İsrail’e getirilen kırmızı ineklerin 3. Dünya Savaşı ile ne ilgisi var

İsrailli aşırı dinciler, okyanus ötesindeki müttefikleri, Mescid-i Aksa'ya ev sahipliği yapan Kudüs'teki Tapınak Tepesi; antik bir kehanet ve doğurduğu güvenlik riskleri... Sizce, mitolojik bir anlatı, 3. Dünya Savaşı'nı tetikleyebilir mi? Bu basit sorunun cevabı, 2022'de İsrail'e getirilen 'kırmızı ineklere' ne olacağında gizli.

Yayınlanma: 07.04.2024 - 14:37
İsrail’e getirilen kırmızı ineklerin 3. Dünya Savaşı ile ne ilgisi var
Abone Ol google-news

Gazze savaşıyla birlikte Ortadoğu’da gerginlik giderek tırmanırken, İsrail’e getirilen kırmızı ineklerle birlikte tartışmalara bir yenisi daha eklendi.

2022 yılında ABD'nin Teksas eyaletinde bulunup İsrail’e getirilen ve geçtiğimiz günlerde sosyal medyada fotoğrafları paylaşılan bu ineklerin, Kudüs’te üçüncü tapınağın inşa edilmesini konu alan antik bir 'kehaneti' gerçekleştirmek adına kurban edileceği iddia ediliyor.

Bazı aşırı dinci Yahudi gruplar, bugün Kubbet-üs Sahra ve Mescid-i Aksa gibi Müslümanlar açısından büyük önem arz eden tarihi yapıların bulunduğu bölge olan Tapınak Tepesi'ne daha önce iki kez yıkılan antik Yahudi tapınağının "üçüncüsünün inşa edilmesini" istiyor.

KEHANET NE?

Bugün ABD’li Evanjelistler ve İsrailli aşırı dinci grupları heyecanlandıran 3. Tapınak kehaneti 2 bin yıl önce inşa edilen Süleyman Tapınağı’na dayanıyor.

İsrailoğullarının inşa ettiği ilk tapınak Babilliler tarafından, Kral Herod’un inşa ettiği 2. Tapınak ise Romalılar tarafından yıkılmıştı. Bazı Yahudiler, 3. Tapınağın inşası için Mesihin (Masiah) gelmesini beklerken bazılarıysa Mesihin bu tapınağın tamamlanması sonucunda ortaya çıkacağına inanıyor. Evanjelistler ise tapınağın tamamlanmasıyla İsa Peygamberin geri döneceğini düşünüyor.

Ancak bu kehanetin gerçekleşmesi ve Yahudilerin tapınakta ibadet edebilmeleri için günahlarından arınmaları gerekiyor. Bu arınma ritüeli için Tevrat, kırmızı inekleri işaret ediyor.

Tevrat’ın Çölde Sayım kitabının 19. ayetine göre arınma ritüeli için "Üzerinde hiçbir leke bulunmayan, tek bir siyah veya beyaz tüyü olmayan, hiçbir iş için kullanılmamış kırmızı inekler kurban edilecek, yakılacak ve külleri suyla karıştırılarak inananların üzerine serpilecek." Böylece tapınakta ibadet edebilmeleri için arınmış olacaklar.

Bu inanışı takip eden Yahudi gruplar yıllarca Tevrat’ta tarif edilen inekleri aradılar. Ancak bu arayışları, 2022 yılında tarife uyan ineklerin Teksas’ta bulunmasıyla sonlandı.

Bazılarının genetik müdahaleyle tarife uydurulduğunu iddia ettiği inekler kısa süre içerisinde İsrail’e getirildi.

3. Tapınağın inşasını hedef edinen İsrailli “Tapınak Enstitüsü” 15 Eylül 2022’de Tel Aviv’deki Ben Gurion Havalaanı'nda inekleri bir seromoniyle karşıladıklarını söyledi.

Ancak geçtiğimiz günlerde ineklerin fotoğrafını paylaşan Yahudi gazeteci Kassy Dillon, "ineklerin kurban edilmesinin planlanmadığını," yetkililerin ineklerden bir sürü oluşturmak istediğini öne sürdü.

Sorun şu ki, kehanette geçen, 3. Tapınağın inşa edileceği yer tam olarak bugün Mescid-i Aksa’nın bulunduğu Tapınak Tepesi. Yani bu kehanetin gerçekleşmesi için Müslümanların Kâbe’den sonraki en kutsal yapısı olan "Mescid-i Aksa’nın 'yıkılması' gerekiyor."

Her ne kadar bu ihtimal 'zayıf' görülse de İsrail hükümetindeki bazı bileşenlerin tutumu ve güçlü denizaşırı müttefiklerin desteği, endişeye neden oluyor. Zira böylesi bir adım, uluslararası çapta derin bir huzursuzluk yaratabileceği gibi, gerek bireysel gerekse de ülkeler arası şiddet dalgalarını tetikleyebilir.

Öte yandan, Aksa Tufanı saldırısının 100. gününde konuşan Hamas sözcüsü Ebu Hubeyde, ineklerin getirilmesini, “bir topluluğun Arap kimliğinin ve peygamberinin yoluna saldırı amacıyla inşa edilmiş tiksindirici bir dini mitolojinin uygulanışı” olarak tarif etmişti.

BU DÜŞÜNCE NE KADAR POPÜLER?

Tapınak Enstitüsü gibi kurumlar 3. Tapınağın inşası için uzun süredir çaba sarf ediyor. Yeni tapınağın planları hazır olduğu gibi Mescid-i Aksa etrafında “arkeolojik” çalışmalar adı altında kazı çalışmaları yapılıyor. Ancak bu inşaya sıcak bakanların sayısı hala tartışılıyor. İnşaat yanlısı Tapınak Tepesi Organizasyonları Birleşik Forumu’nun yaptığı ankete göre İsrail vatandaşlarının sadece yüzde 30’u 3. Tapınağın inşa edilmesini istiyor. Yüzde 25’i kararsızken yüzde 45’i bu inşaya karşı geliyor.

Tabii inşadan yana olanların bir kısmı da Tapınak Tepesi’ndeki Mescid-i Aksa’nın yıkılmasının Müslüman aleminde yaratacağı tepkiden dolayı en azından şimdilik harekete geçilmesine sıcak bakmıyor.

KİMLER TARAF?

Kamuoyundaki algının aksine, iktidardaki sağ koalisyonunun görüşünün, inşa lehine olduğu görülüyor. Netanyahu’nun koalisyonunda bulunan partilerden biri olan ve aşırı-sağcı, ırkçı temellere dayanan “Kahanizm” düşüncesine bağlı Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) adlı siyasi oluşum, Tapınak Tepesi’ne Yahudilerin girebilmesini savunuyor.

Brooklyn’li, aşırılıkçı bir haham olan Meir Kahane tarafından ortaya atılan Kahanizm düşüncesi 1970’lerde popülerleşmiş ve “Kach” adında bir partiye dönüşmüş ancak 1984’te yasaklanmıştı. 3. Tapınak inşasını destekleyen Kahanist hareket 2012’de kendini tekrar Otzma Yehudit ile diriltmeyi başardı. Bugün Netanyahu’nun kabinesindeki önemli isimlerden biri olan ve Filistinlilere yönelik nefret söylemleriyle bilinen Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, bu partinin şu anki lideri konumunda bulunuyor.

DIŞARIDAN GELEN 'BÜYÜK' DESTEK

Tabii bu plana okyanusaşırı destek de var. ABD’nin Cumhuriyetçi Parti’sinde başını Yahudi diasporasının ve Evanjelistlerin çektiği bir grup, 3. Tapınağın inşasını doğrudan destekliyor.

Jewish Currents dergisine göre 2011’den bu yana 40 kadar Cumhuriyetçi siyasetçi İsrail’de Kahanist harekete mensup üyelerle görüşmeler gerçekleştirdi. Bunların arasında son seçim döneminde başkan adaylığıyla öne çıkan Florida valisi Ron DeSantis, ABD Temsilciler Meclisi’ndeki önemli isimlerden Jim Jordan (geçtiğimiz yıl meclis sözcülüğüne aday olmuş, ancak kaybetmişti), mevcut meclis sözcüsü Mike Johnson ve Trump’ın Başkan Yardımcılığını yapan Mike Pence de vardı.

Özetle; 3. Tapınak meselesi, İsrail toplumunda geniş bir kamuoyu desteğinden yoksun olan, ancak mevcut koalisyon içinde ve ülke dışında hatırı sayılır destekçisi bulunan bir hedef olmayı sürdürüyor.

Bu konu, İsrail’de gündem dışı kalan marjinal bir hareket olsa da kırmızı ineklerin kurban edilmesi özellikle de İslam aleminde infiale yol açabilir.

Dini okumaların haricinde biraz daha jeopolitik bir perspektiften bakıldığında, aylardır süren operasyonlarda işlenen insanlık suçlarının İsrail’i zaten zor bir konuma getirdiğini söylemek gerekir. İsrail, birçok kırmızı çizgiyi aşmışken etrafında kendine düşman gördüğü yapıların tümünü yok etmek isteyecektir. Ancak bunun için ABD’nin tam desteğini alması gerekiyor. Bu bağlamda, Kırmızı inekler gibi birtakım 'kehanetlerle' hem ABD’li Evanjelistlerin desteği sağlanabilir hem de çevre ülkelere bir tehdit mesajı yollanabilir.

Aklımıza takılan soru ise şu:

İsrail, tüm bölge ve hatta dünya için vahim sonuçlar doğurabilecek bu 'kehaneti' gerçekleştirmeye çalışacak mı, yoksa bölgesel düşmanlarına bir tehdit mesajı olarak hazırda mı bekletecek?

Bunu zaman gösterecek...


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler