Tek bir şahıs ve tekbir

25 Nisan 2021 Pazar

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, 23 Nisan’da Anıtkabir’deki törene yine katılmadı ama Çamlıca Camisi’ne gitti; sonra da Çamlıca Tepesi’nde dev bayrağı göndere çekerken konuştu. 

Dedi ki: “Büyük Millet Meclisimiz bundan 101 yıl önce, bir 23 Nisan günü, dualarla, salavatlarla ve tekbirlerle Ankara’da açılmıştır.”

Ne tesadüf ki Ayasofya’nın görevden alınan eski imamı Boynukalın da aynı gün “Meclis’in İslami esaslara uygun şekilde açıldığını” belirtip İslami sisteme özlemini dile getirdi. 

Tarihi gerçekleri kendi amaçları doğrultusunda çarpıtmak, eksik aktarıp algı operasyonu yapmak, AKP’ye özgü bir taktik...

Ve ikisinin de 23 Nisan’ın yıldönümünde günün asıl anlamını es geçip tekbire vurgu yapması tesadüf değil. 

***

Bilmeyenler ya da unutanlar için hatırlatalım:

11 Nisan 1920’de Vahdettin’in şeyhülislamı Dürrizâde Abdullah Efendi fetva yayımladı; Kurtuluş Savaşı’na katılanları halifeye isyan ile suçladı, bağımsızlık yanlılarını din düşmanı olarak gösterdi ve öldürülmelerinin “din gereği” olduğunu duyurdu. Vahdettin’in onayladığı bu fetva, İngiliz uçaklarıyla Anadolu’ya atıldı.

Yurdun çeşitli yerlerinde irticacılar isyan çıkarınca, Ankara Müftüsü Börekçizade Mehmet Rifat Efendi, karşı fetva yayımladı. Mustafa Kemal’in çağrısıyla yurtsever 153 müftü ve din adamı da bunu onayladı. 

Yurtseverler hakkında verilen “katli vaciptir” fetvası ve isyanlar yüzünden Mustafa Kemal, bilinçli bir tercihle, Meclis’i cuma günü salavat ve dualarla açtırdı. 

Saray’ın ihanetine yanıttı bu! TBMM, işgalci güçlerle işbirliği yapan İstanbul Hükümeti’ne karşı kuruldu.

Atatürk ve arkadaşları, Kurtuluş Savaşı’nda emperyalistlere karşı ülkeyi savunurken, içeride de hainlere karşı bıçak sırtı keskinliğinde bir mücadele verdi. Böyle eşsiz bir cesaretin sonucudur 23 Nisan. 

***

Bugün bazı çevrelerin bilerek 23 Nisan’ı sadece çocuk bayramı gibi göstermesi de bilinçlidir. Görmezden gelmeye çalıştıkları, egemenliğin padişahtan alınıp halka verilmesidir. Oysa 23 Nisan’ın, 1921’de ilk milli bayram olarak kabul edilmesinin temel nedeni budur.

1980 darbesinden sonra bayrama Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı adı verilmiştir ama bunu ilk öneren Atatürk’tür; çocuk bayramı olmasının nedeni de sıradan bir neden değildir. 

1921’de Ankara’da Öğretmen Okulları Mezunları Cemiyeti’nin düzenlediği 23 Nisan kutlamasına katılan Mustafa Kemal’in kısa bir konuşma yaptığını, olayı yaşayan Avni Ağaoğlu, Ordinaryüs Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’na mektubunda şöyle anlatır:

“Cemiyet, 23 Nisan’ı ilk defa kutlamak için erkek ve kız mekteplerine davetiye gönderip çocukların bu bayrama katılmasını istemiştir. Kız ve erkek talebelerin bir arada bayram yapmasına şiddetle karşı çıkan Vali ve Maarif Müdürü, mektepleri dolaşarak toplantıya katılmamalarını, katılacak öğretmenlerin işten çıkarılacağını ihtar etti. (...) Yunus Nadi Bey, konuyu Mustafa Kemal Paşa’ya anlatınca Paşa, Muallimler Cemiyeti’nin bayram yapabileceğini, kendisinin de gelerek çocukların bayramını kutlayacağını söylemiş. Bunun üzerine Polis Müdürü Dilaver Bey, mekteplerin bütün talebesini meydanlara bıraktı. Merasim devam ederken Mustafa Kemal Paşa da bir binek oto ile merasim yerine geldi. Çocukların okudukları manzumeleri ve kahramanlık şiirlerini dinledikten sonra kısa bir nutukla onları kutladı. Bu bayramın adının ‘Hâkimiyet-i Milliye ve Çocuk Bayramı’ olarak kabul edilmesini söyledi.” (Atatürk’te Çocuk Sevgisi, Cemil Sönmez, Atatürk Araştırma Merkezi, 2004, Sayfa 25-26).

Atatürk, 100 yıl önce şeriatçılara böylece bir kez daha hadlerini bildirmiş ve bayramı 1929’da geleceğin sahibi çocuklara armağan etmiştir.

22 Nisan 1920’de Heyeti Temsiliye adına çektiği telgrafta ise 23 Nisan’ın anlamını tek cümleyle yazmıştır: “Tanrı’nın yardımıyla Nisan’ın 23’üncü cuma günü bütün sivil ve askeri makamların ve bütün ulusun başvuracağı en yüce kat, adı geçen Meclis olacaktır.” 

23 Nisan, saltanat ve hilafeti reddedip halk egemenliğinin yolunu açan devrimdir. Bu gerçeği unutup tekbiri hatırlayanlarsa, TBMM’yi tek bir kişinin, Şahsım Devleti’nin noteri haline getirenlerdir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları