Elektrik şoku serbest

21 Ekim 2018 Pazar

- Cumhurbaşkanı Erdoğan, canlı hayvan ticareti konusunda yenilenen Avrupa Sözleşmesi’nin kabulünü onaylamış. Avrupa Konseyi’nin hazırladığı Gözden Geçirilen Uluslararası Taşımacılıkta Hayvanların Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi, 6 Kasım 2003’te Kişinev’de imzaya açılmış, Türkiye 4 Şubat 2004’te imzalamıştı.
2016’da TBMM Dışişleri Komisyonu ile Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonu’nda da görüşülen sözleşmenin uygun bulunduğuna dair kanun tasarısı, dönemin baş-bakanı Binali Yıldırım imzasıyla TBMM Başkanlığı’na gönderilmişti.
Erdoğan, 5 Nisan 2018’de kanunla uygun bulunan sözleşmeyi onaylamış. Böylece 1975 tarihli Hayvanların Uluslararası Nakliyat Sırasında Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi feshedilmiş. Bu gelişme, 11 Ekim 2018 tarihli Resmi Gazete’de duyuruldu.
Ben de feshedilen sözleşme ile yeni sözleşme arasındaki farklara bakayım dedim...
Gördüğüm en önemli fark, elektrik şoku işkencesi...
1975 sözleşmesinde hayvanlara elektrik şoku uygulanabileceğine dair bir madde yokken; yeni versiyonda 14. madde şöyle:
“Elektrik şoku veren cihazların kullanımından mümkün olduğunca kaçınılır. Her hâlükârda bu cihazlar hareket etmemekte ısrar eden yetişkin büyükbaş hayvanlar ve yetişkin domuzlar için ve sadece önlerinde hareket edecekleri yer olduğunda kullanılır. Elektrik şoku bir saniyeden uzun sürmeyecek ve sadece kaba etler arasındaki kaslara verilir...”
Yani insan gibi bilinçli ve duyarlı bir canlıya, “Direnirsen elektrik şokunu yersin!” diyor siyasetçiler... Bu, mezbahalarda ölüm koridorunda direnen hayvanlara da uygulanan korkunç bir işkence.

Hafif yaralı ve hasta hayvan taşınabiliyor

Eski sözleşmede yaralı ve hasta hayvanların taşınmaya uygun olmadığına ve yolculuk sırasında yaralanıp hastalanan olursa derhal tedavisinin yapılmasına dair maddeler var. Yenisinde, “Hasta veya yaralı hayvanlar taşımacılığa kabul edilmez” denildikten sonra, bu hükmün uygulanmayacağı istisnalar şöyle belirtilmiş:
a- Taşınmalarının ek bir acıya sebebiyet vermeyeceği hafif yaralı ve hasta hayvanlar.
b- Eğer hastalık veya yaralanma bir araştırma programının parçası ise, ilgili yetkili makam tarafından onaylanmış bilimsel veya deney amacı ile taşınan hayvanlar.
Hafif yaralı ve hasta...
Üzerinde deney yapılacak ve o nedenle bilerek hasta edilmiş hayvanlar...
Bunların uluslararası taşınmasında sakınca görmemiş siyasetçiler...

Tavuklar istiflenebiliyor
Eski sözleşmede, yeterli saha ve özel şartlar aksini gerektirmediği takdirde, hayvanlara araçlarda yatacak yer sağlanmalıdır, yazıyor. Yenisinde, “taşımacılık araçları veya konteynerler, bir günlük civcivler hariç kümes hayvanları dışındaki hayvanlara doğal pozisyonlarında ayakta durabilecekleri yeterli alanı sağlayacak şekilde tasarlanır ve yapılır” deniyor.
Demek ki tavukları “kümes hayvanı” diye niteleyen siyasetçiler, onların istiflenebileceğine karar vermiş...
Her iki sözleşmede de “hayvanlar uluslararası nakliyat maksadıyla vasıtalara yüklenmeden önce, ihracatçı ülkenin yetkili bir veterineri tarafından, nakliyata elverişli olup olmadıkları hususunda muayene edilmelidir” hükmü yer alıyor ama hayvanları satın alan ülkeye geldiğinde ne olacağını artık kimse bilmiyor. Veteriner Hekimleri Odası, şarbon skandalı patlayınca, son altı aydır hayvan alımlarında veteriner kontrolü şartının kaldırıldığını açıklamıştı hatırlarsanız...
Bunları belge olarak kalsın diye yazdım ama aslında her ikisi de insanlık adına utanılacak metinler.
Benim mücadelem, hayvanların refah içinde getirilmesi için değil, insan tüketimine hiç konu olmamaları için. Ama 40-50 yıl sonra bu yazıyı bulup okuyan olursa, bu dönemde de, bu ölüm belgelerinden utanan insanlar olduğunu bilsin istedim...
 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakoz 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları