Maçka Sanat, küllerinden yeniden doğuyor...

21 Kasım 2021 Pazar

Maçka Sanat Galerisi (MSG): Gençliğim, güzelliğim, zenginliğim... MSG: Buluşma mekânı, çoğalma, sorgulama mekânı... MSG: Yeniyi kucaklama, öncü sanata sarılma tutkusu...

1976’da, Rabia Çapa ve Varlık Sadıkoğlu’nun kurduğu galeri, şu üstteki üç satıra sığdırmaya çalıştığım her şey ve ötesiydi.

İki kardeş, dönemin genç mimarı Mehmet Konuralp’a başvurmasıyla, Mengü Ertel’in grafik tasarımları, Şazi Sirel’in aydınlatmayı üstlenmesiyle, hap gibi bodrumdan bir mucize galeri yaratılacaktı! 

40 YILLIK BELLEK     

1976-2016 arasında MSG, 40 yıl boyunca sanat yaşamımızın öncü, ilerici dinamolarından biri oldu. Varlık, aramızdan erken ayrıldı. Uzun yıllar Rabia Çapa’nın yönetiminde, ticaret kaygısı gütmeksizin, ilkelerinden sapmaksızın nice sanatçıya ve sanatsevere yuva oluşturdu. 2016’da kapandı.  

Kapandı ama 40 yıllık hafızamız yok olmadı. Tüm arşivini Vehbi Koç Vakfı’na devretti. Necmi Sönmez editörlüğünde geçmişi belgeleyen “Görünmeyene Bakmak” kitabını sundu. 

2021 Kasım, MSG yeniden açıldı. Beş yıl ara ve Rabia Çapa, galeriyi kızı Didem Çapa’ya devretti.  

Didem Çapa, çocukluktan sanatla büyüdü. İstanbul Üniversitesi Arkeoloji ve sanat tarihi mezunu. İç mimariden galericiliğe, İş Kadınları Derneği’nden, TİKAD’dan Yaratıcı Çocuklar Derneği’ne, çeşitli sivil toplum kuruluşunda etkin, sayısız sanatsal proje gerçekleştirmiş, donanımlı bir insan!

GEÇMİŞ İLE GELECEK ARASINDA        

Daha işin başında Didem Çapa kararını vermiş.

Ne eski Maçka Sanat Galerisi’nin bir devamı ne de geçmişini inkâr eden, hafızadan, bellekten yoksun bir sanat galerisi...” diye özetliyor çizdiği yolu. Bunu duymak sevindirici. Nitekim ilk sergi için seçimi bu doğrultuda.

İlk sergi, “An / Momentum” başlığını taşıyor. Zaman kavramı üzerine iki sanatçının sorgulamasını bir araya getiriyor. 

İki sanatçı Serhat Kiraz (d.1954) ve Hakan Gündüz (d.1977). Türkiye’de çağdaş sanata emek vermiş, akademisyen Serhat Kiraz, kavramsal sanatın ülkemizdeki öncülerinden... Onun sergilerini daha önce Maçka Sanat’ta da izledik. Hakan Gündüz’ü yeni tanıdım. Kendisi fizikçi. Fen ve tekniği sanatla harmanlıyor. “Yeni Medya” sanatçısı. “Bilgisayar bilimlerindeki yeni teknikleri artistik bakış açısıyla değerlendiriyor.

Şu minicik tanımlar bile Maçka galerisinden beklentilerimize ışık tutabilir bence. 

‘ZAMAN’ KAVRAMI

Galeriden içeri girdiğim anda, beni zaman karşıladı. Güneş saati, guguklu saat, dijital saat derken karşımdaki dev panoda zemberekler, dişliler, elektronik çarklar dönüyor, hareket ediyor, akıyor. Sanki birazdan Charlie Chaplin o dişliler arasında görülecek; “Modern Zamanlar” filmindeki gibi... 

Neden bu çağrışım? Çünkü ister istemez o dişliler arasında emeğin, çalışmanın, insanın, (tüm duyguların) nasıl sıkıştığını, ezildiğini, parçalandığını görmeye başlıyorum. Hep bir yerlere yetişme çabamızı... Bu koskoca kâinatta, minicik bir zerre olduğumuzu nasıl da unuttuğumuzu... Galerinin arka bölümünde bir yanda uzayı çağrıştıran sonsuz bir belgeleme, öte yanda iki sanatçının zamana dijital müdahaleleri, zaman-mekân sorgulamaları...

Her izleyici kendi çağrışımlarını bulacaktır sergide. Önerim, sergiye eşlik eden Evrim Altuğ’un “Andaçname” yazısını da okuyun... Dün, bugün, yarını içeren bu kavramsal serginin daha çok tadını çıkarabilirsiniz.

Bana, küllerinden yeniden doğan Maçka Sanat’a yeni yolun açık olsun demek düşüyor.

Not: Yerim bitti. Ama söylemeliyim: Partizanlık, Şehir Tiyatroları’nın başındaki Mehmet Ergen’i yerinden etti. Sayın İmamoğlu, Cem Mansur’a da kıymayın lütfen!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları