Kızıl ve Epik Bir Destan: Shogun

Japonya’nın feodal tarihinden esin alan öykü epik bir iktidar çatışmasını ülkenin sisli ortamının yarattığı gizem eşliğinde sunuyor.

Yayınlanma: 05.05.2024 - 11:09
Kızıl ve Epik Bir Destan: Shogun
Abone Ol google-news

Amerikalı deniz subayı Matthew C. Perry’nin girişimiyle imzalanan ve Japon limanlarını, dolayısıyla tüm bir ülkeyi -gerçek anlamda- ilk kez Batı’ya açan anlaşmanın yapıldığı Meiji Devri’nin öncesi, feodal Japonya... 1867’de resmi olarak sona eren ve Japonya’da yerleşik feodal sistemin başındaki kişiye verilen isimle son Shogunlar çağı...

17. yüzyılın başlangıcında açılan Shogun, temel aldığı James Clavell imzalı romanın ana karakteri John Blacktorn’un (Cosmo Jarvis) Japonya’ya adım atmasıyla başlıyor.  Puslu bir okyanusta yol alan geminin mürettebatı açlık, susuzluk ve hastalıktan kırılmalarına karşın kılavuz edindikleri Blacktorn’un inadıyla Japonya’nın bir kasabasına ulaşıyorlar. Amaçları, Portekizlilerin tüm Avrupa’dan sır gibi sakladıkları bu ülkede bir ticaret tekeli kurmak. Ancak gelişleri hoş karşılanmadığı gibi hükümdar Taiko’nun ölümüyle açığa çıkan siyasi iktidar boşluğuyla kendilerini büyük bir krizin içinde buluyorlar. Taiko’nun halefi olan oğlu henüz küçük olduğu için Vekiller Konseyi’nin kurulduğu ülke entrikalar, suikastlar ve iç savaşlarla çalkalanırken Blacktorn, mürettebatını ve gemisini kurtarabilmek için bu oyunların bir parçası haline geliyor. Kendisine verilen Protestan Anjin (Japoncada gemi kaptanı) ismiyle hem ülkede ticareti kontrol eden Katolik Portekizlilerle hem de siyasi otoriteyi kontrol etmek isteyen Shogun adaylarıyla mücadele ederken buluyor. 

MANİPÜLASYONLAR VE HESAPLAŞMALAR

Tarihi olarak, Tokugawa Shogunluğu’nun kurucusu ve dizideki karakter Yoshi Toranaga’ya (Hiroyuki Sanada) esin olan daimyo Tokugawa Ieyasu döneminde geçen öykü, Toranaga’nın Anjin’i himayesi altına alması ve Hıristiyanlığa geçmiş soylu bir kadını kendisine tercüman olarak atamasıyla ana karakterlerini de açığa çıkarmaya başlıyor. Tokugawa Shogunluğu kurulmadan önceki bu dönemde, vekiller konseyi liderleri arasında iktidar mücadeleleri ile savaşlar ve seppuku (bir Japon intihar yöntemi) dizinin şiddet ve kan düzeyini belirlerken manipülasyonlar, hesaplaşmalar ve stratejiler olay örgüsünü bir girdaba dönüştürüyor. Muhteşem manzaralarla bezeli bir sinematografinin görkemiyle terör iç içe geçerken bu dışa kapalı, sisin perdelediği ülke daha da esrarengiz bir durum alıyor ve Anjin’in bakış açısından izlediğimiz anlatıyla birlikte Japonya’nın tarihinde mistik bir yolculuğa çıkıyoruz. 

Ufuktaki “Kızıl Sema” tehdidiyle durmadan kana bulanan ülkede bir “barbarın” gözünden, kültürler arası karşılaşmaların çekiciliğini, parçalanmaya yüz tutmuş bir halkın sancılarını izliyor; güç için birbirine düşman olan lortların yanı sıra ekonomik güç için düşmanlıkları iyice körüklenen Katolik ve Protestanların çatışmalarına şahit oluyoruz. Toranaga, Mariko (Anna Sawai) ve Anjin’in işbirlikleri öykünün katmanlarını sıvayla doldururken yolculuklarını da iç içe geçirmeye başlıyor. Bölümler boyunca iktidar çatışmaları şiddetlendikçe “Shogun” belirginleşiyor, Anjin’in ve dolayısıyla Japonya’nın kaderi açığa çıkıyor.

Shogun, daha önce 1980 yılında uyarlandığında çok sevilmiş ancak beş bölümde devasa bir eserin uyarlanması zorluğuyla karşı karşıya kalmıştı. Disney+’da yayımlanan yeni Shogun ise kendisini bütünüyle kitaba bağlayarak bir yeniden çevrim (remake) olmaktan çıkarıyor ve seyircisine 10 bölümlük kapsamlı ve cömert bir drama armağan ediyor. Japonya’nın feodal devriyle hâlâ tanışmadıysanız, geçtiğimiz günlerde yayımlanan finalle birlikte bir solukta izleyebileceğiniz epik bir destan sizi bekliyor. 

Puanım 8.5/10


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler