Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bilgi ve Terör
Terörün tırmanışı karşısında, gerek medya gerekse siyasetçi yorumlarının bir “ortak noktası” var. Ortak nokta bilgisizliktir. Bilgisiz olunca da çözüm bulunması olanağı kalmıyor; bunun yerini günlerdir görüldüğü gibi “kör dövüşü” alıyor.
***
Terörle savaşımda, en önemli ve öncelikli bilgi, hiç kuşkusuz “istihbarat”tır. Bir başka adıyla teröristlerle ilgili bilgi sahibi olmaktır.
Türkiye teröristlerle ilgili istihbaratı ya da bilgiyi, bilindiği gibi, ABD’den istiyor; kimi zaman alıyor; bazen de alamıyor.
Ana yanlış budur.
Bu toplumun özgeçmişinde muhbirliğin özel ve önemli bir yeri vardır.
Bizde muhbirlik çok güçlüydü. Bilindiği gibi Osmanlı döneminde yayımlanan etkin gazetelerden birinin adı Muhbir’dir.
Daha yakına gelelim. Özellikle 1970’li ve 80’li yıllarda, devlet “solcu avına” çıktığında “muhbirlik kurumunu” sonuna kadar kullanıyordu. Gönüllü muhbirler bile işbaşındaydı. En yakın arkadaşlar, komşular, kardeşler birbirini ihbar ediyordu. O kadar ki, kız arkadaş ya da arazi kavgaları bile solcudur ihbarıyla taçlandırılıyor ve insanlar ya öldürülüyor ya da işkenceden geçiriliyordu.
Daha sonra “kimliği açığa çıkan” kimi muhbirlerin, yurtdışında görevlendirilerek, üniversite öğretim üyesi olarak ödüllendirildiğine de ve “terör uzmanı” olarak TV’leri süslediğine de tanık olunmadı mı?
O kirli muhbirlik yapısı, demokratikleşme süreci işletilerek; açıkça hesaplaşılarak ve 12 Eylül rejimi sorgulanarak ortadan kaldırılmadı.
Nasıl oluyor da Türkiye, istihbarat için Washington’ın kapısına gidiyor? Öyle anlaşılıyor ki komünizm tehlikesi kalkınca bizdeki muhbirlik süreci de iyice çökmüş!
***
Yıllardır terörle savaşımda “ABD yapımı silah” ve cephane kullanıyor olabilirsiniz; oysa bunları kendinizin üretme beceriniz olmalıydı!
Bilgiye ve teknolojiye önem vermediğinizden, terörle savaşımda kullanılacak olan “yazılım” programlarını da ABD’den sağlamaya uğraşıyorsunuz. Ve çoğu kez alamıyorsunuz.
Bu çok acıklı bir durumdur.
Bu halkın vergileriyle varlıklarını sürdüren gizli-açık istihbarat örgütleri ne güne duruyor? Ne işe yarıyor? Neden istihbarat için Washington’a gitmeden Ankara’ya çekidüzen verilmedi?
Eğer 30 yıldır süren bu savaşta siz teröristlerle ilgili bilgileri kendi adamlarınızla ve kendiniz derleyecek beceriyi gösteremiyorsanız, ister asker olun ister sivil, ister siyasetçi olun isterseniz bürokrat, bu topluma dönüp devlet “terörle mücadele ediyor” diyemezsiniz; dememelisiniz!
***
Kaldı ki, bilgi eksiği günlük istihbarat ile sınırlı değildir. On yıllardır süregelen Kürt sorunu ya da PKK terörü ile ilgili olarak, üniversiteler bilimsel araştırma yapmıyor. Daha doğrusu yapamıyor!
Üniversiteler ve diğer araştırma kuruluşları, sorunun iç ve dış kaynaklarını; ekonomik, kültürel, siyasal ve toplumsal boyutları konularında neden araştırma yapmıyor; bilgi üretmiyor diye sorguladık mı?
Dahası, onca gazete ve TV’den kaçı, o bölgeden doğrudan bilgi aktarabiliyor?
Hangi verilere, bilgilere dayanılarak, asıl kaynak olan “Kuzey Irak vurulmalı” ya da “Tampon bölge oluşturulmalı” önerisi yapılıyor?
Kuraldır, bilgi olmayınca çözüm üretilemez. Ölümler ve kör dövüşleri sürer gider. Gerçek terörün bilgisizlik terörü olduğu elbet bir gün öğrenilecektir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt