Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Godot'yu Beklerken'

26 Nisan 2012 Perşembe
\n

\n

\n

\n

Samuel Beckett Godotyu Beklerkenadlı oyunu 1949da Fransızca yazdı. 1953’te kendi İngilizceye çevirdi. Bir yıl sonra, 54te İstanbulda Küçük Sahnede oynandı. AST bu oyunla 1963te açıldı.\n

\n

Oyun, avangardakımın temsilcisi oldu. Hem varoluşçuluk felsefesinin hem de tiyatro sanatınınklasiği oldu.\n

\n

Beklenen Godotya (Godo diye okunur) herkes kendince bir anlam vermeye çalıştı. Aşk, Tanrı, Devrim, Kurtuluş, Mutluluk vb. Hiçbiri değildi Godot bir simge diyenler oldu. Oysa değildi. Oyun boyunca gelmediğine göre Godot yoktu zaten. Ayrıca Beckett tüm simgelerden nefret ediyordu! \n

\n

Biz artık Türkiyede ne acıdır ki sadece ve sadece simgelerle yaşar olduk. Hükümetin başındaki insan yüzünden böyle olduk! Gerçekten zavallı ülkem! \n

\n

Velev ki simgededi baştaki, ondan sonra Türkiye simgeler savaşına girdi ve doludizgin sürmekte bu savaş (Herkes bir Beckett yeteneğine sahip olamaz elbet!)\n

\n

Peki Godot simge değilse neydi? \n

\n

Godotyu Beklerken”, beklemek üzerine bir oyun. Varoluş ve hiçlik üzerine, yaşamak ve ölüm üzerine, zaman ve zamansızlık, eylemsizlik ve eyleme geçmek üzerine bir oyun. Oyunun iki baş kişisi Vladimir ve Estragonun yarına kalmak, yaşamı bir gün daha sürdürmek için neden arayışıdır. \n

\n

***\n

\n

Fazıl Say üzerine son dönemlerde yine kıyametler koparılıyor Kısa bir süre önce ondan Godotyu Beklerken başlıklı bir yazı almıştım. 1 Nisan çoktan geride kaldı. Ama bari nisan ayı sona ermeden o yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum Neden mi? Onu da yarın söylerim…\n

\n

İşte Fazıl Sayın kalemindenGodotyu Beklerken:\n

\n

Vladimir: Bir tivit attım yalnızlığa!\n

\n

Estragon: TT olmuşsundur bile...\n

\n

V: Bari sen beni RTledin mi?.. \n

\n

E: Hayır, ama RT hastalanmış diye söylenti çıkmış memlekette.\n

\n

V: (içini çeker) Bu yaz Madonna konseri varmış İstanbulda.\n

\n

E: (soğuk ve ilgisiz) Bilim adamları Hz. İsa hiçbir zaman yaşamadı diyorlar. Zaten Tanrı da yokmuş...\n

\n

V: Meryemle ilişkisi çirkin bir dedikodu sadece.\n

\n

E: Seviyeli ilişki yoktur, seviyesiz dedikodu vardır!!\n

\n

V: (Estragona tokat atar) Bugün 1 Nisan!! Ha ha ha!!\n

\n

E: Uzaklara gitmek istiyorum!\n

\n

V: (Bunalmış bir ifade ile) Herkesi biber gazı ile uzaklaştırıyorlar...\n

\n

E: 25 Aralıkta bakire bir anneden doğup, 12 havarisi olup, öldükten sonra dirildiği iddia edilen 20-30 kişi var ve hepsi de Hz. İsadan önce yaşamış.\n

\n

V: 1 Nisan? Bugün önemli bir futbol maçı var.\n

\n

E: Futbol bile iktidarın oynaştığı bir fuhuş kadınına benzedi! (Aniden sesini yükseltir.) Bir gazeteci, kendisine 7 kere geri zekâlı diyen Hülya Avşarı mahkemeye vermiş. (uzunca düşünür) Avukat değil, hâkim tutsun...\n

\n

E: (5 parmağına bakarak) 7 kere! 7 kere! Ahh, bütün eğitim sistemi içine virüs kaçmış bir laptop gibi artık.\n

\n

V: Laptopun modası geçti. Artık cemaat öğrencilere iPad dağıtacakmış.\n

\n

E: Cemaat, insanlarla Tanrı arası köprü gişesi gibi. (Aniden heyecanlanır) Bugün İddaa oynasak?\n

\n

V: Hep kaybediyorsun!\n

\n

(Uzunca bir sessizlik olur)\n

\n

E: O hâlâ gelmedi.\n

\n

V: Hiçbir zaman gelmeyecek.\n

\n

Sevgili Okur, (sözü tekrar ben ele aldım) yukarıdaki bu çeşitlemede sakın boşuna simge arama Çünkü yok Tıpkı Godot gibi… \n

\n

Godot gelmese de bahar er geç geliyor!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları