ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, İsrail Su Zirvesi’nden mesaj verdi: ‘Su, barışın sembolü olsun’

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Türkiye Kent Konseyleri Birliği Başkanı Halil İbrahim Yılmaz, İsrail'in Tel Aviv kentinde gerçekleştirilen Su Zirvesi'nde, "Su gibi Aziz Ol" sözü üzerinden Türk kültür ve geleneklerinde suyun anlam ve önemini anlattığı konuşmasında, dünyadaki barış ve huzurun su üzerinden gerçekleştirilmesi çağrısında bulundu. Yılmaz, suyun, din, dil, ırk farkı gözetmeksizin tüm insanlık için bir yaşam kaynağı olduğunu belirterek, "Suyu öyle bir koruyalım ki, yokluğu savaşın değil, varlığı barışın adı olsun. Su, tüm dünya için ayrılıkların değil de birleşmenin, bütünleşmenin ve barışın sembolü olsun" dedi.

Yayınlanma: 29.06.2023 - 11:19
ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, İsrail Su Zirvesi’nden mesaj verdi: ‘Su, barışın sembolü olsun’
Abone Ol google-news

ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, İsrail'in Tel Aviv kentinde 26-29 Haziran tarihleri arasında düzenlenen "Suya Dayanıklılık ve Acil Durum Hazırlıkları 2023" zirvesine konuşmacı olarak katıldı.

İsrail'in su teknolojilerini uluslararası su endüstrisi liderleriyle buluşturarak, ticari işbirliklerini artırmak ve bilgi paylaşımını sağlamak amacıyla düzenlediği Zirve'nin, Dünya Bankası Su ve İklim Danışmanı Hila Cohen Mizrav moderatörlüğünde gerçekleşen "Kuraklığa Direnç- Değişen İklimde Riskler ve Fırsatlar" başlıklı Dünya Bankası Paralel Yuvarlak Masalar oturumunda konuşan ATO Başkan Yardımcısı Yılmaz, suyun, din, dil, ırk farkı gözetmeksizin tüm insanlık için bir yaşam kaynağı olduğunu belirterek, "Su, tüm insanlık için bir hak'tır. Su konusundaki teknolojileri kullanmadığımız fikri kuraklık ve duyarsızlık ise küresel kuraklıktan çok daha tehlikelidir. Suyu öyle bir koruyalım ki, yokluğu savaşın değil, varlığı barışın adı olsun. Su, tüm dünya için ayrılıkların değil de birleşmenin, bütünleşmenin ve barışın sembolü olsun" diye konuştu.

"SU OLMADAN YAŞAM DA, SANAT DA, YENİLİK VE GELİŞME DE OLMAZ" 

Yılmaz, suyun olmadığı yerde hayat ve hayatın getirdiği hiçbir yenilik ve gelişmeden söz edilemeyeceğini belirterek, "Kuraklık tüm dünyayı sarınca, bırakın kalkınmayı, büyümeyi, nefes alamayacağımızı, yaşayamayacağımızı anlamak ve anlatmak zorundayız. Suyumuzu kaybettiğimiz zaman, doğamızı kaybedeceğiz. Doğamızı kaybettiğimiz zaman, sadece yaşamsal ihtiyaçlarımızı değil ressamın çizeceği manzarayı, şairin, bestecinin ele alacağı konuyu, yani sanatımızı da kaybedeceğiz" dedi.

SUYU DOĞRU KULLANMAK İÇİN EN İLERİ TEKNOLOJİLERE ERİŞMELİYİZ 

Yılmaz, su konusunda geliştirilen bilgi ve teknolojinin tüm dünyaya yayılmasının önemine değinerek, "Yokluğu insanlığın sonu olacak suyu, her alanda doğru kullanmak için en ileri teknolojilere ortak akılla erişmeliyiz. İnsanlığın hizmetine sunulan teknolojiye direnmemeliyiz. İnsanlık olarak dünya barışını su üzerinden gerçekleştirmemiz gerekiyor" diye konuştu.

AFETLERİN AĞIR BEDELİNİ ÖDEYEREK FARKINDALIĞIMIZ GELİŞTİ 

Dünyanın buzulların erimesi, kuraklık, kasırga, hortum, sel, çığ, heyelan, yangın gibi doğal afetlerin yıkıcı etkileriyle karşı karşıya olduğunu belirten Yılmaz, bunlar içinde kuraklığın, tahrip kapasitesi bakımından en güçlü afet türü olduğunu ifade etti. Küresel kuraklığın herhangi bir afette yaşanacak can kayıplarını binlerce katına çıkarabilecek güce sahip bulunduğunu kaydeden Yılmaz,kuraklıktan etkilenen yerlerin başında ise kentlerin geldiğini söyledi. Yılmaz, "Dünyadaki kentleşme oranı yüzde 56, Türkiye'de yüzde 93, 6 milyon insanın yaşadığı Başkent Ankara'da ise bu oran yüzde 88'dir. Dört mevsimi bir arada yaşadığımız,  Üç tarafı denizlerle çevrili coğrafyamızda, tanımlanmış her çeşit afet türünü aynı anda ve aynı sıklıkla yaşayıp, bu durumdan dolayı afetlerin yıkıcı etkisinin ağır bedelini ödeyerek farkındalığı gelişen bir toplum olduk. Afetleri önlemeye yönelik, teknolojileri ve her türlü inovasyonu kullanmaya hazır hale geldik" dedi.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler