Filistin-İsrail Savaşı ve Türkiye'den fotoğrafı

KONUK YAZAR | Anıl Talat Eryontuk, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

Yayınlanma: 13.10.2023 - 14:25
Filistin-İsrail Savaşı ve Türkiye'den fotoğrafı
Abone Ol google-news

Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail'e karşı bugüne kadar benzeri görülmemiş bir saldırı düzenlemesiyle Filistin-İsrail sorunu yine gündeme oturdu.

Doğrusunu söylemek gerekirse, Filistin-İsrail sorunu dünya uluslararası ilişkiler sisteminde gündemin baş köşesine yerleşmiş ve uzun yıllardan bu yana da bulunduğu yerden hiç aşağıya inmemiştir.

Hamas tarafından “Aksa Tufanı” adı verilen operasyona, İsrail yoğun hava saldırıları içeren “Demir Kılıç” harekatı ile karşılık verdi ve silahlı çatışmaların halen yoğun olarak devam ettiği bildirildi.

İsrail’in yakın zamanda Gazze bölgesine yönelik bir “kara harekatına” girişeceği ise aşikar.

ABD ve Avrupa'nın iki yüzlü, İslam ülkelerinin ilgisiz ve samimiyetsiz olduğu bu tarihi eşikte Filistin-İsrail sorunu adeta fünyesi çekilmiş neredeyse nükleer bir tehdit edasında tehlikeli bir istikamete doğru gidiyor.

Bu sorun 20. yüzyılın başından bu yana Ortadoğu'nun ve uluslararası siyasi sistemin en önemli sorunu belki de…

Bu sorunun ortaya çıkmasında siyonizmin, büyük devletlerin yardımlarının, Filistin’deki İngiliz manda yönetiminin ve 2. Dünya Savaşı sonunda kurulmuş olan uluslararası siyasi sistemin rolü elbette büyük. 

Ortadoğu’daki çatışmaların ana sebebi olan Filistin-İsrail sorunu çözümlenmeden Ortadoğu 'da barışı sağlamak ve korumak inanın imkânsız! 

Anayurtlarından kovulmuş milyonlarca Filistinli ülkelerine dönmeyi isterken İsrail’in uzun yıllardır abluka altında tuttuğu Gazze’ye, askeri operasyonla birlikte elektrik, su, gıda ve ilaç gibi insani ihtiyaçların erişimini kesmesi bu isteği daha uzun yıllar erteleyecek gibi durmakta.

Çatışmalar daha fazla büyümeden ve daha fazla can kaybı olmadan taraflar acil bir “ateşkes” için ikna edilmeli ve çözüm için, bağımsız bir “Filistin Devleti” kurulması ve Filistin Devleti’nin “İsrail’in yaşam hakkını” kabul etmesi derhal sağlanmalıdır. 

Uzun yıllardır çatışan tarafların artık uzlaşması şarttır ve bu durum büyük bir sorumluluk hatta gereklilik halini almıştır.

Ülke olarak yaşanan bu çatışmada her zaman Filistin’in ve mazlum halkının yanında olduk.

Olmaya da devam edeceğiz.

Lakin Filistin’i yönetenlere bazı sorularımız var elbet.

Mesela Kıbrıs konusunda Rumları desteklemek yerine KKTC’yi haklı bulup ne zaman tanımayı düşünüyorlar? Hatta Doğu Akdeniz’de Rum-Yunan tezlerini destekleri de bu duruma dahil. 

Diğer yandan Türkiye’nin başını ağrıtan sözde Ermeni soykırımı iddialarını reddedecekler mi?

Filistin Kurtuluş Örgütü, Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı baskıları kınamadığı gibi Pekin yönetimine destek vermeye devam edecek mi?

Ve son olarak Türkiye’nin terör örgütlerine yönelik Suriye’nin kuzeyine düzenlediği operasyonlara yapılan kınamalara Müslüman Arap bir ülke olarak ne zaman karşı çıkacak?

Bu sorular Türkiye’nin kafasını karıştırdığı gibi çok da üzmektedir.

Lakin tüm bunlar Filistin’in mazlum halkının yanında olmadığımız anlamına gelmemektedir.

Filistin’i yönetenler ayrı yıllardır abluka altında yaşayan halk bizler için ayrıdır.

Ölümle, açlıkla, yoklukla iç içe bir yaşam süren çocukları, gelecekten umudunu yitirmiş anneleri, kadınları nasıl göz ardı edebiliriz ki?

Hiçbir kırgınlık yaşanan zulümlerin, ölümlerin acıların önüne geçemez tabi ki.

Türk milleti hiçbir dönem zalimliğin yanında olmamış, olmayacaktır da…

Filistinli çocuklar, kadınlar her zamanki gibi direnecektir yaşamak ve yaşatmak adına…

Ama insanlık değerleri adına çatışmayı durdurmak, barışçıl çözümler bulmak, kanayan bu yarayı bir an önce durdurmak için tüm dünya milletleri el ele vermeli ve çok acil bu sorumluluğun bilinci ile hareket etmelidir.

Unutulmasın ki masum bir canın ölümü tüm insanlığın ölümüdür.

Ve bu vebal hepimizindir…


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler