Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Maguy MarIn Topluluğu İstanbul’dan İz Bırakarak Geçti: Hayatın paradoksları
Sahnede 10 dansçıydılar. Karanlığın içinden beyaza bürünmüş yüzleri, bedenleri, kirlenmiş beyaz giysileriyle başka bir gezegenden gelmiş gibi karşımızda belirdiklerinde onları birer hayalet sanabilirdiniz. Grotesktiler! Belki hayalet değil korkularımız, endişelerimizdi onlar. Belki onlar bizdik. Yaşamda / sahnede olup bitene anlam vermeye çalışan bizler...
Sahne başlangıçta bomboştu. Robota, kuklaya, insana benzer beyaz figürler ve karanlık. Bir de sahne zeminindeki beyaz tozdan bir yol haritası... On “yaratık” o yol haritasında bildikleri / bilmedikleri bir yöne doğru ilerlemeye başladı. Sonra: Dakikalar geçtikçe, mimikler, hareketler, edalar, tavırlar, bakışlar, duruşlar, en çok, en çok ilişkiler ve çelişkiler ilerledikçe... Sahne öyle bir kalabalıklaştı ki!
İNSANLIK SERÜVENİ
Sahne insanlık halleriyle doldu. Orda hayat vardı. Bütün bir insanlık sahneden geçmeye başladı.
Önceki akşam, Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Maguy Marin dans topluluğunun sunduğu “May B” eserinden söz ediyorum. (Topluluğu ve kurucusu, çağımızın en önemli koreograflarından Maguy Marin’i önceden tanıtmıştım. Zeynep Oral, “Dansın Kamikaze’si...” cumhuriyet.com.tr, 22 Mayıs 2022.)
Beckett’in “Oyun Sonu” ve tüm eserlerinden yola çıkılmıştı. Hiçbir şey anlatılmıyordu. İnsanlık serüveni dışında. Dakikalar ilerledikçe sahnede yerdeki yol haritası çoktan silinmiş, tüm zemini bir toz bulutu kaplamıştı. On insanın beyazlığı döküldükçe, yüzleri daha belirginleşti. Her biri farklı özelliklere büründü. Onları tanımaya, ayırt etmeye başladık. Robot, kukla değil, insanmış onlar... Toplum ve bireydiler. Her devinimde toz bulutları havalanıyor, sanki bir perde aralanıyordu.
En önemlisi izlediğimiz olayda sözcükler devinime, mimiklere, duruşlara, susuşlara bürünmüştü. Eserin başında ve sonunda yer alan Beckett’in tek cümlesi “Bitti, bitiyor, bitecek, belki bitecek” sözleri dışında söz yoktu.
ÇOK BOYUTLU ANLAM ZENGİNLİĞİ
“May B” çok katmanlı, çok boyutlu bir dans tiyatrosuydu. Her izleyici kendi bilgi, birikim ve duyarlığına göre katmanları aralayacaktı.
Söz yoktu ama iletişim, oflamaya, puflamaya indirgenmişti. Soluk alıp vermek ritmi oluşturuyordu. Ağızdan çıkan bir ses, yüzdeki bir mimik binlerce anlam yükleniyordu. Ses (örneğin bir e sesi, hmmm sesi) adeta elle tutulur somut sözcüğe, anlama dönüşüyordu. “Konuşuyorlardı” ama sesleri çıkmıyordu! Tıpkı Beckett oyunlarındaki gibi dil ile (burada söylenmeyen sözcüklerle) eylemin çatışmasını izliyorduk.
(Ah gel de anımsama: Vladimir sorar: “Gidiyor muyuz?”. Estragon yanıtlar: “Evet hadi gidelim” Ve yerlerinden kıpırdamazlar. Godot’yu Beklerken!)
Müzik çok etkileyiciydi. Schubert’in çeşitli lied’leri, “Genç Kız ve Ölüm”ün en romantik bölümü; coşkulu “fanfar müziği” ve çağdaş Gavin Bryars’ın tek bir tümcenin tekrarlanmasından oluşan üç farklı müzik türü, bu uyumsuzluklar âlemine müthiş bir şiirsellik ve teatral güç katıyordu.
PARÇALANMIŞ İMGELER
Kavga ettiler, seviştiler, ihanet ettiler, şefkat dilendiler, kin, nefret ve şaşkınlıkla savaştılar, baskı kurdular, tıkındılar, doymadılar, kayboldular, birbirlerini buldular. Doğum ile ölüm arasında ilerlediler. Ellerinde bavulları, çıkınları, torbaları, anıları, birikimleriyle, ilerlediler... Sonunda hepimizin gideceği yere, atılacakları çukura yürüdüler. Ve biz hepsini gördük. (İçimden çok ağladım, çok güldüm!)
Sonunda 10 dansçının Beckett’in kahramanlarına dönüştüklerini de gördük. Birbirini izleyen parçalanmış imgeler aracılığıyla hayatın paradoksuydu bu. Bir de şunu gördüm: Yaratıcılığın sonu, sınırı yoktu. Ustalığın, disiplinin, sahnedeki büyünün de...
40 yıl önce de izlediğim bu eser bugün daha da etkileyiciydi. Günümüzde, şiddet ve despot sarmalında tüm ezilenler göçmene dönüşmüştü. Maguy Marin amma ileri görüşlüymüş... Salondan çıkarken tek düşüncem şuydu: Bu dünyada hancılar ve yolcular vardı. Hancı olan sanat ve sanatçılardı. Gerisi, her şey, hepimiz yolcuyduk! CRR’ye ve topluluğu getirenlere sonsuz teşekkürler.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- 3 zincir market şubesi mühürlendi