Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Umut Nöbeti nedir? Ne değildir?
Teşekkürler sevgili dost Mete Akyol! İyi ki Can Dündar ve Erdem Gül için Silivri Cezaevi’nin önünde Umut Nöbeti’ni başlattın! Göz göre göre yapılan bir haksızlığı, hak ve hukukun çiğnenmesini daha da görünür kılmaya aracı oldun! Olayların, acıların, ölümlerin, hapse tıkılmaların, baskının ve şiddetin artık çok olağanlaştığı, sıradanlaştığı ve milletin kanıksamaya başladığı bir olayı her gün ve her gün gözümüze sokmanın yolunu açtın!
İlk günden başlayarak Basın Konseyi’nin yürüttüğü Umut Nöbeti hakkında farklı görüşler ortaya atılıyor. Dünkü gazetemizde Doğan Satmış köşesinde hem eleştirileri hem kendi yorumlarını yazdı. Tekrara düşmemeye çalışarak kendi görüşümü paylaşmalıyım:
‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ değil
Eleştiriler özellikle 2 noktada toplanıyor: Her ikisine de katılmıyorum.
Birincisi: Birkaç yıl önce meslektaşlarımız (Nedim Şener, Ahmet Şık, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Zeynep Kuray ve daha niceleri) Silivri’de hapisteyken, İlhan Selçuk evinden alınıp götürülürken, “Onlar gazetecilikten değil, darbecilikten, devleti yıkmak istemekten yargılanıyor” diye yazıp çizenler, “Oh olsun, beter olsunlar” diyenler, “Yok edin bunları, asın kesin!” diye kışkırtanlar ve de Erdoğan yalakaları, şimdi baktık ki, “Umut Nöbeti”ne katılır olmuşlar!
Yalakalar, dönekler de, bugün hapiste olan Cemaat postacılarını ve gazetecilerini kurtarmak için Silivri önünde nöbete katılıyorlar! Tamam benim de sinirime dokunuyor bu durum ama katlanmak zorundayız!
Kızıp ben yokum diyemeyiz. O varsa ben yokum oyunu değil bu!
Hak ve özgürlükleri savunmak, onlar için eylem yapmak, akreditasyona bağlı değildir!
“Ben yaparım sen yapamazsın” denemez!
Hele hele “düşmanımın düşmanı dostumdur” hiç değildir!
‘Yalnız değilsiniz’
Bu sivil eyleme isteyen katılır isteyen katılmaz. Ne katılanı, ne de katılmayanı sorgulama hakkını kimse kimseye vermez, veremez. Bilinçli ve bireysel bir seçimdir!
Bu nöbet, içeridekilere (sadece Can ve Erdem’e değil, hepsine) yalnız değilsiniz duygusunu vermektir. Ne diyordu Şair Baba: “Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir!” İşte içeridekilerin o cevahiri karartmaması içindir!
Her şeyi çok çabuk kanıksayan milleti uyarmak, dürtmek içindir! Tıpkı Sezen Aksu’nun gazetemize yazdığı yazı, Edip Akbayram’ın Silivri önünde söylediği türkü gibidir!
İkinci eleştiri: “Gösterişe dönüştü”... Ah! Hayatta neyin gösteriş olduğu, neyin olmadığını nasıl bilebiliriz ki?! Ve “gösteriş” öyle göreceli ki! Kim değerlendirecek bunu. Yazı yazmak da “gösteriş” değil mi?! Geçelim...
30 Aralık Çarşamba günü saat 12.00’de PEN Türkiye, Türkiye Yazarlar Sendikası ve “Sanatçılar Girişimi” Sillivri’de “Umut Nöbeti”ndeyiz. Gazetecilik yaptıkları, sorumluluklarını yerine getirdikleri için hapiste olan meslektaşlarımızın yanında olduğumuz için Silivride’yiz! Üyemiz olun ya da olmayın, bekleriz!
Hapiste yalnız değilsiniz demek için! Haksızlığı ve hukuksuzluğu lanetlediğimiz için! Bu ülkeden hâlâ umudumuzu kesmediğimiz için!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...