Zeynep Oral
Zeynep Oral zeynep@zeyneporal.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Mutluluk da, umut da bulaşıcıdır...

01 Ocak 2017 Pazar

Birkaç akşam önce “Ben Gazeteciyim” girişiminin çağrısıyla Tütün Deposu’nda yüzü aşkın gazeteci bir aradaydık. Hapisteki tüm yazarlara ve gazetecilere selam yolladık.

Biz gazeteciyiz
İçimizden biri meslek tutkusuydu. Biri araştırma, biri paylaşma tutkusuydu. İçimizden birçoğu hakikatti. En çok, en çok empatiydi... Birçoğu araştırmacı, birçoğu yorumcuydu... Biri dürüstlük, biri bağımsızlık, biri özgürlük... Haber alma, haber verme özgürlüğü... Çoğumuz vicdan... Biz gazeteciyiz.
Orada bulunan herkes, hepimizdi. Fikirler, renkler ayrı ayrı da olsa gazeteciydik.
İçimizden biri Ahmet Şık’tı. O akşam karşılaştığımızda, sarılıp öpüştük. Hatta bizi gören arkadaşlar “Ne o, siz gazetede görüşmüyor musunuz” diye sordu. Çok güldük: “Sizin gazeteyi bilmem, ama bizim gazetede her karşılaştığımızda öpüşmeyiz, şimdi içimizden geldi” diye yanıtladım soruyu...
Ertesi gün gözaltına alınacağını, sonra da tutuklanacağını henüz bilmiyorduk.

Ahmet çıkacak yine yazacak
Sevgili Ahmet, yine çıkacaksın hapisten, yine yazacaksın. Hem de eskisinden daha güçlü çıkacak, daha güçlü yazacaksın. Bunu onlar da, sen de, biz de biliyoruz. Bu kez tutukluluk ne kadar uzun sürer bilmiyoruz, ama bu süreçte enseyi karartmayacağını da biliyoruz.
Sosyal medya ile arası iyi olanlar girin bakın, en çok rastlanan slogan bu: Ahmet çıkacak, yine yazacak...

Çaylar demli olsun
Hapisteki gazeteciler bir yana benim aklım fikrim hapisteki çaycımız Şenol’da... Biliyorsunuz, Erdoğan’a hakaretten tutuklandı.
Şenol Buran için internette, change.org’da Şanar Yurdatapan bir imza kampanyası başlattı. “Erdoğan, bize gelme. Sana çay yok!” başlığıyla girin hemen bulursunuz. Özetle şöyle deniyor:
“Şenol Buran’ın suçu, ‘Erdoğan buraya gelirse ona bir çay ikram edersin artık’ diyen polise ‘Hayır, vermem’ demesi!.. Böyle suç olur mu? Gerçekten hakaret içeren sözler sarf etse bile TCK’nin 299. maddesi (Cumhurbaşkanına Hakaret) ‘Katalog Suçlar’ arasında yer almadığı gibi, eylemin niteliği gereği ‘delil karartma, tanıklar üzerinde baskı kurma’ gibi riskler de söz konusu değildir. Cezanın miktarı ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılık da dikkate alındığında TUTUKLAMA tedbirinin uygulanması söz konusu olamaz. Şenol Buran derhal serbest bırakılsın, polis, savcı ve hâkim hakkında soruşturma başlatılsın.”
Yarın sabah (2 Ocak saat 10.00’da) Şenol için gazetede çay ocağında buluşup çay içiyoruz. Parola: Çaylar demli olsun!

Yılmak yok
Bugün 1 Ocak.
2016 dertleri, belaları, lanetleriyle geride kaldı. 2016’dan biriktirdiğimiz güzellikleri, dayanışmaları, yaratıcılıkları, dostlukları, mutluluğu, direnci, umudu 2017’de çoğaltmak, yaygınlaştırmak boynumuzun borcu.
Unutmayın: Mutluluk da, umut da bulaşıcıdır.
Daha yenilerde vurgulamıştım: Ülkenizi sevmek zorlaştığında, yapmamız gereken ülkeyi daha çok sevmek için nedenler bulup onları çoğaltmak, yaymak...
Yapmamız gereken, sevilecek ülkeyi yeniden yaratabilmek için daha çok çalışmak... Daha çok anlatmak, daha çok açıklamak... Birbirimizle ve sanatla daha çok kenetlenmek... Hayattan ve ülkeden vazgeçmediğimizi önce kendimize sonra tüm dünyaya duyuracağız. Yılmak yok!
NOT - Geçen pazar yazımda “Lâf ü Güzâf” sözünü “Laf’ı güzaf”; şiirdeki “destanımızda” sözünü “şarkılarımızda” yapmışım. Düzeltme yollayan okurlara teşekkür eder, hepinizden özür dilerim. İlk yanlış benim değil, Nâzım Hikmet öyle yazmış. İkinci affedilir gibi değil, tamamen benim yanlışım.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları