Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Joan Baez'den Sevgilerle...

22 Mart 2012 Perşembe
\n

\n

Kaçmak. Korku imparatorluğundan uzaklaşmak. Yaşamanın, soluk almanın, işini yapmanın, sürekli bir gerilime ve kavgaya dönüşmediği bir ortamda bulunmak Acı çekmeden haberleri izleyebilmek, acı çekmeden yazı yazabilmek

\n

Kendime bir haftalık tiyatro - müze - sergi - konser rejimi uygulamak için Londradayım. Bir etkinlikten ötekine koşarken bir de baktım Joan Baez İngiltere turnesinde. 20 Şubattan beri her akşam bir başka kentte konseri var. Yollarımız aynı günlerde Londrada kesişti Ona sürpriz yapmaya niyetlendim. İmkânsız! Royal Festival Hallda iki gece için de biletler aylar öncesinden tükenmiş. Ayakta yerler bile çoktan satılmış (Bilmeyenler için söyleyeyim: O benim arkadaşım. Haber uçurdum. En kral yerde davetiyem hazırdı; bir de not iliştirmiş: “Konserden sonra sakın kaybolma”).

\n

Yarım yüzyıllık efsane

\n

Royal Festival Hall, üç bin kişilik bir konser salonu... Ana baba günü. Belki iade bilet olur diye gişenin önünde kuyruklar

\n

O sahnede tek başına! Koca sahnede o ve gitarı Nefesler tutulmuşİlk bir iki şarkıdan sonra, Ve işte benim mega orkestramdiye orkestrasını sahneye davet etti. Topu topuna iki kişi: Sayısız çalgıyı çalan Dirk Powell ve vurmalılarda Gabriel Harris. (Oğlu. Ama orkestrasını tanıtırken oğlu olduğunu söylemiyor.) İki genci konser boyunca her an yüceltti durdu.

\n

Sahnedeki efsaneyi izliyorum. Newport Folk Festivalinde sahneye çıkıp, ortalığı salladığında ve tartışmasız folk müziğe damgasını vurduğunda yıl 1959du O gün bugün yarım yüzyıldır sahnede!

\n

Sadece konser sahnelerinde değil: Martin Luther Kingin yanında siyah hakları için yürüyen genç kadın, kısa bir süre önce Mandelaya 90. yaşgünü armağanı olarak şarkı söylüyordu. Vietnam savaşına karşı Saygonda bedenini Amerikan bombalarına siper ediyor, Kamboçyada ya da Bosnada mazlumun sesini dünyaya duyuruyordu. Onun sesi, o geniş bir yelpazeye yayılan sesi insan haklarının ve şiddete direnişin sesi oluyordu.

\n

Değişen ve değişmeyen

\n

Konserde hem eskilerden hem yenilerden söyledi. Son plak kaydı 2008 yılındaki Day After Tomorrowdan şarkıları, geleneksel İngiliz baladlar izledi

\n

Sesi pırıl pırıl, zekâsı, hazır cevaplığı taptaze, dinleyiciyle ilişkisi muhteşemdi.

\n

Yaşamı boyunca olduğu gibi bu kez de şarkı sözleri yazarlarını, kendinden önce ve sonraki müzisyenleri onurlandırdı: Bob Dylanı, Woody Guthrieyi, Phil Ochsı andı.

\n

Her şarkı arasında yine bol bol konuştu. Havel anısından, Bob Dylan taklidine; savaş karşıtlığından, Occupy Wall Street hareketiyle dayanışmaya atladı.

\n

Ne öyle ışık lazer gösterisi, ne arkada vokal yapanlar, dans edenler Tüketim toplumunun doymak bilmez açlığını gidermek için öyle şeylere ihtiyacı yoktu. Sesi, müziği ve söyledikleri yetiyordu. Bir de düşünce biçimi ve enerjisi

\n

Tam iki saat hiç aralıksız söyledi. Dylan için bestelediği Diamonds and Rust, sonra finali izleyenGracias a la Vida”, “İmagine”, “Dixie ve eşsiz Blowing in the Wind ile izleyici çıldırdı! Üstelik genç bir seyirci!

\n

Kucaklaşmalar

\n

Konser sonrasında kucaklaşmalarımız bir türlü bitmek bilmedi Onu kutlamaya gelenlerin, imza isteyenlerin her birinin gönlünü aldıktan sonra ortalık yatıştı

\n

Baş başa kaldığımızda ilk iş Türkiyeyi sordu. İnsan haklarını; düşünce ve ifade özgürlüğünü; hapisteki gazetecileri Aptal değil, yabancı gazeteleri okuyor, boşuna gizlemeye çalışmadım

\n

Biraz ağladık, biraz güldük, biraz torun resimleri karşılaştırdık

\n

En çok dünyanın her zamankinden daha çok şiddetten arınma ihtiyacından söz ettik.

\n

Türkiyeyi ve buradaki dostlarını çok özlemişti. Bu yıl iki başvuru olmuştu Türkiyeden. Farklı kurumlardan. Biri 8 Mart, öteki 19 Mayıs için ama tarihler Avrupa turnesine rast geldiğinden kabul edememişti

\n

Gece yarılarını geçtiğinde hâlâ bana, Türkiyenin, o güzel ülkenin güzel insanlarına sevgilerimi iletir misin; onları kucakladığımı söyler misin? deyip duruyordu.

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları