Dünya Hijyen Günü: Su için günde 30 dakika

Hiç düşündünüz mü, güvenilir su kaynağına erişmek için 30 dakika yol gittiğinizi. Merak etmeyin düşünecek çok vaktiniz olacak. 2050’de en az 5 milyar insanın susuz ve dolayısıyla hijyen erişiminden yoksun kalacağı tahmin ediliyor.

Yayınlanma: 16.01.2022 - 13:00
Dünya Hijyen Günü: Su için günde 30 dakika
Abone Ol google-news

Dünya Hijyen Günü'nde insanların hijyen ve tmeiz içme suyuna erişimine yönelik rakamlar acı gerçeği ortaya koyuyor. dünyada her 10 kişiden 3’ünün (2,1 milyar insan) evinde güvenilir kullanma suyu bulunmazken, her 10 kişiden 6’sı (4,4 milyar insan) da uygun koşullara sahip temiz içme suyunda yoksun. 2050’de ise en az 5 milyar kişinin temiz içme suyundan yoksun kalacağı öngörülüyor.

Türkiye’de ve dünyada ilk kez 2011 yılında kutlanmaya başlanan Dünya Hijyen Günü, hijyenin insan hayatındaki önemine dikkat çekiyor. Uzmanlara göre, bir kişi sadece 1 gün içerisinde 250 milyon zararlı bakteri, virüs ve mantara temas ediyor. Öte yandan iklim değişikliğine bağlı kuraklık ve seller nedeniyle temiz suya erişim sıkıntısı da giderek artıyor. BM’ye göre, 2050'de 5 milyardan fazla kişi içme suyuna erişemeyebilir.

Dünyanın ilk ‘Hijyen Günü’, Avrupa Hijyen Konseyi ve Türk Pediatri Kurumu’nun katkılarıyla 2011 yılında İstanbul’da düzenlenen bir dizi etkinlikle kutlandı. Dünyada ilk kez Türkiye’de kutlanan ‘16 Ocak Hijyen Günü’nün amacı, hijyen kavramını en geniş kapsamıyla gündeme taşıyarak toplum sağlığındaki yeri ve önemi konusunda farkındalık yaratmaktı. Ancak ne yazık ki veriler aynısını söylemiyor.

Milyonlarca insan içme suyundan yoksun: Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF tarafından 2017'de hazırlanan rapora göre dünyada her 10 kişiden 3’ünün (2,1 milyar insan) evinde güvenilir kullanma suyu bulunmazken, her 10 kişiden 6’sı (4,4 milyar insan) da uygun koşullara sahip temiz içme suyunda yoksun.

İshalden ölümler: Yine UNICEF’e göre her yıl 5 yaş altı 361 bin çocuk ishalden ölüyor. Yetersiz sanitasyon ve kirli sular da kolera, dizanteri, hepatit A ve tifo gibi hastalıkların yayılmasına yol açıyor. 844 milyon insan içme suyu hizmetlerine de erişemiyor. Bunların arasında evlerinin dışında bir kaynaktan su getirmek için 30 dakikadan uzun zaman harcaması gereken 263 milyon kişi de yer alıyor. Ayrıca 159 milyon insan da akarsu ya da göl gibi kaynaklardan elde edilen arıtılmamış suları içiyor.

Sahra altında tuvalet problemi: Güvenilir biçimde yönetilen arıtma imkânı olmayan 4,4 milyar insanın 2,3 milyarı temel sanitasyon hizmetlerine bile erişemiyor. Bu insanlardan 600 milyonu, tuvaleti başka ailelerle paylaşıyor ve çoğu kırsal kesimde olmak üzere 892 milyon kişi tuvaletini açık alanlarda yapıyor. UNICEF verilerine göre açık alanda tuvalet yapma özellikle Sahra–altı Afrika ve Okyanusya gibi bölgelerde yaygın.

2050 için korkunç senaryo: Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı kuruluşların katkısıyla hazırlanan "İklim Servislerinin Durumu 2021: Su" raporunda, temiz suya erişimin giderek zorlaşacağı uyarısı yapıldı. Verilere göre, halihazırda 2 milyar kişi içme suyu tedariki güvencesine sahip değil. Raporda 2050 yılında ise beş milyardan fazla kişinin su kıtlığından etkileneceği öngörülüyor. Aynı rapora göre; dünya nüfusundaki artış ile iklim değişikliğine bağlı kuraklık ve seller nedeniyle 2050'de 5 milyardan fazla kişinin içme suyuna erişemeyeceği vurgulanıyor.

Çocuklar suya erişemiyor: UNICEF’in 2021'de yayımladığı analize göre; dünyadaki her 5 çocuktan 1’i günlük ihtiyaçlarını karşılayacak suya erişemiyor. Veriler, 80’i aşkın ülkede, çocukların su kıtlığı riskinin yüksek veya aşırı yüksek olduğu yerlerde yaşadığını gösteriyor. Doğu ve Güney Afrika, bu tür yerlerde yaşayan çocukların oranının en yüksek olduğu bölgeler. Çocukların yarısından fazlası (yüzde 58) her gün yeterli suya erişimde zorluk yaşıyor. Bu bölgeleri Batı ve Orta Afrika (yüzde 31), Güney Asya (yüzde 25) ve Ortadoğu (yüzde 23) takip ediyor. Güney Asya, su kıtlığı riskinin yüksek veya aşırı yüksek olduğu yerlerde yaşayan en fazla sayıda çocuğa ev sahipliği yapıyor (155 milyondan fazla).

Yarıdan fazlası Afrika'da: BM Dünya Su Gelişim raporuna göre dünyada güvenilir içme suyu kullanamayanların yarısından fazlası Afrika kıtasında yaşıyor. Sahraaltı Afrikası’nda yaşayanların sadece yüzde 24’ü güvenilir su kaynaklarına ulaşırken, bu bölgede yaşayanların yine yüzde 28’i güvenilir sanitasyon hizmetlerinden yararlanabiliyor. Bu bölgede özellikle kadınlar günde 30 dakikalarını su taşımaya ayırıyor. Rapora göre su yüzünden yeryüzünde 2000-2009 arası 94 çatışma kayıtlara geçerken, 2010-2018 arasında kayda geçen çatışma sayısı 263’e çıktı.

Kişi başına su azaldı: BM 2020 Gıda ve Tarım Raporu'na göre ise dünya genelinde bir milyar 200 milyon insan su sıkıntısı ile karşı karşıya. Su sorunun en fazla kırsal kesimlerde yaşayan yoksulları, kadınları ve yerli halkları olumsuz etkilediği bilgisi de raporda yer alıyor. Nüfus artışına bağlı olarak kişi başına düşen su miktarının son 20 yılda yüzde 20 azaldığı belirtilen raporda, bu oranın Kuzey Afrika ve Batı Asya'da yüzde 30'u bulduğu ifade ediliyor.

Covid-19 riski: Ellerin sabunla yıkanması, koronavirüs de dahil olmak üzere bulaşıcı hastalıklarla mücadele edilmesi açısından hayati bir önem taşıyor. UNICEF tarafından, 2020’de yapılan açıklamada, dünya genelinde milyonlarca insanın ellerini yıkayabilecekleri bir noktaya/yere erişimden yoksun olduğu bildirildi. Rakamlara göre, dünya çapında her 5 kişiden sadece 3'ü bir el yıkama noktasına erişebiliyor; 3 milyar insanın evlerinde su ve sabunla ellerini yıkayabileceği bir alan yok; virüs nedeniyle sağlık ve insani yardım krizlerine maruz kalma riskinin en yüksek olduğu 60 ülkede 1 milyar kişi, evlerinde su ve sabunla ellerini yıkayabilecekleri bir alana sahip değil. Bu kişilerin yaklaşık yarısını çocuklar oluşturuyor.

El yıkama sıralaması: Gallup International'ın 2015 tarihli araştırmasına göre, dünyada tuvaletten sonra ellerini sabunla yıkayanların oranının en yüksek olduğu ülke Suudi Arabistan. Türkiye 63 ülke arasında 6. sırada yer alıyor. Araştırma sonuçları, Balkanlar ve Türkiye’de el yıkama alışkanlığının diğer Avrupa ülkelerine oranla yüksek olduğunu gösteriyor. Avrupa'da tuvaletten sonra elini sabunla en çok yıkayan ülkeler sıralamasında Bosna Hersek yüzde 96 ile listenin başında yer alıyor. Bosna Hersek'i yüzde 94'lük oranla Türkiye ve yüzde 85'le Kosova izliyor.
63 ülke arasında tuvalet sonrası el yıkama oranının en düşük olduğu ülke yüzde 23'le Çin. Japonya yüzde 30, Güney Kore'yse yüzde 39 ile son sıralarda yer alıyor. Hollanda ise bu oranın yüzde 50 olduğu görülüyor. Tuvaletten sonra elini yıkama alışkanlığının zayıf olduğu diğer Avrupa ülkeleri yüzde 57 ile İtalya, ve yüzde 60'la İspanya, Fransa ile Rusya.

Regl yoksulluğu: Kadınların regl döneminde kullandığı temel hijyen ürünlerine ulaşamaması sorununa “regl yoksulluğu” deniyor ve Türkiye’de mülteciler, mevsimlik tarım işçileri ve kentlerdeki yoksul kesim bu sorunla karşı karşıya. Ancak konu maddi erişimin yanında, kadınların regl döneminde kullandığı hijyen ürünlerine uygulanan vergilerden dolayı cinsiyet eşitsizliği bağlamında da inceleniyor. Bu durum, ülkelerin gelişmişlik düzeyi fark etmeksizin dünyanın birçok yerinde de söz konusu olabiliyor. Bazı ülkeler ise menstrüel ürünlere erişimi kolaylaştırma amacıyla önemli adımlar attı. Örneğin, Yeni Zelanda hükümeti Haziran 2020’de “kızların yeterli menstrüel hijyen ürünlerine sahip olmadığı veya bunlara erişemediği dönemdeki yoksullukla mücadele amacıyla ülke çapındaki okullarda ücretsiz hijyen ürünleri sağlayacağını” açıkladı. İngiltere geçen yıldan itibaren kadın hijyen ürünlerine uygulanan katma değer vergisini tamamen kaldırdı. Türkiye’de ürün teslimatları ve hizmetler için katma değer vergisi KDV’nin genel oranı yüzde 18 olmakla birlikte, indirimli oranlar ise yüzde 8 ya da yüzde 1 seviyesinde.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler