\n\nYURTDIŞINDA ÇALIŞANLAR NASIL EMEKLİ OLUR?
\n\n\n\n
Türkiye’de 10 yıllık SSK sigortalılığı bulunan 35 yaşındaki oğlum, 6 yıldır ABD’de yaşıyor. Yurtdışında prim ödeyerek emekli olabilir mi? Necip Fıratlı İnal
\nYurtdışında yaşayanlar isteğe bağlı sigorta primi ödeyemezler. Ancak yurtdışında çalıştığı süreleri borçlanma hakkı vardır. Eksik günlerini tamamlayarak Türkiye’den emekli olabilir.
\n\n\n\n
SORU - CEVAP
\n\n\nSorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek cevaplanacaktır.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti