Metin Deniz ve ekibi kolları sıvamış gece gündüz çalışıyor! Yalnız onlar mı! Kıymet Coşkun, Rutkay Aziz, Tarık Akan! Bir o katta, bir bu katta, toplantı salonundan tiyatro salonuna, sergi alanlarından kitaplığa, nereye yetişeceklerini bilemez haldeler! Kitaplık dedim: Kütüphane Hasan Keseroğlu’ndan sorulur, engin bilgisiyle örnek bir kütüphane kurmaya el veriyor...
Hummalı bir faaliyet sürüyor Şişli’de... Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Şişli Belediyesi Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nin ön açılışına hazırlanıyoruz... Şairin yaş günü olan 15 Ocak gününe az kaldı! Hayri İnönü, vakfın gönüllü destekçisi, her imdada yetişiyor!

Yaşayan bir sanat evi
Çok katlı yapı, bir kültür evi, sanat merkezi işlevini görecek. Farklı katlarda sergi salonları... Abidin Dino katında 150 kişilik değişebilen oturma düzenli çok amaçlı bir salon... Bir başka katta 300 kişilik geniş fuayeli, geniş kulisli tiyatro salonu... Nâzım Hikmet katında müze niteliğinde “Nâzım Hikmet Anı Salonu” (Rusya’dan getirtilmiş özel eşyalarıyla birlikte) ve dev bir Nâzım Hikmet Kütüphanesi.
Nâzım Hikmet Vakfı’nın yönetimi de bu yapıya taşındı. Ayrıca çok yakın bir gelecekte, edebiyat, tiyatro, müzik, dans atölyeleri ve kursları da devreye girecek. Önemli olan bu Sanat Evi’nin çevre halkına ve geniş kitlelere hizmet verebilecek bir altyapıya sahip olması.
40-50 bin kitap içeren bir kütüphane amaçlanıyor. Kültür, sanat, edebiyat, tarih, tiyatro, arkeoloji, felsefe ve toplum bilimleri ağırlıklı. Artı Çocuk Kütüphanesi... Ayrıca CD, DVD, dergi koleksiyonları bir araya getiriliyor...
Yalnız yayınevlerinden değil, şahıslardan da bağışlar bekleniyor. Çoktan kitaplar yağmaya başladı bile. Kitaplarınızı bağışlamanız durumunda, bağışın tarafınızdan yapıldığı, hazırlanacak mühürlerle kitapta belirtiliyor. Ayrıca vakfa haber verdiğinizde, kitap kolilerinizi gelip evden alıyorlar.
Aynı kitaptan çok sayıda bağış olduğunda, tarihsel özelliği bulunmayanlardan daha iyi durumdakiler kabul edilecek, yıpranmış olanlar yine bağışçının adına kitap sıkıntısı çeken kütüphanelere aktarılacak.

Ah yüreğim!
Bu bilgileri bunca ayrıntılı yazmamın nedeni son bir haftadır yaşadıklarım!.. Evimdeki kitapların büyük bir bölümünü günlerdir kolilere yerleştirdim. İmzalı imzasız, yıpranmış, altı çizili ya da gıcır gıcır... Kiminde Zeynep Birsel İzmir ve 50’li 60’lı yıllar, kiminde Zeynep Birsel 1964-67 Paris karalaması...
Türkçe, İngilizce, Fransızca (her dilde kabul ediyorlar) kitapları okşaya okşaya, ağlaya ağlaya yerleştiriyorum koliye. Her birinin yazarıyla sohbet ede ede vedalaşıyorum. İşte Behçet Necatigil’ler, Tanpınar’lar da gidiyor; Baudelaire, Rimbaud, Verlaine’ler de... “İşte yemişler, çiçekler, yapraklar ve dallar!
İşte kalbim, ki yalnız sizin için çarpıyor...”
Kimi zaman koliye koyduğum bir kitabı deliler gibi arıyor; onu veremem, geri almalıyım diye çırpınıyorum. On kez çıkarıp, on kez koliye geri koyduğum kitaplar da oldu... Sonunda “Bencillik etme Zeynep” diyorum. “Herkes okusun” diyorum...
Gelip alıyorlar kolileri. O kitapları başkalarının da okuyacağını bilmek nasıl da mutlu ediyor beni! Hepinize öneririm. Bu fırsatı kaçırmayın!
Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Evi, şimdiden hoş geldin! Umarım sefalar da getirirsin!