Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Dünya, memleket ve sen

16 Ocak 2022 Pazar

“Ben bir insan, / ben Türk şairi Nâzım Hikmet

 ben tepeden tırnağa insan / tepeden tırnağa kavga, hasret ve ümitten ibaret...”

Dün Nâzım Hikmet’in 120. yaş gününü kutladık. Coşkulu etkinliklerin birçoğunun arkasında Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ve ülkemin aydınlık, güzel insanları vardı. Hepsine gönül borcum sonsuz! Benim günüm, önce Halk TV’de S. Asker’in “Görkemli Hatıralar”ında, Esenyurt ve Beylükdüzü’ndeki etkinliklerde geçti. Her ikisinde de öylesine muhteşem, öylesine coşkulu gençlerle karşılaştım ki bir kez daha bu ülkeden umut kesilmez dedim. Ve dünün ardından, sizleri karanlıklara boğacak bir yazı yazmak istemedim. Bu nedenle sözü, dünyayı, memleketini ve sevdiği kadını düşünen, üçünü birbirinden ayırmayan, umudunu asla yitirmeyen, geleceğe inanan şaire bıraktım. Ülkemin hapishanelerinden dünyaya uzanan şiire...  

İSTANBUL’DAN

İstanbul’da, Tevkifane avlusunda, / güneşli bir kış günü, yağmurdan sonra, / bulutlar, kırmızı kiremitler, duvarlar ve benim yüzüm yerde, su birikintilerinde kımıldanırken,/ 

ben, nefsimin ne kadar cesur, ne kadar alçak, / ne kadar kuvvetli, ne kadar zayıf şeyi varsa/ hepsini taşıyarak: / dünyayı, memleketimi ve seni düşündüm...”

Sevgilim, / başlar önde, gözler alabildiğine açık, yanan şehirlerin kızıltısı, çiğnenen ekinler ve bitmez tükenmez ayak sesleri: gidiliyor. /

Ve insanlar katlediliyor: / ağaçlardan ve danalardan / daha rahat 

daha kolay daha çok. / 

Sevgilim, 

bu ayak sesleri, bu katliamda/ hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu, / fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden/ güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan/ gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman...”

BURSA’DAN 

Sevdalınız komünisttir, / on yıldan beri hapistir, / yatar Bursa kalesinde.

Hapis ammâ, zincirini kırmış yatar, / en âlâ bir mertebeye ermiş yatar, / yatar Bursa kalesinde. /

Memleket toprağındadır kökü, / Bedreddin gibi taşır yükü, /yatar Bursa kalesinde. /

Yüreği delinip batmadan, / şarkısı delinip batmadan, / cennetini kaybetmeden, / Yatar Bursa kalesinde.”

***

Sen esirliğim ve hürriyetimsin. / Çıplak bir yaz gecesi gibi yanan elimsin. / Sen memleketimsin. /

Sen ela gözlerinde yeşil hareler, sen büyük, güzel ve muzaffer/ ve ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin.” 

***

Sende, ben, kutba giden bir geminin sergüzeştini, / sende, ben, kumarbaz macerasını keşiflerin, / sende uzaklığı, / sende, ben, imkansızlığı seviyorum./

Güneşli bir ormana dalar gibi dalmak gözlerine / ve kan ter içinde, aç ve öfkeli, / ve bir avcı istihasıyla etini dişlemek senin.

Sende, ben, imkansızlığı seviyorum, / fakat asla ümitsizliği değil...

DÜNYAYA

Yarısı burdaysa kalbimin / yarısı Çin’dedir, doktor./

Sarı nehre doğru akan / ordunun içindedir. / Sonra, her şafak vakti, doktor, / her şafak vakti kalbim / Yunanistan’da kurşuna diziliyor.

Sonra, bizim burda mahkûmlar uykuya varıp revirden el ayak çekilince / kalbim Çamlıca’da bir harap konaktadır / her gece, Doktor. / Sonra, şu on yıldan bu yana /benim fakir milletime ikrâm edebildiğim / Bir tek elmam var elimde, doktor, / Bir kırmızı elma: kalbim... / Ne arteryo skleroz, ne nikotin, ne hapis, / işte bu yüzden, doktorcuğum, bu yüzden bende bu angina pektoris.../

Bakıyorum geceye demirlerden / ve iman tahtamın üstündeki baskıya rağmen / kalbim en uzak yıldızla birlikte çarpıyor...”

ELVEDA DÜNYA MERHABA KAİNAT

Bu dünya soğuyacak, / yıldızların arasında bir yıldız, hem de en ufacıklarından, / mavi kadifede bir yaldız zerresi yani, yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde, / hatta bir buz yığını yahut ölü bir bulut gibi de değil, / boş bir ceviz gibi yuvarlanacak zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun, / duyulacak mahzunluğu şimdiden. / Böylesine sevilecek bu dünya ‘Yaşadım’ diyebilmen için...”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları