Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

1 Ocak 2015

01 Ocak 2015 Perşembe

“Tanrım, bana, değiştirmek istediklerimi değiştirebilmem için GÜÇ ver.
Değiştiremeyeceklerim için SABIR ver.
İkisi arasındaki farkı anlayabilmem için BİLİNÇ ver.”

Bu sabah gözlerimi açtığım anda yukarıdaki “Yeni yıl duamı” tekrarlayacağım... Sonra, sonra ...
Sonra bu yıl 100 yaşında olan Aziz Nesin’in “Merhaba”sıyla (köşeye sığdırmak için, bir damla kısaltarak) yeni yılı karşılayacağım:

Merhaba
Merhaba sayın okurlarım, merhaba sevgili okumazlarım, sevenlerim, sevmeyenlerim, can yoldaşlarım, can düşmanlarım, merhaba!
Sayın bayanlar baylar, merhaba! Sayın olmayan bayanlar baylar, sizlere de merhaba!...
Bindiği dalı kesenler, öksürüğe göre esenler, çabuk kırılıp küsenler, merhaba! Nerdesin, bir şu dağın ardında kalan umudum, merhaba!
Baş tacı edilen hazret-i kuyruk, merhaba! Yaban iti bay buyruk, merhaba!
Atı alıp Üsküdar’ı geçen, kan tükürüp kızılcık şurubu içtim diyen, kendi yağıyla kavrulanlar, el kapılarında savrulanlar, merhaba! Merhaba bal börek, merhaba zehir zemberek!...
Babıâli salhanesinde birbirlerini boğazlayıp yiyen kurt kalemli uğraşdaşlarım, merhaba!
Gözünü budaktan, sözünü efendiden uşaktan esirgemeyenler, aldatan kaltabanlar, aldanan daltabanlar, merhaba! batı kafalıdoğu gövdeli, doğu kafalı-batı gövdeli, 1961 modeli yerli pan’lar, aralarındaki sandalye dalaşmalarını halka yurtseverlik, özgürlük savaşı diye gösteren politika cambazları, ey tükürdüğünü yalayan, ey her kapıyı açan yalan dolan, merhaba!
Konuşurken mangalda kül bırakmayanlar, halka talkın verip kendileri salkım yutanlar, dönme dolaplar, çarkıfelekler, rüzgârgülü, sayın dönek, bay fırıldak, yüksek sosyete, alçak sosyete, orta yerde iki arada bir derede kalanlar, ilericiler, gericiler, övüngenler, sürüngenler, ben demiştimciler, neme gerekirciler, hepinize merhaba!
Ağızdan dolma, kulaktan kapma, yarım yamalak, üstünkörü, kara aydın, çeyrek aydın, saray soytarısı, merhaba!
Düşükler, kalkıklar, düşecekler, düşecekleri yere tırmananlar, merhaba!
Aslanın ağzındaki ekmek, kendinden başkalarına yarayan emek, zemzem’den çok daha kutsal alın teri, göz nuru, gözümün nuru, caanım efendim, merhaba!
Yiğitlikte gemi aslanı, ödleklikte tarla sıçanı, kahpelikte eşi olmayan, düşmüşe tekme vuran, kalkmışa el pençe duran, gidene ağam diyen, gelene paşam diyen, bugün dünden âlâsın, evet efendim sepet efendim, ne buyrulur efendim, patlıcanın değil efendim, efendinin dalkavuğu, yiğitliğin harman olduğu yerden çıkanlar, kahpeliğin yasa olduğu yerlerde bitenler, merhaba!
Ey kutsal zamazingo, günlük işimiz fasafiso, ey alavere dalavere, ey klasik politikamız idare-i maslahat, son baskı fiskos gazetesi, kuyruğa kul köle olan, buyruğa yatıp yuvarlanan düşüncesi sahibinin sesi, düşüp takkesi keli görünen, halk deyip halk cebinde eli görünen, merhaba!...
Ali’nin başından Veli’nin başına, Veli’nin başından Ali’nin başına geçirilen külah, tek sigortamız maşallah, tek umudumuz “iyi olur inşallah”, merhaba!
Alicengiz oyunu, politikamız köşe kapmaca oyunu, ilkeniz körebe oyunu, toplumsal adalet uzun eşek oyunu, hayatımız birdirbir oyunu, “alttan verir samanı üstten çıkar dumanı, çattı pattı kaç çattı” hesabımız işte bu, odun iskelesi müdürü, gusülhane mandalı, apteshane ibriği, merhaba!
Armudun sapı var, üzümün çöpü var, estekti köstekti, yan yattı çamura battı, çeri var çöpü var, korkaklığımıza, hayınlığımıza, uydurduğumuz pis bahaneler, merhaba!
Atı alıp Üsküdar’ı geçen, parayı verip düdüğü çalan, arabasını dağdan aşıran, düz ovada yolunu şaşıran, merhaba! Dişini sıkan, kemeri kısan dar gelirli, merhaba! Ey enseler, ey gerdanlar, ey ölçüyü kaçıran göbekler, ey hesabı şaşıran bol gelirliler, merhaba!
Sırça köşkte oturup komşusuna taş atanlar, on parmağında on karalar, fildişi kulelerinde tüneyen papağanlar, ey kafeste çitleyen dut yemiş bülbüller, teker kırıldıktan sonra yol gösterenler, vakitsiz öttü diye başı kesilen horozlar, suyunu kirletti diye kurdun yediği kuzu uyan artık heeey Üsküdar’da sabah oldu, merhaba!
Gözümün üstünde kaşın var dedirtmeyenler, güneşe karşı işetmeyenler, üstü bıyık altı sakal diye tükürtmeyenler, iki ucuyla ortası pis değnekler, Mersin’e diye tersine gidenler, el dokunmayan zülfiyar, merhaba!
Kokup bulaşmayan tavşan tersi, etliyle sütlüye karışmayan biçimsel demokrasi teresi, suya sabuna dokunmayan elin pisi, uyuntular, mıymıntılar, sünepeler, süprüntüler, iyiler, kötüler, hem iyi hem kötüler, kısaca bizler, harman olduğumuz kişiler, merhaba!
Merhaba yoksulum, merhaba mahalle mantarı milyonerler, nerdesin ey sağduyu, sesimi duyar mısın ey özgürlük, merhaba!
Merhaba verilip de tutulmayan sözler, merhaba doymayan gözler, merhaba dolmayan göbekler, iskemleler, işkembeler, ey özgürlük, merhaba!
Merhaba bize gülen balıklar, akıl veren alıklar, merhaba.
Merhaba özgürlük savaşında yaralanıp yitenler, merhaba bu yolda dökülüp bitenler, merhaba.
Merhaba söylenememiş en güzel söz, merhaba güzel yarınlar, merhaba gelecek aydınlar, merhaba.

İşte girdik alana, selam verdik dört yana, sözümüz anlayana: Merhabalar, merhaba...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları