YouTube’da bir video izledim. 

“Yer üstünde doymayanların, yer altında katlettiklerinin anısına saygıyla...” sözleriyle başlıyor.

Mukavemet TV’nin hazırladığı video, sekiz yıl önce Türkiye tarihindeki en büyük iş cinayetinin yıldönümünü bir kez daha kayda geçiriyor.

13 Mayıs 2014...

Manisa’nın Soma ilçesinde Türkiye Kömür İşletmeleri AŞ’nin işlettiği maden ocağında yangın çıktı. Vardiya değiştiren 787 işçi yer altındaydı. Dört gün süren kurtarma çalışmaları sonucunda 301 işçinin cansız bedenine ulaşıldı, 162 kişi yaralı kurtuldu.

Madenden çıkarılan bir işçi, ambulansa taşınırken, “Çizmelerimi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” deyince tüm ülke ağladı.

Türkiye’nin üzerine adeta kömürden bir bulut çökmüştü. O dönemde başbakan olan Erdoğan ise “Bu işin fıtratında var” sözüyle hafızalara kazındı. Bir kez daha iş cinayetini kaderci bir yaklaşımla normalleştiriyordu. 

Bununla da kalmadı, bölgeye gitti. Girdiği bir markette yaşanan arbede sırasında korumaları vatandaşları darp etti. 

Acılı halk tepkisini gösterirken polisler tarafından tartaklandı. Erdoğan’a tepki gösteren bir madenci, o dönemde Başbakanlık Özel Kalem Müdür Yardımcısı olan Yusuf Yerkel tarafından yerde tekmelendi. 

SEKİZ YIL SONRAKİ UTANÇ

13 Mayıs 2022...

Soma Katliamı’ndan sonraki sekiz yılda neler oldu dersiniz?

Erdoğan, “Türk tipi Başkanlık sistemini” getirerek AKP’li Cumhurbaşkanı oldu. Kamu görevlilerinin ve işverenlerin hata ve ihmallerinden kaynaklanan ölümlere “fıtrat, kader” demeyi sürdürüyor.

Maden işçisini tekmeledikten sonra “Ayağım incindi” diyerek rapor alan Yerkel, Ticaret Bakanlığı tarafından ticari ataşe olarak Frankfurt Başkonsolosluğu’na atandı. Avro ile maaş alıyor, ev kirası ve çocuklarının okul masrafı devlet tarafından yani bizim ödediğimiz vergilerle karşılanıyor.

Bu arada facianın davasına bakan Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin heyeti değiştirilerek adalete müdahale edilmek istendi. Tutuklu sanık kalmayınca temyiz incelemesine gidildi.

Böylece önceki kararlar bozuldu ve yeniden yargılanan dört sanıktan Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan 20 yıl, maden mühendisleri Adem Ormanoğlu ve Efkan Kurt 12’şer yıl 6’şar ay hapis cezasına çarptırıldı, acil eylem planı yöneticisi olarak tespit edilen sanık Haluk Evinç ise beraat etti.

Mahkemeyi en başından beri izleyen, mağdur ailelerinin ve ölen işçilerin avukatlarından Can Atalay’a ise Gezi davasında 18 yıl hapis cezası verilerek Silivri’ye gönderildi!

SOMA’DA MADENCİYE SAVRULAN TEKME VE AKP TÜRKİYESİ...

Soma tekmecisinin nefretle savurduğu tekmenin fotoğrafı, tek başına, 2000’li yıllar Türkiyesi’ni özetleyebilecek bir belgedir. Mehmet Emin Al ve Mehmet İnmez’in farklı açılardan çektiği an, sadece bir insanın değil, bir hükümetin düşebileceği en dip noktadır. 

O utanç anından sonra sekiz yıldır AKP’nin hâlâ iktidarda olması ve Soma tekmecisinin de ödüllendirilerek yurtdışına atanmasını iyi irdelemek gerekir.

Bunun ardında hileler, yolsuzluklar, sadaka kültürü, cehalet, dinci gericilik ve yasadışı işler vardır.

Bunun ardında işçilerin canı karşılığında sermayeyi koruyan rantiyeler vardır.

Bunun ardında korku imparatorluğu vardır.

Bunun ardında kapitalist sömürü ve faşizm vardır!

Soma Katliamı’nda yaşanan her şey, insan onuruna da mantığına da aykırıdır. 

İşte bu nedenle, Türkiye’de mevcut iktidardan kurtulmak, halkı cendereye alan dinci ve yağmacı gericiliği aşmak, bir onur meselesidir.

Çünkü yer üstünde doymayanlar iktidarda oldukça, yer altında ve yer üstünde katledilen onurlu insanların ruhları huzur bulmayacak!