‘Zaman eskisinden daha hızlı’

Redd hâlâ üretiyor, zamana, değişen düzene “Ret!” demeyi sürdürüyor...

Yayınlanma: 31.12.2023 - 12:04
‘Zaman eskisinden daha hızlı’
Abone Ol google-news

Her zaman fırtınalı sularda yüzmesine karşın hep ayakta kalmayı başaran Redd bir suskunluk döneminin ardından hızlı geçirdiği 2023’ü “Şimdi Seni Bulsam” teklisiyle kapatıyor. Topluluk üyeleriyle hem yeni üretimlerini hem de kendilerini “liste” düzeni içinde sınırlayan dijital müzik dünyasına tepkilerini konuştuk.

- "Şimdi Seni Bulsam", şu sözlerle başlıyor: "Geçiyor, gidiyor, yitiyor zaman; tutamıyorum." Bu sözlerin Redd kronolojisinde ve kişisel olarak nasıl bir anlamı var?

Doğan Duru: Kronolojik olarak bir anlamı yok ama genel olarak Redd baladlarının kimliği var sanıyoruz. Fena da değiliz baladlar konusunda, bu da öyle bir şarkı. Ancak zamanın eskisinden çok daha hızlı geçtiği bir dünyada yaşıyoruz. Haliyle her şey elimizden eskisinden daha süratle kayıyor. Bu da galiba herkesin ortak düşüncesi.

- Bu yıl Redd için çok hareketliydi, dört tekli ve bir canlı albümle adeta fişek gibi geri döndünüz. 2024, artık bir stüdyo albümünü çağrıyor değil mi?

Güneş Duru: Aslında bu konuda çok gidip geliyoruz. Önümüzde büyük gürültüyle çıkan yerli albümler var, bir ay sonra o gürültü yerini toz bulutuna bırakıyor. Çünkü şarkılar albüm biçiminde tüketilemiyor, listelere serpiştiriliyor. İyi ve adil bir dünyada yaşamıyoruz müzsiyenler olarak uzun zamandır. Düşünün bir sinema filminin parçalara bölünmüş halini. Biri bir listede biri bir başka listede dinleyiciye ulaşıyor. Acıklı. Müzik en eski sanatsal ifadelerden biri. Geldiği noktada en kısa şarkılara, hızlı yakalayan “intro”lara teslim olmuş sistem. Üreticiler, yapımcılar, tüketiciler topluca iyi müziği uçurumun kenarına götürüyor. Albümlerin değerli olacağı bir gün ve platform gelene kadar bizce albümlerin kavramsal veya sanatsal ifadesi hep biraz yarım ve buruk.

D. Duru: Herkes hatırlayacaktır, tekli meselesini çok eleştirdik ama gördük ki albüm bazı platformların liste tutumları yüzünden dinlenmiyor. Biz çıkardığımız teklileri bir albümde toplayacağız özetle. Belki albüm olarak çıktığında iş, üç-dört şarkı eski teklilerle birleşir.

Berke Özgümüş: Kendini müzikal olarak ifade etmek isteyenler eskisine oranla daha şanslı. Eski dünyayı, plak, kaset, müzik dergileri, müzik yazarları artık tarihin başka bir döneminde kaldı. Yeni nesil içinde emek, merak barındıran dönemleri bilmiyor, bilse de aramıyor. Dinleyici eskisine oranla daha geniş bir dinleme kataloğuna sahip olmanın konforunu yaşıyor.

Daha ‘cool’ olduk

- Redd'i bir müzik topluluğundan fazlası, bir yaşam ve kendini ifade biçimi olarak tanımlıyorsunuz. Grubun neredeyse 30 yıla yaklaşan geçmişinde bu bakış açısı nasıl evrildi?

G. Duru: Geçmişe baktığımızda epeyce bir hata görüyoruz, hemen her konuşmamız bu yönde. Sektörel anlamda, iletişimsel anlamda, ilişkiler anlamında. Bunlar bizi daha az tanınır, daha zor sevilir kıldı. Öte yandan bir türlü hakettiği hacmini kazanamamış alternatif müzik dünyasında sıradanlaşmadan seyrine devam eden bir grup Redd. Grafiği zig-zag çizmeden hep yukarı yönde seyreder. Uzun sürüyor anlaşılmamız. Yeni keşfedenler için geriye dönük dinleyecekleri epey içerik mevcut. Evrildiğimiz noktada geçmişe göre daha olgun, daha düşünceli ve “cool”uz da. İyi yaş aldık galiba, sahnede daha iyi görünüyor, çalıyor, daha enerjik bir konser atmosferi yaşıyoruz. Dönüp baktığımızda keşke 2005’te ilk albümü çıkardığımızda bu bilinçte olsaydık ama tüm dünyada bu tür gruplar 20’li yaşların ahmaklığını, öngörüsüzlüğünü tatlı ya da ekşi bir biçimde yaşıyor. İşin doğasında bu var galiba.

Keşkeler...

- Müzik kariyerinize başlarken olmak istediğiniz yerde misiniz? "Keşke" dediğiniz bir eksik var mı?

Berke Özgümüş: Daha çok festivalde çalmak isterdik. Festivallerde daha çok seyirciye çalma şansınız var. Bir de keşke İngilizce müzik yapsaydık. Zaten biraz İngilizceyiz bu memlekete sanki. Müzik kariyerimize başladığımız yıllarda dijital platformları öngörememiştik. Keşke onlarsız bir müzik ortamı olsa belki kariyer denilen şey herkes için daha hakiki olurdu.

Sanki ölmüşüz gibi...

- Özellikle genç kuşak 10-15 yıllık geçmişi olan şarkılarınızı konserlerde sizinle birlikte söylediğinde ne hissediyorsunuz?

Doğan Duru: Şahane hissediyoruz, bazen gözümüz doluyor. Geçtiğimiz haftalarda bir Ankara konserimiz vardı, yeni üniversiteye başlamış arkadaşlar hep bir ağızdan tüm şarkılarımızı söyledi. Yeni çıkan ve Spotify’da kolay erişilen listelerden olan sanatçılar için bu durum normal ancak bizim şarkılar genellikle sanki ölmüşüz gibi sürekli “klasik Türkçe rock” gibi listelerde takılı kalıyor. Yaş bariyerini algoritmalar ve platformların editörleri aşmanızı engelliyor. Sanıyoruz bu bariyeri aşmanın tek yolu konserler ve “S**tiret Boşver” gibi şarkılar.

İnatçıyız, ayaktayız 

- Hem topluluğun çevresinde süregelen hem de ülkede kültür-sanat yaşamını etkileyen birçok olayın ardından Redd neden ve nasıl hâlâ ayakta?

Doğan Duru: Redd inatçı bir grup. Genetiğimiz bu, birimiz farklı olsak belki çoktan yıkılırdık ama inatçıyız. Bizden çok durum değerlendirmesi yapan grup yoktur. Sanıyorum akıl sağlığımız biraz gidip geldi bu var olma mücadelesinde çünkü her şeyi kendi yapan bir grubuz. Falanca dergi, falanca çevre gibi hiç bir zaman suni ya da gönüllü destekçimiz, iten, abartan, sırt sıvazlayanımız, müzik yazarları olmadı.

Güneş Duru: Bize ilişkin genel yargı underrate edildiğimiz şeklinde, acı ama gerçek... Kendi kenimizi inşa ettik, hal böyle olunca sanırım her şey daha organik ve sağlam temellerde yükseliyor.

Sıra gençlerde ama 

- Geçmişte toplumsal anlamda bir çok şeye "Redd" dediniz. Bugün nelere "Redd" diyorsunuz?

Güneş Duru: Reddetiğimiz şeyler uzun süredir üzerimizde tepiniyor. Hukuk diyoruz, adalet diyoruz, estetik diyoruz, eşit ve iyi eğitim diyoruz, çeşitlilik, çok seslilik diyoruz ama olmuyor. Biraz kenara çekildik, “Haydi gençler” diyoruz ama onlar da kendi gerçekliklerinden ve içine doğdukları ortamdan menkuller galiba.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon