Türkiye İktisat Kongresi-2 (17 Şubat - 4 Mart 1923)

KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet Ege için yazdı...

Yayınlanma: 04.03.2024 - 15:16
Türkiye İktisat Kongresi-2 (17 Şubat - 4 Mart 1923)
Abone Ol google-news

Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Türkiye İktisat Kongresi’ni Açış Konuşması (17 Şubat 1923)

Efendiler;    

Aziz milletimizin iktisadi kalkınma çarelerini aramak ve bulmak gibi vatani, hayati ve milli amaçlar için bugün burada toplanmış olan sizlerin, sayın halk temsilcilerinin huzurunda bulunmaktan çok mesut ve bahtiyarım… 

Efendiler;        

Uzun aymazlıklarla ve derin kayıtsızlıkla geçen yüzyılların iktisadi bünyemizde açtığı yaraları tedavi etmek ve çarelerini aramak; memleketimizi imara, milleti refah ve saadete ulaştırma yollarını bulmak için yapacağınız çalışmaların başarıyla sonuçlanmasını dilerim.       

Efendiler;    

Tarihimizi dolduran zaferler yahut yok oluşların hepsi iktisadi durumumuzla ilgili ve ilişkilidir. Yeni Türkiye’mizi layık olduğu sağlam düzeye ulaştırabilmek için, kesinlikle iktisadiyatımıza birinci derecede çok önem vermek zorundayız. Çağımız tamamıyla bir iktisat devrinden başka bir şey değildir.         

Bir milletin varoluş sebebini, refah ve saadetini teşkil eden iktisadiyatla uğraşmaması, uğraşamaması, dikkat çekici bir durumdur. İtiraf zorundayız ki; iktisadiyatımıza gereği kadar önem verememiş bulunuyoruz. Bir milletin var oluş sebebiyle uğraşmaması, o milletin yaşadığı devirle ve o devri tespit eden tarihle çok yakından ilgilidir. Bunun sebeplerini, geçtiğimiz devirlerde, özellikle tarihimizde arayabilirsiniz. Şimdiye kadar gerçek anlamıyla milli bir devir yaşamadık, dolayısıyla milli bir tarihe sahip olamadık.        

Bu bir gerçek, tarihin her devrinde aynen geçerlidir. Mesela Fransızlar Kanada’da kılıç sallarken, oraya İngiliz çiftçisi girmiştir. Bir süre kılıçla saban birbiriyle mücadele etti. Ve sonunda saban galip gelerek İngilizler Kanada’ya sahip oldu. (Alkışlar)   

İktisat kongresi - Atatürk'ün tesekku¨r notu                                 

Efendiler;   

Kılıç kullanan kol yorulur, fakat saban kullanan kol her gün daha çok kuvvetlenir ve her gün toprağa daha çok sahip olur. (Alkışlar)           

Efendiler;    

Milletimiz kesin ve gerçek kurtuluşa kavuşabilmek için iki esasa dayanmanın şart olduğunu anladı. Onlardan birincisi: Misak-ı Milli’nin ifade ettiği ruh ve mana. İkincisi: Teşkilat-ı Esasiye Anayasamızın tespit ettiği değiştirilmesi imkânsız gerçekler.      

Misak-ı Milli, milletin tam bağımsızlığını temin eden ve bunun için iktisadi gelişmesine engel olan bütün sebepleri, bir daha geri gelmemek üzere yok eden bir baş yasadır. Anayasa, Osmanlı İmparatorluğu’nun, devletinin tarihe gömüldüğünü kavrayan, onun yerine yeni Türkiye devletinin aldığını ilan eden bir kanundur. Bu devletin hayatın da kayıtsız şartsız egemenliğin milletin elinde kalacağını ifade eden kanundur. Bu kanun, egemenliğin milletin elinde kalabilmesi için halkın kendi kendini idaresini şart kılan bir kanundur.      

Artık Türkiye halkı için tek temsilci, yasama ve yargı yetkisine sahip olan ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi ve hükümetidir’ diyen bir kanundur. Bab-ı Ali yerine Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükümeti’ni koyan bir kanundur.   

Bundan dolayı sizi tebrike değer görür ve tebrik ederim. (Teşekkür sesleri)    Kongre açılmıştır efendim.”

Ekonomik And Esasları (6 Mart 1923)

Bütün Türkiye’nin ziraat, sanayi, ticaret ve işçi zümrelerinden seçilmiş 1135 delegenin katılımıyla İzmir’de toplanan ilk Türkiye İktisat Kongresi’nin oybirliğiyle tespit ve kabul ettiği Ekonomik And esaslarıdır:

Madde 1 – Türkiye, milli hudutları içinde lekesiz bir bağımsızlıkla, dünyanın barış ve ilerleme unsurlarından biridir.

Madde 2 – Türkiye halkı milli egemenliğini, kanı ve canı pahasına elde ettiğinden, hiçbir şeye feda etmez ve milli hâkimiyete dayalı olan Meclis ve Hükümeti’ne daima yardımcıdır.

Madde 3 – Türkiye halkı yıkmaz; imar eder. Bütün çalışmamız, memleketi iktisaden yükseltmek amacına yöneliktir.

Madde 4 – Türkiye halkı, tükettiği malları mümkün olduğu kadar kendi yetiştirir ve çok çalışır. Zamandan, paradan ve ithalatta israftan kaçar. Milli üretimi temin için gerektiğinde geceli-gündüzlü çalışmak hedefidir.

Madde 5 – Türkiye halkı, servet itibariyle bir altın hazinesi üzerinde olduğunun bilincindedir. Ormanları evladı gibi sever, bunun için ağaç bayramları yapar; yeniden orman yetiştirir. Madenlerini kendi milli üretimi için işletir ve değerlerini herkesten fazla bilmeye çalışır.

Madde 6 – Hırsızlık, yalancılık, iki yüzlülük ve tembellik en büyük düşmanımız; tutuculuktan uzak dini bir sağlamlık her şeyde esasımızdır. Her zaman faydalı yenilikleri severek alırız. Türkiye halkı kutsal değerlerine, topraklarına, şahıslarına ve mallarına karşı yapılan düşmanca hareketlerden ve propagandalardan nefret eder ve daima bunlarla mücadele etmeyi görev bilir.

16. TBMM Hukumeti Iktisat Kongresi posta ve telgraf damgası

Madde 7 – Türkler, anlayış ve ustalık aşığıdır. Türk, her yerde hayatını kazanabilecek şekilde yetişir, fakat her şeyden önce memleketin malıdır. Bilim ve kültüre verdiği kutsallık nedeniyle ‘Mevlid-i Şerif’, ‘Kandil’ gününü, aynı zamanda bir kitap bayramı olarak kutlar.

Madde 8 – Birçok savaşlar ve çaresizliklerden dolayı eksilen nüfusumuzun fazlalaşması ile beraber sağlığımızın ve hayatlarımızın korunması en birinci emelimizdir. Türk, mikroptan, pis havadan, salgından ve pislikten çekinir, bol ve temiz hava, bol güneş ve temizliği sever. Ata mirası olan binicilik, nişancılık, avcılık, denizcilik gibi bedeni terbiyenin yapılmasına çalışır. Hayvanlarına da aynı dikkat ve himmeti göstermekle beraber, cinslerini düzeltir ve miktarlarını çoğaltır.

Madde 9 – Türk, dinine, milliyetine, toprağına, hayatına ve kurumlarına düşman olmayan milletlere daima dosttur; yabancı sermayeye karşı değildir. Ancak, kendi yurdunda kendi diline ve kanununa uymayan kurumlarla ilişkide bulunmaz. Türk, ilim ve sanat yeniliklerini nereden olursa olsun, doğrudan doğruya alır ve her türlü ilişkide fazla aracı istemez.

Madde 10 – Türk, açık alınla serbestçe çalışmayı sever; işlerinde tekel istemez.

Madde 11 – Türkler hangi sınıf ve meslekte olurlarsa olsunlar, candan sevişirler. Meslek, zümre itibariyle el ele vererek birlikler, memleketini ve birbirlerini tanımak, alışmak için seyahatler ve birleşmeler yaparlar.

Madde 12 – Türk kadını ve öğretmeni, çocukları Ekonomik And’a göre yetiştirir.”

Sevgi ile kalın, Atatürk’ün İzinde kalın... 

04 Mart 2024

Ahmet Gürel

ADD Genel Bakan Baş Danışmanı


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler