Arif Kızılyalın

Siyasetin sporla imtihanı!

20 Haziran 2018 Çarşamba

Türkiye’de rejimi değiştirmeye yönelik seçime sadece birkaç gün kaldı.
Gerek Cumhurbaşkanlığı, gerekse parlamento seçimi için adaylar son barutlarını atıyor.
Spor da doğal olarak verimli bir mecra.
CHP’nin adayı Muharrem İnce, “passolig” konusundan girmişti topa. Sert de vurdu. AKP’lisinden MHP’lisine, HDP’lisinden İYİ Partili’sine, Saadet Partili’sinden CHP’lisine hemen herkesin yaka silktiği elektronik bilet uygulamasını kaldırma vaadinde bulundu. Böyle olunca da stada giden ‘mutlu azınlık’ dışındaki futbolseverlerin oyunu değilse de gönlünü kazandı. Çünkü, çoğu zoraki 4.5 milyon passolig kullanıcısı dışındaki futbolla ilgili - en az - 50 milyon kişi, “Nereden çıktı bu passolig, maça gitmek istesek, kredi kartı çıkartmak zorunda kalıyoruz” diye isyan ediyor yıllardır.
İnce de her konuşmasında, “Seyirciyi tribünden soğutan passoligi kaldıracağım, bu sistem yandaş bankayı zengin etmekten başka işe yaramadı” diyerek tavrını sergiliyor. Haklı da... Elektronik bilet icat olup, uygulama palas pandıras Aktifbank’a ihale edilince, Çalık Grubu’nun finans kanadı, tanınırlık oranını ona, yüze, bine, yüz bine değil, milyona katladı.
Dünkü Hatay mitinginde 2002 Dünya 3’üncüsü A Milli Futbol Takımı’nın şimdilerdeki acınası halini dile getirdi Muharrem İnce, federasyonlara ‘sözde’ değil, ‘özde’ özerklik sözü verdi, bayağı da alkış aldı.

İktidar ‘stat’ diyor ama!
AKP ise yıllardır arka bahçesine çevirdiği spor üzerinden yeni bir söylem üretmedi, üretemedi, üretmeye yüzleri kalmamış belli ki. Çünkü sporda öylesine ağır bir yıpranma var ki, sesleri çıkmıyor, kontrollü gidiyorlar. Sanırım sütten ağızları yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyorlar. Anımsarsınız, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şampiyonluk yarışının en sıcak günlerinde Başakşehir’i övmüş, “Gençler, Başakşehir şampiyonluğa gidiyor, yalnız bırakmayın, tribünler boş” demişti bir mitingde. G.Saraylısı da F.Bahçelisi de Beşiktaşlısı da bu mesaj nedeniyle fena halde gönül koydu Cumhurbaşkanı’na..
Gelen tepkilerden olsa gerek sadece Sakarya ve Kocaeli’nin yeni statları üzerinden seslendi yurttaşlara seçim sürecinde, ama AKP projesi Başakşehir’in ‘B’sinden söz etmedi. Rıdvan’ları, Arda’ları, Göksel Gümüşdağ’ları kampanyasına katmadı.
Erdoğan fazla konuşmayınca spor işi Başbakan Binali Yıldırım’a ihale edilmiş olsa gerek, geçen günkü İzmir Mitingi’nde ‘olmayan’ statlardan oy devşirmek istedi Başbakan. Göztepe ve Karşıyaka’ya stat yaptırdıklarını, Alsancak Stadı’nın yakında açılacağını söyledi. Karşıyaka’nın meşhur sloganını atmak isterken de fena halde ofsayta düştü. Hemen hemen tüm futbol severlerin bildiği, “Kaf, kaf, kaf, sin, sin, sin...” tezahüratını tersten söyledi. Mahkeme salonlarında hâkimlerin, ağır hakaretler için kullandığı “Sin kaf...” ifadesini bangır, bangır bağırdı. Eğer bu sloganı statta atsa, 6222’den en az 6 ay hak mahrumiyeti alırdı Binali Bey. Demek ki dersine çalışmamış, ama bu gafı bir yana bırakırsak, futbol ve stat meselesi iktidarın anlattığı gibi parlak değil.
Geçen ay İzmir’deydim, söz konusu statların önünden geçtim, öyle kolay bitecek, bu sezona yetişecek durumda gözükmediler. Özellikle Ata yadigârı Alsancak Stadı’nın geleceği belirsiz, AVM diyen de var, Millet Bahçesi yakıştırması yapan da. Ama bir gerçek var ki İzmir şu an statsız. Eğer Bornova Belediyesi’nin yaptırdığı 8 binlik Yeni Bornova Stadı olmasa Türkiye ile yaşıt köklü takımlar Tire’ye gidecekler maç için. İzmir Büro Temsilcisi Hakan Dirik’e, Binali Yıldırım’ın vaatlerini sordum, güldü. Özellikle Göztepe ve Karşıyaka statlarının konumunun futbolseverleri rahatsız ettiğini, üstelik bu statların toplam seyirci sayısının kaderine terk edilen Atatürk Stadı’nın koltuk sayısına erişemediğini söyledi. Yani, stadyum, futbol ve spor meselesi Binali Bey’in dediği gibi parlak değil!
Aslında biz Başbakan’dan ve Cumhurbaşkanı’ndan yüzmede, atletizmde, krosta, masa tenisinde kazanılan madalyalardan söz etmesini bekledik, ama sessiz kaldılar. Çünkü biliyorlar ki 16 yıllık AKP iktidarının yanlış spor politikası nedeniyle Türkiye’deki tüm altyapılar topu attı. Atletizmde Afrika, Küba, Jamaika, masa tenisinde Çin, yüzmede Ukrayna, eskrimde Avrupa’ya bağımlıyız, madalyalar da transfer sporculardan geliyor.
24 Haziran seçimi ne getirir bilinmez ama olası bir değişim, ‘AKP-zede’ sporu bir hayli hareketlendirecek gibi duruyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

25 Nisan! 24 Nisan 2024
Yeni TFF Başkanı! 20 Nisan 2024
Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları