Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Kod' Kâbusu Bitmiyor
“Kod” uygulaması lafta kaldırıldı. Ama uygulamada kesinlikle kaldırılmadı. Tüm hızı ve yanlışlıkları ile sürüyor. Daha önce de ifade ettik, adına artık “kod” demiyorlar. “Özel esaslara tabi mükellefler listesi” diyorlar. Bu haksız ve kanuni dayanağı olmayan uygulama o kadar yaygınlaşıyor ki, artık vergi daireleri bile yeni bir yapılanmaya gidiyor. Vergi dairelerinde, özel esaslara tabi mükellefler için ayrı birimler kuruluyor. Bu mükelleflere olağan suçlu gözüyle bakılıp işlemler ona göre yürütülmeye başlanıyor.
Ancak görüyoruz ki bu uygulama, büyük mağduriyet ve içinden çıkılamaz sorunlar yaratıyor. Okuyucuların bize ilettiği, uygulamada karşılaştığımız örnek bir sorun ise durumun vahamet derecesini çok iyi özetliyor.
Üretim ve ihracat yapan ve ciddi bir istihdam yaratan mükellefin 2007 yılı işlemleri incelemeye alınır. Defter ve belgelerini ibraz etmesi istenir. İstanbul’da yaşayanlar anımsar. 2009 yılında Ayamama Deresi taşmış ve büyük bir sel felaketi yaşanmıştır. Selden etkilenen birçok mükellef tüm varlıkları ile yasal defter ve belgelerini de kaybeder. Örnek mükellefimiz de bu durumdadır. 2007 yılı defter ve belgeleri zayi olmuştur. Buna ilişkin mahkemeden belgesi vardır. Dolayısıyla kendisinden defterleri istendiğinde, ancak ilgili mahkeme kararını ibraz eder.
Sorun ise bundan sonra başlar. Vergi inceleme elemanı, vergi dairesine bir yazı yazar ve defter ve belgelerin ibraz edilemediğini bildirir. Vergi dairesi, mükellefi “özel esaslara tabi mükellefler listesi”ne alır. Mükellef durumdan haberdar olur. Defter ve belgeleri sel nedeniyle ibraz edemediğini buna ilişkin mahkeme kararı olduğunu belirtir. Normalde, sel felaketi mücbir sebep kabul edilir. Gelir İdaresi’nin bir İç Genelgesi’ne göre de mücbir sebep nedeniyle defter ve belgelerini ibraz edemeyen mükelleflerin “kod”a alınmaları mümkün değildir.
Duruma itiraz eden mükellefe vergi dairesi; konuya ilişkin inceleme elemanının yazısı olduğunu, aksi yönde bir yazı vergi dairesine gelmedikçe yapılabilecek bir şey olmadığını belirtir. İnceleme elemanı ile görüşen mükellef bu kez de vergi dairesinden yazı gelmedikçe “yeni bir yazı yazamayacağı” yanıtını alır.
Bu sırada olan mükellefe olur. İhracat nedeniyle KDV iadelerini almakta geciken, KDV iadelerini SGK prim borçlarına mahsup edemeyen mükellef, ciddi finansman sıkıntısı yaşamaya başlar.
İşte bu örnek; gereksiz “kod” uygulamasının mükellefleri ne derece zora soktuğunu ve keyfi yürütüldüğünü açık olarak gösteriyor. Üstelik uygulamanın yasal olmadığı yargı organları tarafından da defalarca kabul edilmişken. 4 Temmuz’da İstanbul 11. Vergi Mahkemesi tarafından verilen karar ortada. Kararda anayasada güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlere aykırılık teşkil edildiği vurgusu dahi mevcut.
Özetle, mükelleflerin ve vatandaşların devlet eliyle mağdur edilmesini anlamak mümkün değil. Vergi idaresinin anayasaya aykırı bu uygulamasının bir an önce kaldırılmasında büyük fayda var.
Telafi Çalışmasıyla 9 Gün Tatil!
Önümüzdeki hafta arası bayram tatili başlayacak. Uzun tatil yapmak isteyenler için, ara günleri yıllık izinden düşerek tatili uzatmak bir yol olmakla beraber, telafi çalışması ile de tatili 9 güne çıkarmak mümkün.
4857 Sayılı Kanun’un 64. maddesi telafi çalışmasını ve şartlarını şöyle tanımlar:
- Zorunlu nedenlerle işin durması,
- Ulusal bayram ve genel tatillerden önce veya sonra işyerinin tatil edilmesi,
- Benzer nedenlerle işyerinde normal çalışma sürelerinin önemli ölçüde altında çalışılması veya tamamen tatil edilmesi.
İşçinin talebi ile kendisine izin verilmesi halinde ise sistem şöyle işler:
- İşveren iki ay içinde çalışılmayan süreler için telafi çalışması yaptırabilir.
- Bu çalışmalar fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sayılmaz.
- Telafi çalışmaları, günlük en çok çalışma süresini aşmamak koşulu ile günde üç saatten fazla olamaz ve tatil günlerinde telafi çalışması yaptırılamaz.
Evet, yasa böyle. Ancak işçinin talep etmesi halinde işverenin izin verme zorunluluğu da yok. Öte yandan, yapılan telafi çalışmasına ilişkin ücret de söz konusu değil. Örneğin, işçi 1 günlük izin almışsa, o güne ait ücretini alacak, daha sonraki bir tarihte de ücretini aldığı ancak çalışmadığı 1 günlük süreyi günde 3 saati ve günlük 11 saati aşmayacak şekilde çalışarak telafi edecek. Telafi çalışmasına ilişkin ücret daha önce ödendiği için, yapılan telafi çalışması için ayrıca ücret almayacak.
İstifa Eden İşçi İzin Parası Alır
3 yıldır çalıştığım işyerinden ayrılıyorum. Kullanmadığım 20 günlük iznim var. İzin parası alabilir miyim? Mahmut Deniz
İş Kanunu’na göre, iş sözleşmesi sona eren işçiye kullanmadığı izinlerin ücreti ödenir. İstifa eden işçi için de geçerlidir. Kullanmadığınız 20 gün izin parasını alabilirsiniz.
SORU - CEVAP
Sorularınız için malicozum6ismmmo.org.tr adresine mail atabilirsiniz. Tüm sorular e-posta ile tek tek
cevaplanacaktır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı