Yeni yıl

02 Ocak 2022 Pazar

Yeni yılın ilk günü yazı yazmak tuhaf bir duygu. Hiçbir şeyin “yeni” olmadığını, dünün devamını yaşadığımızı, dünden bugüne hiçbir şeyin değişmeyeceğini siz de ben de biliyoruz.

Yeni yıl geldi diye güneş batıdan doğmayacak, akarsular denizden kaynaklarına doğru akmayacak... Ülkemde yoksulluk, yokluk, ahlaksızlık, yalan talan, adaletsizlik ve şiddet bir günde bitmeyecek... 

Bütün bunları bildiğimiz halde, yeni umutlarla, yeni özlemlerle, yeni kararlarla girdik yeni yıla. Neden mi? Çünkü yaşama dayanabilmek için hepimizin umutlu olmaya, olumlu düşünmeye gereksinimi var!

ÜZÜM İÇECEĞİ 

Sizleri bilmiyorum ama ben 2022’ye Trakya’da, Arcadia Bağları’nda girdim. Doğanın içinde, temiz havada, şarap fıçılarının ve tadımı ortasında yakın dostlar ve kitaplar arasında... 

İçki sağlığa zararlıdır, bunu bilmeyen yok. Ama yine de Osmanlı’nın her döneminde İstanbul’un göbeğinde Erenköy’deki bağlarda padişah için özel “Cabarnet Sauvignon” üretildiğini ve Fransa’ya dahi ihraç edildiğini orada öğrendim. (Bkz. Ahmet Örs, Koço, #Tarih)

Ama gelin görün ki günümüz Türkiyesi’nde, televizyondaki bir yabancı filmde, (üstelik film Fransa’nın Bourgone bölgesinde geçiyor) altyazıda o çok sakıncalı, çok “günah” şarap sözcüğü geçmesin diye, “üzüm içeceği” sözleri gırla gidiyor... Bana bir üzüm içeceği versene... Hmmm bu üzüm içeceği güzelmiş... Beyler milleti aptal, salak, geri zekâlı yerine koymayın!

Şarap konusunu Ömer Hayyam’ın şu dörtlüğüyle kapatayım:

Tanrı cennette şarap içeceksin der

Aynı Tanrı şarabı nasıl haram eder

Hamza bir Arap’ın devesini öldürmüş

Şarabı yalnız ona haram etmiş peygamber

KADEHLERDEKİ DUDAK İZİ 

Üzüm bağları arasında “üzüm içeceği” içsem de elimdeki kitap, Anason İşleri Kitapları’ndan çıkan “Kadehlerdeki Dudak İzi”. Gazeteci, yazar, akademisyen Şengül Kılıç Hristidis’in muhteşem bir araştırması... 

Osmanlı’dan günümüze kadınların içkiyle, ama asıl rakıyla ilişkisini ortaya koyan bu araştırma, aynı zamanda ülkemdeki feminist tarihe de ışık tutuyor ve kadın yolculuğunun gözden uzak bir yanını anlatıyor. 

İçki içmek sağlığa zararlı olsa da yazarın da belirttiği gibi “Konu kadın ve rakı ilişkisi olduğunda da rakı asla ve sadece rakı değildir.” Tıpkı futbolun asla sadece futbol olmadığı gibi... 

En iyisi şu rakı konusunu da anonim bir şiirle bitirelim:

Bu meret öyle bir merettir ki, acıyla içilir, tatlıyla içilir,

Neşeyle içilir, ağlayarak içilir, kavunla içilir, peynirle içilir,

İkisi beraber çok güzel içilir, yemekle içilir, mezeyle içilir,                     

Suyla içilir, susuz içilir, sodayla içilir, şalgamla içilir.

Ama işte, bir tek salakla içilmez.”

HEPİNİZE YENİ YIL DUASI

Yeni yıl için dua ederken, ben Uzakdoğu bilgelerine sığınmayı seviyorum. İşte benim yeni yıl duam: 

Tanrım, bana, değiştirmek istediklerimi değiştirebilmem için güç ver.

Değiştiremeyeceklerim için sabır ver.

İkisi arasındaki farklı anlayabilmem için bilinç ver.

Bana ve herkese...”

Buna bir de Aborjinlerin “Hepinize Diliyorum” başlıklı duasını ekleyeyim: 

“Seni ayakta tutmaya yetecek kadar güzelliklerle dolu bir yaşam sürmeni...

Aydınlık bakış açısına sahip olmana yetecek kadar güneş...

Güneşi daha çok sevmene yetecek kadar yağmur...

Ruhunu canlı tutmaya yetecek kadar mutluluk diliyorum.  

Yaşamdaki en küçük zevklerin daha büyükmüş gibi algılanmasına yetecek kadar acı...

İsteklerini tatmin etmeye yetecek kadar kazanç...

Sahip olduğun her şeyi takdir etmene yetecek kadar kayıp...

Son ‘elveda’yı atlatmana yetecek kadar ‘merhaba’ diliyorum.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları