5-6-7 EYLÜL’DE ‘KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI’ EYLEME ÇAĞIRIYOR

Doğa can çekişiyor. Ormanlar can çekişiyor. Sular can çekişiyor. Kıyılar can çekişiyor. Yolunuz oralara düşmese bile İstanbul’un Karadeniz kıyılarına uzanın. İster karadan, ister denizden. Kendi gözünüzle görün yapılan tahribatı. Ormanların bağrına kanlı bir bıçak gibi saplanmış yokluk ve hiçlik. Tıraş edilmiş ormanların boşluğu kâbus gibi çöküyor üstünüze. O boşluğun ırzına geçmiş vinçler, dozerler. Yükselen beton ayaklar. Üçüncü köprünün geçeceği güzergâhın Avrupa yakası mı, yoksa Anadolu yakası mı daha kahredici bir görünüm sunuyor emin değilim…
Bir süre önce TEMA Vakfı açıklamıştı: 3. havalimanı ve 3. köprü için kesilecek orman alanının 8 bin 715 hektar olacağını! Ama duyan olmadı! Bu kadar hektar ormanı gözünüzün önüne getiremiyorsanız, 8000 adet (yazıyla sekiz bin adet) futbol sahasını düşünün. İşte o kadar orman kesildi kesiliyor ve kesilecek.

Tehdit ve tahribat
Yolunuz düşmese bile gidin görün oraları ve yapılan tahribatı.
Gidin görün kesilen ağaçları, tıraşlanan ormanları. Geri dönüşü olmayan tahribatı görün.
Kıyım devam ediyor:
Hem de bir kez daha bu köprü de insan değil, araç taşımaya yönelik olacağından 2023 yılında, yani dokuz yıl sonra her üç köprünün de tıkanacağı şimdiden bilinirken...
Hem de orman demek su üretimi, oksijen üretimi, karbon bağlama, hava kirliliğini önleme, odun üretimi demek olduğu bilinirken...
Hem de irili ufaklı 70 gölü ve özellikle Terkos Gölü’nü besleyen derelerin, bu derelerin beslediği tarım alanlarının zarar göreceği bilinirken...
Karadeniz sahilindeki Kilyos kumulları, Ağaçlı kumulları, Alibeyköy Barajı çevresindeki Batı İstanbul meraları, Terkos havzası, İstanbul Boğazı, Şile kıyıları, Ömerli havzası ve Pendik vadisi.. Tümü tehdit altında...
Ekoloji, ekosistem, hava ve iklim koşulları, nem ve sıcaklık oranları, kuşların göç yolları, su havzaları, tarım ve mera alanları, yeraltı suları, biyolojik çeşitlilik... Bunların tümü yani geleceğimiz tehdit altında...

Haydi ormana
İki gün önce Yalçın Doğan yazıyordu, “250 Yıldır Akan Su Durdu” başlığı altında. Kilyos ve Anadolufeneri’nde köylülerle konuşan Yalçın Doğan’a köylüler, köylerinde 250 yıldır akan suların artık kesildiğini, sularının akmadığını anlatıyorlardı...
Bu daha başlangıç... Devamını görün... Ya da görmeyelim diye kolları sıvayalım...
İşte bu kolları sıvamak niyetine , “Kuzey Ormanları Savunması” duyarlı tüm vatandaşlara bir çağrı yapıyor. 5-6- 7 Eylül’de ormana çağırıyorlar: “Haydi, elini ver: Son nefes kaynağımızı savunmaya, yine ormana gidelim!” diyorlar...
İlk Kuzey Ormanları Savunması (KOS) kampı geçen yıl Riga’da kurulmuştu. Bu yıl kampı Belgrad-Kurtkemeri’nde. (Bilgi ve iletişim için: 0507 049 59 69- 0 537 572 14 44)
İstrancalar’dan Sapanca’ya tüm Marmara Bölgesi’nin ağır bir su kriziyle karşılaştığına dikkat çekiyorlar. “Orman Yoksa Su da Yok!” diyorlar.
Tartışmalar, forum, müzik, resim, konserler, film gösterimi, yetişkin ve çocuk atölyeleri... Özetle: “Bilimi, sanatı, sporu ve eylemi, yaşamı ve geleceğimizi savunmak için birleştirecekler!” Hepiniz davetlisiniz!