Kafkasya Uzmanı Prof. Dr. Mitat Çelikpala Cumhuriyet'e konuştu: 'Müzakereler uzasa da anlaşma olur'

Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ve Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan 10-11 Mayıs’ta Kazakistan’ın Almatı şehrinde barış anlaşması amacıyla bir araya geldi. Taraflar görüş ayrılıkları konusunda müzakerelere devam edilmesinde mutabık kaldı.

Yayınlanma: 15.05.2024 - 04:00
Kafkasya Uzmanı Prof. Dr. Mitat Çelikpala Cumhuriyet'e konuştu: 'Müzakereler uzasa da anlaşma olur'
Abone Ol google-news

Bakü’de düzenlenen 6. Dünya Kültürlerarası Diyalog Forumu’nda konuşan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Azerbaycan’ın barış için çok aktif bir şekilde çalıştığını ve Ermenistan ile barış anlaşması müzakerelerine başlama girişimini üstlendiğini belirtti. Azerbaycan ve Ermenistan’ın barışa bir adım daha yakın olduğunu bildiren Aliyev, “Geçen yıl eylül ayında toprak bütünlüğümüzü, egemenliğimizi tamamen geri kazandıktan sonra Ermenistan’ın dışarıdaki güvenceleri tarafından siyasi saldırılara maruz kaldık. Buna rağmen, biz yine de barış teklif ettik. Şimdi aslında olumlu bir şekilde barışa doğru ilerliyoruz, sınırların belirlenmesi başladı” ifadelerini kullandı.  İki Kafkas ülkesinin dışişleri bakanları; barış anlaşmasının görüşmek üzere 10 Mayıs'ta Kazakistan'ın Almatı kentinde bir araya geldi. 1991’de Almatı Deklarasyonu’nun imzalandığı Dostluk Evi’nde düzenlenen görüşmede; Azerbaycan Dışişleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan, Kazakistan Dışişleri Bakanı Murat Nurtleu tarafından karşılandı.

 

‘ERMENİSTAN, BARIŞA ODAKLANDI’

Bayramov, yaptığı konuşmada Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesine ilişkin görüşmelerin barış anlaşmasının hazırlanması sürecinin önemli bir unsuru olduğunu belirtti. Bakan Bayramov, “Bu sürece büyük önem veriyoruz ve çalışmayı sürdürmeye hazırız. Almatı’daki görüşmelerin çok yararlı olacağından eminim. Önemli bir unsur, önemli bir kilometre taşı da 19 Nisan 2024 tarihinde Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Ermenistan-Azerbaycan devlet sınırının bir bölümünün belirlenmesi sürecini başlatan protokolün imzalanmasıdır‘ dedi. Ermenistan Dışişleri Bakanı Mirzoyan ise görüşmelerin 1991’de Almatı Deklarasyonu’nun imzalandığı binada geçmesinin sembolik olduğuna vurgu yaparak, “Son 2 yıl içinde hem Ermenistan Başbakanı hem de Azerbaycan Cumhurbaşkanının Almatı Deklarasyonu’na bağımlılıklarını defalarca teyit ettiklerini belirtmeleri önemlidir” dedi. Mirzoyan, iki ülke arasındaki devlet sınırlarını belirleme sürecinin söz konusu deklarasyon temelinde yapılması gerektiğini, Ermenistan’ın barışa, barış anlaşmasına odaklandığını ifade etti. Müzakere sürecine yapıcı yaklaştıklarını kaydeden Mirzoyan, “Kendimizi bir barış anlaşması imzalamakla sınırlamamamız gerektiğini düşünüyoruz. Daha da ileri gidebiliriz. Tüm ulaşım altyapısının geçtiği ülkelerin egemenliğinde olacağı ve sınır geçiş prosedürlerinin karşılıklı olarak uygulanacağı anlayışıyla bölgede ulaşımın önündeki tüm engelleri kaldırabiliriz” ifadesine yer verdi.

 

‘ALMATI DA SONUÇLANMADI’

Görüşme sonrasında Azerbaycan Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Bakanlar, sınır belirleme konusunda kaydedilen ilerlemeyi ve bu konuda varılan anlaşmaları memnuniyetle karşıladı. Bakanlar, Azerbaycan ile Ermenistan arasında Barışın Tesisi ve Devletlerarası İlişkilere İlişkin ikili Anlaşma taslağının hükümleri üzerinde görüşmelere devam etti. Taraflar, görüş ayrılıklarının mevcut olduğu konular üzerinde müzakerelere devam etme konusunda mutabık kaldı" ifadeleri kullanıldı. Ancak iki ülke arasındaki görüş ayrılıklarına yer verilmedi.

Konuya ilişkin Cumhuriyet’e değerlendirmelerde bulunan Kafkasya Uzmanı Prof. Dr. Mitat Çelikpala, her iki taraf arasında da kalıcı bir barış anlaşmasının imzalanmadığının belirterek, birtakım pürüzler olduğunu, buna karşın bu anlaşmanın imzalanmasının uluslararası toplumun öncelediği konulardan birisi olduğunu söyledi. Görüşmelerden somut bir sonuç çıkmadığını aktaran Çelikpala, “Değerlendirmelerinin daha önce Berlin’de, ondan önce Washington’da ya da Brüksel’de yapılan değerlendirmelerden bir farkı yok. Belli konularda tarafların  ortak noktaya ulaşamadıklarını belirtiyorlar ama bunların ne olduğu açık değil. Iki taraf da bunu sızdırmadı. Burada birkaç faktör var. Bir tanesi Ermenistan açısından bağımsızlığın devamı, egemenliğin tesis edilmesi, karşılıklı güvencelerin alınıp güvenliğin sağlanması konusu. Burada anlaşılamadığı için Almatı da sonuçlanmadı. Almatı'nın başarısız olmasının  sebeplerinden de bir tanesi; bu iki taraf arasındaki barış görüşmeleri, ikili görüşmelerden çıkıp bir tür jeopolitik rekabetin yansımasına dönüştü. Azerbaycan tarafı bunu ikili görüşmelerle halledip, sonuçlandırıp kapatmaya çalışıyor. Ermeni tarafıysa daha güçsüz olduğu varsayımıyla bunu ABD, Avrupalı aktörler gibi üçüncü partilerin dahil olmasıyla, Azerbaycan’a karşı daha güçlü olacağı varsayımıyla hareket ediyor. Bu da son noktanın bir türlü alınamaması, atılamamasıyla neticeleniyor. Bu görüşmelerden bir barış anlaşmasının çıkmadığını söyleyebiliriz” dedi.

 

‘TÜRKİYE’NİN ARA BULUCU OLMASI MÜMKÜN DEĞİL’

Her iki tarafın da gelecekte sorunlarla karşılaşmamak için atmak istediği adımlar olduğunu kaydeden Çelikpala, Türkiye’nin başlı başına bir taraf olmasından dolayı barış görüşmelerinde bir rolü olmadığını söyledi. Çelikpala, “Türkiye Azerbaycan’ın yanında duruyor. Dolayısıyla Ermenistan açısından Türkiye’nin bir ara bulucu olması mümkün değil. Türkiye de bu anlamda büyük bir role sahip. Eğer bir barış anlaşması olursa Türkiye Ermenistan yakınlaşması söz konusu olacak. Diplomatik görüşmeler yürüyücek ikinci adımdan sonra da, bölgedeki dengeler değişecek. Bu Ermenistan’ın da daha barışçıl, daha güvenli bir zemine kaymasının ön şartı. Ama Türkiye fiili olarak iki tarafını yaptığı müzakerelerde görülür bir ara bulucu değil. Ya da kolaylaştırıcı değil. Çünkü Türkiye taraf.  Ben ama anlaşmanın imzalanacağını düşünüyorum. Çünkü Aralık ayında Birleşik Milletler iklim konferansı Azerbaycan’ın ev sahipliğinde aralık ayında yapılacak. Dolayısıyla Azerbaycan bunu önemsiyor. Bu girişimden önce büyük bir karmaşanın, bölgesel dengeleri bozacak bir şeyin olmasını istemeyeceklerini varsayıyorum. Dolayısıyla bu müzakere süreçleri biraz daha uzayabilir ama muhtemelen yaz sonuna kadar ben taraflar arasında bir anlaşma imzalanacağını düşünüyorum” diye konuştu.  


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon