Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kalbimizi ısıttınız...
MARGARITA PAPANDREU’DAN MESAJ VAR:
\n\n\n\n\n\n
Araya 8 Mart haftası girince, Atina yolculuğuna ara verdim. WINPEACE (Türkiye - Yunanistan Kadın Barış Girişimi) temsilcileri olarak, dayanışma duygularımızı iletmek üzere gittiğimiz Atina’dan izlenimlerimi daha önce okudunuz: Yokluk içinde sonsuz bir dayanışma; yokluk içinde sanat etkinliklerinden ve eğlence kültüründen vazgeçmeme…
\nWINPEACE’in Yunanistan’daki üyeleriyle buluşmalarımızdan biri de Margarita Papandreu’nun evindeydi…
\nAtina’ya bir saat mesafede, Kato Almyri adlı sayfiye bölgesinde yaşıyor Margarita Papandreu iki yıldan beri. Daha önce Atina’nın en görkemli semti Kastri’deki evine gitmişliğim çok vardı. Ama yeni evini ilk kez görecektim.
\nMerkezden ve gözden uzak…
\nYol boyunca Margarita’nın son iki yıldır çektiği sıkıntıları düşündüm: Önce düşmüş, kolunu, bacağını, kalçasını kırmış, aylarca yatmıştı… Yunanistan’ın en zor döneminde oğlu başbakandı. Bir enkaz devralmıştı. Fazlasıyla yıpranmış ve başbakanlıktan ayrılmak zorunda kalmıştı… Ülkede onu ve ailesini suçlayan çoktu…
\nMargarita Papandreu, başta kendi kişiliği ile, eşi ve oğlu nedeniyle de, hep politikanın içinde olmuş, Yunanistan’da kadın ve barış örgütlerine öncülük etmişti. Çocuklarına hep kol kanat germişti. Şimdi çocuklarından uzak, merkezden ve gözden uzak bir sayfiye evinde… Yalnız ve yaş ilerlemişken…
\nHüzün ve sıkıntıyla yaklaşıyordum… Ama oraya varmamızla, hüzün de, sıkıntı da yok oldu! Karşıma “bomba gibi” bir Margarita Papandreu çıktı.
\nKırılan kemiklerin üstesinden gelmiş, her zamanki gibi bakımlı, enerjik, güler yüzlü, güçlüydü. Yakınmaktan çok, düşünce üretip geleceğe ilişkin tasarılar öneriyordu. Bütün gün bizleri ağırladıktan, saatlerce konuşup tartıştıktan sonra, günün sonunda sirtaki ve zeybek bile yaptı!
\nEvi ise öncekinden çok farklıydı. İki odalıydı. Biri açık mutfak ve oturma alanı, öteki yatma ve çalışma odası… Kendi tasarlamıştı prefabrike evini. Yalın, rahat bir köy evi… Bahçe kocaman ve deniz kenarındaydı. Yazın bahçesini, davetler, düğünler için kiralayıp ek gelir sağlıyordu.
\n“Bu sessizlik, bu temiz hava, bahçe ve deniz bana iyi geliyor. Atina’ya her gittiğimde, buraya dönmek için can atıyorum” diyordu.
\n‘Günah Keçisi’
\nMargarita Papandreu, bugün Yunanistan’ın karşı karşıya olduğu ekonomik krizi yorumlarken, “Acı olan, yaşananların başımıza vurula vurula yapılması; dışarıdan dayatılması” diyor; birçok Yunanlıdan duyduğum, kabahati hep başkalarına atan zihniyetin aksine, yanlışı kendilerinde de arıyor; “Avrupa Birliği’nin verdiği fonlarla çok şımarmıştık… Bizi tembelleştirdiler ” demek yürekliliğini de gösteriyordu.
\nYorgo Papandreu’ya yöneltilen eleştirileri (önlem almakta gecikmesi, muhalefetle işbirliği yapmaması) ona söylediğimde karşı çıktı. Üçüncü bir eleştiriyi, çevresine yanlış insanlar seçtiğini dile getirdiğimde ise sadece gülümsedi. Sonunda şöyle dedi:
\n“Halkımıza, ağır bir bedel ödetiliyor… Bu bedeli öderken millet bir günah keçisi arıyordu… En kolayı bir günah keçisi seçmekti… George’u seçtiler.”
\nŞiddet ve ‘Maskeliler’
\nÖmrü boyunca şiddete karşı mücadele vermiş Margarita Papandreu, “En korkutucu olan açlığın yokluğun, şiddete yol açması. Yakma yıkma…” dediğinde, polis engel olamıyor mu, diye sordum:
\nÇevremizdekiler yanıtladı: “Bizim polis sizinkine benzemez. Yakıp yıkanların birinin kolu çizilse o polis meslekten atılır!”
\n“Atina yıkılıp yerle bir edilse de, kimse ölmedi diye seviniriz biz.”
\n“Bizde halkın tepki gösterme hakkı var. Polis de bunu böyle bilir!” (Bende yorum yok!)
\nKim bu yakıp yıkanlar ya da oradaki yaygın deyişle “Maskeliler”?
\nRivayet muhtelif: 17 Kasım terörist örgütünden arta kalanlar… Faşistler ya da polislerin adamları… Provokatörler… Holiganlar… Bunların tümü artı bunlara karışan çapulcular…
\nAşk ve Öfke
\nDünya ve ülke politikasını yakından izleyen Margarita Papandreu, halen bir yandan harıl harıl anılarını yazıyor bir yandan da Amerikan dış politikasını eleştiren, İsrail’in İran’a yönelik olası saldırılarına karşı dünyayı uyarmaktan geri kalmıyor.
\nBir ara bana odasını gezdirirken baktım başucunda kocaman Andreas Papandreu’nun (eski eşi) fotoğrafı: Ona kızgın değil misin, diye sordum:
\n“Yaşamımın en mutlu yıllarını onunla geçirdim” deyip sorumu, İngilizce kelime oyunuyla kahkahalarla gülerek yanıtladı:
\n“Onunla beraberliğimizde ona çılgınca âşıktım. Ayrıldığımızda kızgın ve âşıktım.” (“Madly in love” - Çılgınca âşık; “Mad and in love”- kızgın ve âşık demek.)
\nYüreğimde iz bırakan bir günün sonunda, “İyi ki geldiniz, kalbimizi ısıttınız” diyerek bizleri kucaklıyor ve uğurluyordu…
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev