Nankörlüğün dik âlâsı

17 Haziran 2022 Cuma

Geçen yıl aralık ayında Gaziantep’te konuşan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ne diyor birileri: ‘İş yok’. Nankör, nankör bunlar. İş arayana ekmek var. Ama yan gelip yatarak parayı istersen, kusura bakma o yok” demişti.

TÜİK, nisan ayına ilişkin işsizlik oranını birkaç gün önce yüzde 11.3 olarak açıkladı. 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı, bir önceki aya göre 65 bin kişi artarak 3 milyon 853 bin kişiye ulaşmış. İşsizlik oranı erkeklerde yüzde 9.7 iken, kadınlarda yüzde 14.5 olarak tahmin edilmiş. 

Gerçekler yerine hükümetin verilerini açıklayan bir kuruma dönüşen TÜİK bile işsizlik oranlarını bu şekilde kamuoyuna duyururken, Erdoğan, işsizlikten yakınanlara “nankör” diyor. Vatandaşlara hakaret etmeyi alışkanlık haline getirmiş olduğundan şaşırtmıyor ancak AKP tarihine bu hakaret de geçmeli. 

AÇLIĞA, YOKSULLUĞA, YOLSUZLUĞA ŞÜKRET!

Fark ettiniz mi bilmiyorum ama “nankör” kelimesi bugünlerde fazla sık kullanılıyor. Mesela Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş... O da sakın ha, şikâyet etmeyin diye parmak sallayanlardan biri.

Geçenlerde İzmit’teki Gölkent Erkek Yatılı Hafızlık Kuran Kursu’nun açılışında yaptığı konuşmada nankörlük konusunda şu sözlerle uyarmış:

“Ortaokulu bitirmeden, yani 14-15 yaşını bitirmeden de bu yatılı Kuran kurslarına kayıt yapamıyorduk. Bu engeller kalktı. Şükretmemiz lazım. Şükrümüzü çalışmakla göstereceğiz. Daha fazla yapmakla daha fazla sahip çıkmakla bu fırsatları iyi değerlendirmezsek ‘Nankörlük ederseniz, azabım şiddetli olur’ uyarısıyla karşı karşıya kalırız. Allah, bu fırsatları, imkânları elimizden alır. Bu imkânları fırsata, hayra dönüştürelim. Daha fazla sahip çıkalım. Gevşemeyelim. Uyanık olalım, elimizdeki imkânları iyi değerlendirelim.”

Yarısının açlık sınırı altında yaşadığı, yaklaşık yüzde 95’inin de aç ve yoksul olduğu bir halka, ilkokul çocukları da artık Kuran kurslarına gittiği için şükredin diyor. Bir de şükredilmez nankörlük edilirse, cezanız büyük olur diyerek korkutuyor. 

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB), kendisini kurum olarak adaletsizlikler karşısında ezilenin, yoksulun değil, iktidarın sözcüsü olarak konumlandırdığından, sürekli dini araç olarak kullanıp hükümetin politikalarına arka çıkıyor.

Erdoğan, ramazan ayında şükürsüzlükten şikâyet ettiğinde de DİB tarafından 81 ildeki camilerde okutulmak üzere “Şükür Sana Ey Şekur” başlıklı bir hutbe hazırlanmıştı. “Bize yakışanın şükür olduğu ve şükrün nimetleri artırdığı” belirtilerek “Nankörlükten, şükürsüzlükten ve kanaatsizlikten Allah’a sığınalım” ifadelerine yer verilmişti.

DİNDARLARA DA HAKARET 

Hiperenflasyon yüzünden kiranızı ödeyemeyecek duruma gelseniz de aç ve işsiz kalsanız da en temel insani ihtiyaçlarınızı karşılayamasanız da birileri milyon dolarları yurtdışına vakıflar üzerinden kaçırırken siz şükredeceksiniz...

Kendileri ise canını ortaya koyarak vatanı emperyalizme karşı savunup kurtaran kurucu lidere hakaret edecek, ona küfür edenlerin ardında durup dua edecek, nankörlüğün dik âlâsını yapacak ama siz buna da şükredeceksiniz...

Bekledikleri bu. Toplumsal uyanışı sağlayan laikliğe karşı olmalarının önemli bir nedeni de bu. İnsanların haksızlıklar karşısında susmasını sağlamak için dini referansları olan şükretmeyi kullanıyorlar.

Böylece şükretme kavramı siyasete alet edilerek kirletiliyor. 

Bu kirlenmenin, iktidar zehirlenmesinin farkına varılmayacağını düşünmek ise kendini dindar olarak tanımlayanlara hakaret...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları