Zeynep Göğüş
Zeynep Göğüş zeynepgogus1@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sığınmacılar, Ajanlar ve Suriye

07 Nisan 2012 Cumartesi
\n

\n

Türkiyenin son dönem Suriye politikasında hatalar yapıldığını düşünenlerdenim. İpin ucunu kaçırdık, başımıza çorap ördük. Varılan noktada iç savaşta tarafızdenilebilir.

\n

Komşuda iç savaş var ve sığınmacılar akın akın Türkiyeye geliyor. Gelenlerin kaçta kaçı gerçekten zulümden kaçıyor, o da belirsiz. Yüzde 10u mu, 15i mi? Sünniler gerçekten rejime karşı mı? Yoksa bu da mı yalan?

\n

Sınır kentlerimizin yöneticileri yüksek sesle konuşmaktan çekiniyorlar. Keşke konuşabilseler. Hiç olmazsa kapalı kapılar arkasında bile olsa bir dinleyen çıksa onları.

\n

Bana verilen bilgiler doğru ise sığınmacıların önemli bölümü rejimden kaçanlar değil, işsiz güçsüzler.

\n

Aydın sınıfın tercihi ise zaten Türkiye değil. Türkiyeye gelmemelerinin bir nedeni de Hatay ve Kilisin şu anda ajan kaynıyor olması. Dolayısıyla can güvenliği endişesi taşıyorlar.

\n

Öte yandan sığınmacıların beklentileri yerel yöneticilerin sinirlerini bozacak derecede yükseliyor.

\n

İlk gelenler Kuzey Suriye köylüleriydi. Hama ve Humustan kaçanların tercihi Lübnan. Halepte zaten hâlâ sorun yok. Daraa derseniz, ki ilk kıvılcımın çaktığı yerdir, oradan da gelen yok, çünkü ta Ürdün sınırında. Daraadan kurtulan Ürdüne geçiyor.

\n

Rakka ve Afrin Kürtlerin denetiminde. Sorun İdlipte. Burası 1516’dan önce Memluklara aitti. Sonra Osmanlı egemenliğine girdi. İdlip Suriyenin 14 vilayeti içinde nüfus yoğunluğu en yüksek olanlarından biri ve sınırımızda.

\n

Sığınmacılar her geçen gün binlerle ifade edilen rakamlarla artış göstererek 25 bine dayandı. Dış dünyanın dayanışması zayıf.

\n

Çok yakında Körfez Savaşı sonrasındakine benzer suçlamalarla karşı karşıya kalabilir Türkiye.

\n

Sığınmacı sorununu iyi yönetemezsek, yarın başımıza bela olacaktır. Türkiyenin güney sınırı güvenli bölge olmadan Avrupa Birliğini de unutalım. Bu arada denklemi tamamlamak için sorulması gereken bir soru var: Suriyenin Kürtleri ne olacak? Suriyenin geleceğini şekillendirmeye kalkarken bunu da düşünmek gerekmez mi? İçeride hangi modeli uyguluyorsunuz ki, oraya ihraç edeceksiniz?

\n

***

\n

Ekim 2009da Suriye ile Vize Muafiyeti Anlaşması imzalandığında sınır kapısındaydım. İlk Suriye-Türkiye Stratejik Bakanlar Kurulu toplantısını basına ayrılan sandalyelerden izledim.

\n

Ne güzel günlermiş onlar...

\n

Ürdün sınırındaki Daraada duvara yazı yazan bir gencin uğradığı işkence üzerine başlayan olaylar bizi bu güne getirdi. Beşşar Esad kukla oldu, ipler kardeşi Mahirin elinde.

\n

Obama yönetimi ise Iraktan dersini aldı. Kendi savaşmayacak ama işi başkasına yaptırtacak. Davul bizim boynumuzda, tokmak onun elinde.

\n

Suriyede şu anda muhalif lider vasfında kimse yok. Aklı başında Sünniler ise söylenenin aksine rahatsız.

\n

En büyük tehlike, radikal bir İslami rejimin kapıda bekliyor olması.

\n

Sınır bölgemize has yerel bir deyişle, merhametli cerrah yara sağaltmaz”. Sığınmacılara kucak açmak insani boyutuyla yüksek bir duygu. Enayi yerine konulduğunu bilmek ise bunun tam tersi.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Atatürk Kıymete Binecek 18 Mayıs 2013

Günün Köşe Yazıları