Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kestik saçlarımızı! Sonra?

02 Ekim 2022 Pazar

“Baktık Yugoslavya’da yazarlar gazeteciler hapsediliyor. Uluslararası PEN başkanı olarak Tito’dan bir randevu istedim. Bizi çaya davet etti. Çay içerken konuyu açtık. Başkan Tito, ‘Bu sözünü ettiklerinizin adını bile duymadım’ deyip yardımcılarına döndü: ‘Derhal hepsini hemen şimdi serbest bırakın’ dedi”... 

Yazar, İsveç Akademisi üyesi “88’lik delikanlı”, Per Wastberg anılarını anlatıyordu. Düşünmeden edemedim. Nerde o günler! Düşünün bugün PEN Yazarlar Derneği’nin başkanı gidiyor Putin’e ya da Erdoğan’a “hapishanelerinizdeki yazarlar, gazeteciler...” diye söze başlıyor... Yok gerisini düşünmeyin... “Vurun kellesini” ya da “açın zindanların kapılarını” arasında boğulup gitmeyelim! Baştan başlıyorum:

***

Siz bu yazıyı okuduğunuzda İsveç Uppsala’da Uluslararası PEN Yazarlar Derneği’nin kongresi bitmiş olacak. Misyonu edebiyatı yüceltmek kadar, düşünce ve ifade özgürlüğünü savunmak olan kurumun 100. yıldönümü Covid salgını yüzünden gerçekleşmemişti. Üç yıl aradan sonra buluşmanın coşkusu ve sevinci bir yanda, tüm dünyada yükselen totaliter, şiddet yanlısı rejimlerin; baskısı, tehditleri, katliamlar ve acıları öte yanda... Kongre günlerinde bu ikisi arasında gidip geldik. Ukrayna hep gündemdeydi. St. Petersburg ve Moskova merkezli iki Rus PEN merkezi katılmadı.

***

Her oturumda hapisteki yazar ve gazeteciler gündeme getirildi. Çin, Rusya, Türkiye başta olmak üzere, birçok Afrika ülkesi ve Latin Amerika ülkesinin adı bol bol geçti. Sanmayın ki haksızlıklar sadece belirli ülkelerde var. WikiLeaks kurucusu ve yayıncısı Julian Assange için İngiltere ve ABD de kınanıyordu. Onun tutuklu olması basın özgürlüğüne, düşünce ve ifade özgürlüğüne elbet aykırıydı. Derhal serbest bırakılmalıydı.

***

Bu yılki oturumlarda önemli bir bölüm çevre ve doğaya yönelik konulara ayrılmıştı. İnsanoğlu doğaya, çevreye bunca hoyrat, bunca acımasız davranırsa, edebiyatın sadece en büyük esin kaynağını kaybetmiş olmayacaktık. Edebiyatın nüvesi olan yaşam da elimizden gidecekti...

Çevre, doğa, iklim üzerine yazmak da artık tehlikeliydi. Neden mi? Çünkü bu konular doğrudan iktidarların yozlaşmasını ortaya koyuyor; ucu hep “tepedeki adama” geliyordu. Daha birkaç ay önce İngiliz gazeteci Dom Philips (The Guardian, Wahhington Post) Brezilya’da ölü bulunmuştu. En son “Amazonları nasıl kurtarırız?” üzerine çalışıyordu... Meksika, Brezilya, Kolombiya en tehlikeli ülkelerdi ama İsveç ve Norveç’in de “arka bahçesi” temiz değildi. 

***

Mahsa Amini ve İran’daki protestolar hep gündemdeydi. Nitekim kongrenin sonunda bu konuda bir bildiri hazırlandı, yayımlandı ve dünyanın 110 merkezinden gelmiş 200 kadar delege her gün saçlarımızı kesip durduk. 

Kestiniz de ne oldu demeyin! Her şeyden önce İranlı kardeşlerimizle dayanışma içinde olduğumuzu onlara illettik. Yalnız değiller. Ve er geç eşitliği elde edecekler inancını paylaştık! Bakarsınız bunun ardından gerekli olan örgütlü mücadele de gelir! 

***

En son ve güzel haber: PEN gençleşiyor:

“100 yıl önce Catherine Amy Dawson Scott, PEN’i kurarken ‘Geleceğin Kulübü’ demiş ve genç yazarları davet etmiş ustalarla tanıştırmıştı” Kürsüdeki genç, bizim Ege idi... Böyle başladı sözlerine ve şöyle bitirdi: “100 yıl sonra biz aşağıda imzası bulunan 42 PEN merkezi, 35 yaş altındaki gençlere yeniden sesleniyoruz. 100 yıllık birikimi sırtlayarak, genç yazarlara daha çok olanak tanıyarak, tüm ideolojik, ekonomik, politik ayırımları geride bırakarak, bir araya gelerek edebiyatı yüceltmeye, çağırıyoruz.”

Sevinerek söyleyebilirim ki bu çabada PEN Türkiye’nin itici gücü var! (Katılmak için başvuru: dundarege@hotmail.com)

İşte bir kongre böyle geçti. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları