Satın alma onar

Giderek artan e-atık hacmi teknolojik ürünlerin yenilenmesi yerine daha ulaşılabilir bir onarıma yönelik tasarlanmasını zorunlu kılıyor.

Yayınlanma: 03.09.2023 - 11:55
Satın alma onar
Abone Ol google-news

Birçoğumuzun başına gelmiştir, kullanım amaçlarımıza uygun olmasına karşın dizüstü bilgisayarınızın bataryası artık şarja takılı olmadan çalışmaz durumdadır veya televizyon ekranımız birden kararıp sonra düzelmektedir. Durumlar böyle ters gidince tüketici olarak eski ürünü yenisi ile değiştirmek öncelikli seçenek olabiliyor. Bunun elbette sayısız nedeni olabilir, konuyu bir süredir çevreme de soruyorum: “Neden eskiyen ancak tamiri mümkün olan eşyanı yenisi ile değiştirmek istiyorsun?”

Elektronik eşyalar özelinde tüketiciler bu eşyaların onarımını karmaşık ve evde kendi imkânlarıyla neredeyse olanaksız görüyor. Bir de “Eskisini getir yenisi götür” kampanyalarının da minik dokunuşuyla eskiler yerini yeniye bırakıyor. Onarımı yapıldığı durumda kullanılabilecek olan birçok gereç de atık oluyor. Küresel kaynama çağında her bir adım çok değerli. 2019 yılında küresel ölçekte 53.6 milyon metrik ton e-atık üretildi. Bu ağırlık yaklaşık olarak 4 bin 500 Eyfel Kulesi‘ne ve 350 yolcu gemisine eşit. Dünyanın en hızlı büyüyen atık akışı e-atıklar. İnsan ve çevre sağlığı için zararlı olan berilyum, kadmiyum, civa ve kurşun dahil olmak üzere toksik maddeler içeriyorlar. Hem gezegenimizin hem insan sağlığı hem ekonomik getirileri gereği “Satın alma onar” ilkesi gündemde olmalı.

Onarımın bir hak olduğu yıllardır konuşulan bir konu. Özellikle ABD'de (birçok ülkede de) bu konuda öne çıkan bir onarım hareketi ve sektörlerde kıyasıya tartışmalar da söz konusu. Tüketicilerin markalardan bluetooth kulaklıkları, içleri açılacak şekilde yapma taleplerinden elektronik devlerinden talep ettikleri “onarım ve bilgilendirme kitleri”ne kadar onarım hakkının yolculuğu devam ediyor. Tabii bu talepler doğrultusunda güzel gelişmeler de yaşanıyor.

ONARIM HAKKI YASASI

ABD’nin New York eyaletinde, temmuz ayında yürürlüğe giren olan bir onarım hakkı yasası var. Mart ayında ise Avrupa Komisyonu, tüketiciler için tasarruf sağlayacak ve israfı azaltarak Avrupa Yeşil Düzeni’nin hedeflerini destekleyecek olan, malların onarımını teşvik eden ortak kurallara ilişkin yeni bir öneriyi kabul etmişti. Teklif, tüketicilerin malları değiştirmek yerine onarmalarını daha kolay ve daha uygun maliyetli hale getirecek. Daha fazla talep ise onarım sektörünü canlandırırken üreticileri ve satıcıları sürdürülebilir iş modelleri geliştirmeye teşvik edecek.

ONARIM İÇİN DÖRT ADIM

Özetle onarım hakkını şöyle tanımlamak mümkün: Bir şeye sahipseniz onu kendiniz tamir edebilmeli veya istediğiniz bir teknisyene götürebilmelisiniz. 2013 yılından kurulan onarım hakkı savunucusu topluluk Repair Association’a göre onarım politikaları oluşturulurken 4 adımı göz önünde bulundurmakta fayda var.

1 - Bilgiyi kullanılabilir kılın

Herkesin kılavuzlara, şemalara ve yazılım güncellemelerine makul düzeyde erişimi olmalı. Yazılım lisansları, destek seçeneklerini sınırlamamalı ve satışa nelerin dahil olduğunu açıkça belirtmeli.

2 - Parçaları ve aletleri hazır bulundurun 

Teşhis araçları da dahil olmak üzere cihazların bakımına yönelik parçalar ve aletler, üçüncü şahısların kullanımına sunulmalıdır.

3 - Kilit açmaya izin verin

Devlet, bir cihazın sahibinin özel yazılım yükleyebilmesi için bir cihazın kilidinin açılmasını, uyarlanmasını veya değiştirilmesini yasallaştırmalı.

4 - Onarımı tasarımda barındırın 

Cihazlar, onarımı mümkün kılacak şekilde tasarlanmalı.

ERİŞİLEBİLİR ONARIM TEKLİFİ

“Teklif, tüketicilere hem yasal garanti kapsamında hem de ötesinde yeni bir “onarım hakkı” getiriyor. Yasal garanti kapsamında değiştirmekten daha pahalı olduğu durumlar dışında, satıcılardan onarım teklif etmesi istenecek. Yasal garantinin ötesinde, ‘onarım’ı kolay ve erişilebilir bir seçenek haline getirmek için tüketicilere yeni haklar ve araçlar sunulacak.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler