Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sermayenin Sinirleri
Küresel sermayenin sinirleri yeniden bozulmuş görünüyor. Dünyanın önde gelen borsalarında geçen pazartesi günü yaşanan büyük düşüşler, yalnızca o günün “kara pazartesi” olarak adlandırılmasına yol açmakla kalmadı, ekonomik geleceğe ilişkin kaygı ve giderek korkuları da tetikledi.
\nHenüz 2008-2009 bunalımının dumanı tüterken ve dünya ekonomilerinin o hastalıktan tam olarak kurtulup kurtulmadığı belirsizliğini korurken gelen bu sarsıntı nasıl doğuyor ve nelere gebedir?
\nSon bir yıl boyunca komşumuz Yunanistan’da çok ağır biçimde yaşanan ve özellikle de Avro kullanan kesimde sürekli çözüm arayışlarına konu olan bunalımın AB’nin İspanya, İtalya ve Portekiz gibi güney kanadına atlamasından korkulmaktaydı. Bunalımın nedeni, başta Yunanistan, bu ülkelerin borçlarını ödeme yeterliliğine sahip olup olmadıklarıydı; özünde, sermayenin her zaman aradığı “güven” sorunuydu.
\nGerçekte, her borç veren yalnızca alacağı faiz getirisine bakmaz, borç verdiğinin borcunu geri ödeme gücüne ya da kapasitesine bakar; güven sorununun asıl kaynağı budur. Ülkelerin borçlarını geri ödeme gücü ile ilgili “kredi değerlendirilmeleri”, kuşkusuz bireysel borç-alacak ilişkisinden çok daha karmaşıktır ve yalnız kamu kuruluşlarına değil, banka ve firmalarıyla ülke ekonomisinin bütününe bakılarak yapılır.
\nKüresel sermaye, Yunanistan ve AB’nin güneyi gibi görece küçük işlerle oyalanırken gerçekten büyük “güven göçüğü”, kapitalizmin tapınağından, ABD’den geldi. Uluslararası değerlendirme kuruluşu S&P, asırlık tarihi boyunca, AAA ile en yüksek kredi değerlendirme notunu alan ve küresel güven piramidinin en tepesinde yer alan ABD’nin notunu bir derece kırdı, AA+ yaptı ve kıyamet koptu. Sermayenin sinirleri iyice, çıldıracak derecede bozuldu.
\n***
\nKapitalizmin geleneksel yılmaz savunucuları, yorumlarında, hemen her zaman yaptıkları gibi, bu güven bunalımının asıl nedenini ABD’nin siyaset sistemine bağladılar. Birilerinin ikide bir “Ah bizde de olsa” demesine bakmayın, ABD siyaset yapısı, yüzyılların kendine özgü birikimlerinin bir sonucudur. Değişik tepe kurumlar, özellikle de parlamento ve başkan arasındaki denetim ve denge süreçlerine bağlı olan ABD siyaseti, geçen günlerde devletin borçlanma tavanını yükseltme işini iyi yönetemedi. Bu nedenle, “Acaba ABD de borcunu ödeyemez duruma düşer mi” sorusunun gündeme gelmesi, sonunda sermayenin kalp atışlarını çok yakından izleyen S&P’nin de tepesini attırdı; ABD’nin kredi değerlendirme notu düşürüldü ve bu olgu dünya piyasalarında büyük bir güven bunalımı yarattı.
\nBundan sonrası, ABD’nin sermayenin güvenini yeniden tam anlamıyla kazanmasına bağlı olacaktır. Güven tazelemek, hele asırlık bir noktadan kopuşun sonrasında hiç de kolay olacağa benzemiyor. Ancak sermaye aynı zamanda esnektir ve yeni koşullara ayak uydurmasını bilir; ABD’ye güvenini iyice yitirirse yuvalanacağı yeni cennetler bulur.
\nTürkiye’ye gelince, S&P kredi değerlendirme notu BB+ ile iyi sayılır. Türkiye, on yıl önce yaşadığı ağır krizin bedelini, toplumun sırtına 65 milyar dolar gibi ağır bir yük yükleyerek ödedi. Sermaye işlemlerinin yapıldığı bankacılık sisteminin oldukça sağlam olduğu anlaşılıyor. Türkiye’de yönetim tek elde, yani Başbakan’da toplandığından, sermaye için sıkıntı yaratacak ABD ya da AB benzeri “demokratik süreçler işlemez”; toplumsal tepkiler de polisiye önlemlerle kolayca bastırılır; kısaca, içeriden sermayeye güvensizlik yaratacak siyasi bir sorun çıkmaz.
\n***
\nİçeriden çıkacak sorun kurumsal olabilir. Başbakan’a tamamıyla bağlı kurumların, küresel sermayenin anlık davranışlarına; giriş ve geri dönüşlerine, zamanında ve doğru tepki verebileceğini; teknik yeterliliklerini gereği gibi kullanabileceklerini beklemek, aşırı iyimserlik olur.
\nSermayenin sinirleri, küresel düzlemde birbirine eklidir. Bir yerde görülen titreşim, kolayca diğerlerine de geçer. Önemli olan, ABD kaynaklı bu büyük fırtınanın ekonomimize olası olumsuz etkilerini olabildiğince hafifletmektir. Demokrasimiz olmasa da ustalığımız ve imanımız var. Hem baksanıza, bir konser için İstanbul’a gelen ve büyülendiğini söyleyen Venezüellalı ünlü müzik adamı ve ekonomist Jose Antonio Abreu ne diyor: “Krizin kaynağında manevi değerlerden uzaklaşmak var, Türkiye şanslı görünüyor.” (Hürriyet, 10 Ağustos, Hülya Güler’in haberi.)
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama