İstanbul depreme değil ranta hazırlıklı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası 17 Ağustos 1999 büyük Marmara depreminin 19. yıldönümünde uyardı: “İstanbul depreme hazır değil.”

Önce insan...

Karaköy’deki oda binasından yapılan basın toplantısında Odanın İstanbul Şube Başkanı Nusret Suna, İstanbul’u bekleyen depreme ilişkin bilgiler verdi. Suna geçen yıl da düzenledikleri basın toplantısında “İstanbul depreme hazır mı” diye sorduklarını ancak ikna edici yanıtlara ulaşamadıklarını anımsatarak “Bu soru bugün hâlâ geçerliliğini koruyorsa, siyasi iktidarla aramızdaki açının kapanmadığının göstergesi sayılmalıdır. Ne İstanbul ne de Türkiye depreme hazır. Çünkü bu zaman zarfında yapılması gerekenler yapılmamış, yapı stokunu iyileştirmek için geliştirilen kentsel dönüşüm projeleri için rant değeri yüksek bölgeler seçilmiş, insan hayatına değil ranta önem verildiği açığa çıkmıştır.

Siyasi iktidarın yanıtı, geçen haziran ayında İmar Barışı ismiyle ilan edilen ve aslında imar affından ibaret düzenlemede gizlidir. İmar barışıyla iskânsız, ruhsatsız ve nitelikli mühendislik hizmeti almadan, yapı denetim sürecine dahil olmadan üretilen yapılara af getirilerek, İstanbul yapı stokunun depremde vereceği tepkiyle ilgili kaygılar ne yazık ki pekiştirilmiştir” diye konuştu.

Suna konuşmasına özetle şöyle devam etti:

“1999 depreminden sonra toplanma alanı olarak düzenlenmesine karar verilen 496 Geçici İskân Alanları ile deprem sonrası kullanılacak 562 Birinci Derecede Acil Ulaşım Yolunun akıbetine dair bilgiler defalarca kamuoyuyla paylaşılmıştır. Durum tam anlamıyla vahimdir. Açıkçası deprem toplanma alanları ranta kurban edilmiştir. Kaygıyla ifade ediyoruz ki, 18 milyonluk mega kent kaderine razı şekilde depremi beklemektedir. İmar affıyla yapı stokunu iyileştirme mücadelesinden vazgeçiliyor. Her ne kadar merkezi ve yerel yetkililer sorunları doğa olaylarıyla açıklamaya ve dolayısıyla sorumluluktan kurtulmaya çalışsa da İstanbul’da ciddi bir altyapı eksikliği vardır ve yapı üretim süreci zaaflarından arındırılamamıştır. Riskli binaların güçlendirilmesine dönük çalışmalar mevcut duruma bir müdahaledir ve haliyle bugünle ilgilidir. Ancak yapı denetimi sadece bugünü değil geleceği ilgilendiren bir kavramdır; geleceği kazanmanın anahtarıdır.”