Komik aksiyon severler için...

Çizgi roman uyarlamalarında eşik atlatan, türe renk katan bir film gösterimde: ‘Deadpool 2’.

Yayınlanma: 17.05.2018 - 22:19
Abone Ol google-news

Fiyakalarından geçilmeyen, maskeli, pelerinli, taytlı yenilmez, adalet savaşçılarının alışıldık süper kahraman hikâyelerinin tersine, Deadpool olarak tanınan Wade Wilson adındaki, kendi kendisiyle de dalga geçebilen, alaycı, muzip ve hınzır bir anti süper kahramanın akıllara seza serüvenlerini, mizahın ağır bastığı bir yaklaşımla anlatan, görsel efektçilikten yetişmiş, iyi zanaatkar Tim Miller’in becerili yönetmenliğinde çekilmiş, Marvel yapımı “Deadpool” (2016) gişede yakaladığı yaklaşık 800 milyon dolarlık hasılatla, Superman, Batman benzeri yenilmez süper kahramanların, “Wolverine”lerin, “X-Men”lerin bilimkurgusal evreninde fink attığı o Hollywood yapımı çizgi roman uyarlamaları türü fantastik eğlencelikleri yeniden gözde ve geçerli kılmıştı, anaakım sinemada 2 yıl kadar önce. Gittikçe sıkıcı bir hal almış bu türü yeniden parlatmıştı “Deadpool” ve devamının geleceği de belliydi zaten.

Tim Miller’in yerini, pek çok filmde dublörlük yapmış ve geçen yıl seyrettiğimiz, dilber Charlize Theron’un önüne geleni pata-küte devirdiği, “Atomic Blonde-Sarışın Bomba” adlı beylik aksiyon-serüven filmiyle rüştünü ispat ederek ilk yönetmenlik sınavından geçmiş David Leitch’in aldığı, bugün gösterime giren “Deadpool 2”yi ilk filmin de senaryosunu yazmış Rhett Reese- Paul Wernick ikilisine filmin yapımcılarından olup tabii ki yine esas oğlan rolünü de üstlenen Ryan Reynolds’un da katılmasıyla yazılmış, abuk sabuk ama ince ince sektöre ve türe de dokunduran imalarla, hatılatmalarla bezeli, matrak bir senaryodan çekmiş David Leitch.

Sövgülü, edepsiz...

Ağzı bozuk Deadpool-Wade’in (Ryan Reynolds), sövgülü, edepsiz şaka ve esprilerinin yanısıra Hollywood’a ve yakın-uzak dönemin kimi popüler filmlerine, isimlerine göndermelerle dolu, kimi zaman günümüzün dünyasına da yönelik keskin saptamalarda bulunulan, hınzırca bir mizahi yaklaşımın ürünü “Deadpool 2”, Wade’in sevgilisi Vanessa’yı (Morena Baccarin) kaybettikten sonra (X-Men’den esinlenerek) X-Force dediği kendi ekibini mutant arkadaşlarından oluşturarak, zamanda yolculuk yapabilen, vaktiyle gönderildiği gelecekten geri dönen, hikâyenin de kötü adamı olan, savaşçı mutant Cable’a (çoğu sahnede Ryan Reynolds’dan rol çalan Josh Brolin, fiziği ve oyunuyla yine iz bırakan bir tipleme çıkarmış) karşı dünyayı savunmasını hikâye ediyor kısacası. Pek dur-durak tanımayan temposu, tekrar sahneleri ve şamatasıyla yer yer yorucu olsa da, seyirciyi 2 saatliğine perdeye bağlayan, aksiyon-macera-komedi karışımı, damardan bir eğlencelikle karşı karşıyayız.

Russell (Julian Dennison) adındaki tombik ve sempatik, yetimhane çocuğu, gençten bir mutantı Cable’dan kurtarmak için kolları sıvayan, ilk filmin sonundaki yangından sağ çıkarak mutantlığa evrilmiş, yanık surat makyajlı, kıytırık deri giysili ama kararlı- azimli kahramanımız Wade- Deadpool rolündeki (aslında 2012’nin fiyaskosu “Yeşil Ok”la süper kahramanlar âlemine kötü bir giriş yapmış) Ryan Reynolds ise baştan sona hep Josh Brolin’e ayak uydurmaya çalışıyor.

Başrollerdeki Ryan Reynolds- Josh Brolin ikilisini beylik iyi polis- kötü polis olarak tasarlayıp uygulayan ve ancak David Leitch gibi dublör kökenli bir yönet- menin elinden çıkabilecek cinsten, etkileyici koreografik kavga sahneleri sunan, yetişkinlere yönelik tezgâhlanmış “Deadpool 2” sonuçta meraklısınca kaçırılmayacak cinsten, şenlik şamatanın da eksik olmadığı bir aksiyon- serüven seyirliği. DC firmasıyla birlikte, nicedir 8. sanat olarak addedilen ‘çizgi roman’ın Amerikan tekelinin lideri Marvel’in markasını taşıyan, nerdeyse sürekli dövüş halinde seyreden bu süper kahraman eğlenceliği, yine çoğunu yerli yapımların oluşturduğu yeni haftanın nispeten öne çıkan bir filmi sayılabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler