Güzel ülkemin 'yalnız ve mücadeleci' kadınları

Nuri Bilge Ceylan’ın -kişisel nedenlerle festivali takip edemediğim için ne yazık ki izleyemediğim- son filmi “Kuru Otlar Üstüne”de canlandırdığı Nuray karakteriyle En İyi Kadın Oyuncu seçilen Dizdar’ın ödülü, Türk sinema tarihinin tüm kadın oyuncularının ve de “ruhlarının” özlemle beklediği bir haberdi.

Yayınlanma: 04.06.2023 - 13:00
Güzel ülkemin 'yalnız ve mücadeleci' kadınları
Abone Ol google-news

Bu yıl 76. kez düzenlenen Cannes Film Festivali’nin bizim için özel bir yeri var. İlk filminden itibaren uluslararası başarılar elde elden ve özellikle Cannes’da, Uzak (2002) ile başladığı ödül yolculuğunu istikrarla sürdüren Nuri Bilge Ceylan’ın göğsümüzü kabartan başarılarının bir sonucu olmanın bir parça -belki daha fazla- ötesinde bir yer... Yalnızca Türk sineması için bir ilk olmanın dışında anlamlar barındıran yalnız ve güzel ülkemin “mücadeleci” kadınlarına adanmış bir başarının kalbimizde açtığı hüzünle karışık mutluluğun yeri bu...

Evet, Merve Dizdar’dan söz ediyorum... Nuri Bilge Ceylan’ın -kişisel nedenlerle festivali takip edemediğim için ne yazık ki izleyemediğim- son filmi “Kuru Otlar Üstüne”de canlandırdığı Nuray karakteriyle En İyi Kadın Oyuncu seçilen Dizdar’ın ödülü, Türk sinema tarihinin tüm kadın oyuncularının ve de “ruhlarının” özlemle beklediği bir haberdi. Ve tam da gereksinimimiz olan bir dönemde umuda atıfla geldi.

Ödülü aldığı sırada; “Bu ödülü kendine layık görülenlere boyun eğmeyip eyleme geçen, bu uğurda her şeyi göze alan ve ne olursa olsun umut etmekten vazgeçmeyen tüm kız kardeşlerime ve Türkiye'de hak ettiği güzel günleri yaşamayı bekleyen tüm mücadeleci ruhlara armağan ediyorum” diyerek cesaretle, kadın olmaya, kadın mücadelesine ilişkin sadece Türkiye’de değil, tüm dünyadaki kadınların sesi olabilecek kadar etkileyici bir konuşma yaptı. 21. yüzyılda, “sahiplendirilmemizin” tartışma konusu olduğu bir dönemde yalnızca kadın olduğu, güçlü olduğu, başarılı olduğu, sesini duyuracak kadar yürekli olduğu için eleştirildi. Hepimizin sevinçle karşılaması gereken başarısı gölgede bırakılmaya çalışıldı.

Ancak bu ülkede, her şeye rağmen, gölgede bırakılamayacak kadar güzel yürekler, tarihin tozlu sayfalarına gömülemeyecek ya da başka meselelerle arada kaybolamayacak kadar büyük başarılar var. Ve ben, en önce bir kadın, daha sonra sinemaya gönül vermiş bir sinemasever olarak Merve Dizdar’ın başarısı ve yeteneğiyle gurur duyduğumu söylemek ve bize “ümidi” hatırlattığı için teşekkür etmek istiyorum. Atatürk’ün biz kadınlar için açtığı yolda, her kadının başarısı hepimizin övünç duyacağı bir kazanım olmalı. Birlikte, birbirimize destek olarak, kız kardeş gibi, mücadele etmeliyiz. Tıpkı Dizdar’ın dediği gibi...

CANNES’DA ÖDÜL ALAN ‘EFSANELER’

Unutmadan; Merve Dizdar’ın, adını yazdırarak ölümsüzleştiği kategoride bakın hangi “efsane kadınlar” var: Cannes’da, 1946 yılında İlk En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü alan Michele Morgan, Bette Davis, Jeanne Moreau, Sophie Loren, Susan Hayward, Giulietta Masina, Katharine Hepburn, Vanessa Redgrave, Shelley Duvall, Isabelle Huppert, Helen Mirren, Meryl Streep, Penelope Cruz, Juliette Binoche ve Julianne Moore ve daha pek çok değerli aktris...

MUBI’DEN BİR FİLM...

Son olarak geçen günlerde MUBI Türkiye’de gösterime giren Futura’dan söz etmekte fayda var. 2021 yılında, Cannes Film Festivali’nin Yönetmenlerin On Beş Günü (Quinzaine) bölümünde yer verilen belgesel, özünde çok yalın ancak bir o kadar etkili bir fikirle seyircisinin karşısına çıkıyor. İtalya’da COVID öncesi çekimlerine başlanan ancak verilen zorunlu ara ile pandemi sonrasını da öyküsüne eklemleyen filmin yönetmenleri Pietro Marcello, Francesco Munzi ve Alice Rohrwacher yollarda, farklı kentlerde karşılaştıkları gençlere gelecekleri hakkında ne düşündüklerini soruyorlar ve ortaya çarpıcı bir İtalya panoraması çıkıyor. Öyle ki İtalyan gençlerinin geleceklerine yönelik verdikleri cevaplar, Türkiye’de yaşayan pek çok gencin özdeşlik kurmasına olanak tanıyacak kadar paralellik barındırıyor, meselesi itibariyle bizler için de ilgi çekici bir yapıta dönüşüyor.

Özellikle şu diyalogla:

“Geleceğinizi nasıl görüyorsunuz?”

“İtalya’da kalmanın bana hiçbir faydası yok. Bu ülkenin bana verebileceği hiçbir şey yok.”


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler