AKP’nin sloganı “tanıdık” çıktı

AKP, 16 yıllık tek başına iktidarın ardından "alelacele" gittiği 24 Haziran seçimleri için hazırladığı yeni vaatlerini duyurdu. AKP'nin seçim bildirgesini de, aynı adı taşıyan seçim sloganını da Erdoğan'ın ağzından öğrenmiş olduk: "Güçlü Meclis, Güçlü Hükümet, Güçlü Türkiye."

Sloganın özüne girmek ayrı ama, kısa bir dönem öncesine kadar "askeri vesayet" sıfatıyla anılan Genelkurmay Başkanlığı'nın, bayramlarda billboardlara astığı sloganı anımsamadan geçmek mümkün değil: "Güçlü Ordu Güçlü Türkiye.”

Hatta TSK bu sloganla halkın karşısına çıktığında AKP'den bile itirazlar geldiğini daha unutmadık. Hadi taklit demeyelim, benzerliğini vurgulamış olalım ama yine de 16 yıllık iktidardan sonra en azından bir bakış açısı benzerliğinden söz edebiliriz sanki.

Aslında 16 yıllık iktidar pratiğinin ardından sayılan yeni vaatleri de tek tek tartışmak kuşkusuz mümkün ama "güç" vurgusu önemli ve AKP bildirgesine şeklini asıl veren bu. Herkes bunu kabul eder ki AKP, iktidarının uzun bir döneminde iktidardı ama "muktedir değildi." Asıl, Türkiye'nin demokratikleşmesi ve AB süreci başta olmak üzere kendi içinde reformist adımları bu dönemde attı. Parti de o zaman tek bir patron partisi değil, ortak akıl hareketini öne çıkarıyordu. Sonra parti ortak akıl anlayışından ayrılıp tek lider partisine dönüşürken Türkiye için de bunu istemeye başladı. Ve "Türk tipi başkanlık" dediğimiz döneme girildi.

İşte tam burada geçmişte "mağdur" ayrıcalığını sürekli avantaja dönüştürebilen AKP artık "muktedir" olmayı istiyordu. 2017'deki referandum da bunun içindi, 24 Haziran'daki seçim de. Dolayısıyla muktedir olmayı istemek, artık mağdur olmaktan vazgeçmek anlamına geliyordu. Ama bir sorun daha vardı. Eski mağdur, artık başkalarını mağdur edene dönüşüyordu.

Sonuç olarak arak detaya girmeden, bütün şifre bu güç meselesinde. Türk tipi başkanlık da bunun için, Kasım 2019'u bekleyememe acelesi de. Yani daha fazla güç, daha fazla iktidar. Hem de kesintisiz.

Aslında bu bir ruh hali ve muhalefete de en önemli avantajı bununla veriyor. Daha fazla güç ve daha fazla iktidar isteğine karşı, muhalefet, özgürlük, adalet, demokrasi, merhamet, huzur, barış ve daha onlarca acil ihtiyaç olan değerlerle topluma ulaşabilir.