Ekonomist Selva Demiralp: 'Ortodoks politikaya dönüş için piyasaları inandırmak gerekir'

Koç Üniversitesi Ekonomi Profesörü Selva Demiralp, TCMB'nin faiz artışlarının yetersiz olduğunu belirterek ortodoks politikaya dönüş için enflasyonu düşürecek faiz artışlarının yapılması ve piyasaların inandırılması gerektiğini söyledi.

Yayınlanma: 25.07.2023 - 16:29
Ekonomist Selva Demiralp: 'Ortodoks politikaya dönüş için piyasaları inandırmak gerekir'
Abone Ol google-news

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp ekonomide ortodoks politikalara dönülmesi için ‘enflasyonu düşürmek için faiz artmalıdır’ görüşünün yeterli olmadığını, enflasyonu düşürecek faiz artışları ve bunun yapılabileceğine piyasaları inandırmak gerektiğini söyledi.

Demiralp’e göre, ancak yatırımcı nezdinde ikna edici, yani kredibilite sahibi bir program faiz artışlarının getirdiği acı reçeteyi minimuma indirebilir. İtibarlı bir program, enflasyon beklentilerini kontrol altına alabileceği gibi kemer sıkma tedbirlerinin hızlı şekilde sonuç vermesini ve uzun vadede sağlanacak toplumsal faydalara daha erken ulaşılmasını sağlayabilir.

Ancak Demiralp düşük maliyetli olarak nitelediği bu yöntemin uygulanmasını mümkün görmüyor.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın düşük faiz ısrarı TL’nin son iki yılda sert değer kaybetmesine yol açarken aynı esnada yüzde 80’in üzerini gören enflasyon da kalıcı bir sorun haline geldi.

Seçim sonrası geçmiş dönemde daha piyasa dostu olarak tanınan Mehmet Şimşek’i ekonomi yönetiminin başına getirmesi ise Erdoğan’ın faiz ısrarından vazgeçtiği izlenimi doğurdu.

İki yıl önce faiz indirimlerine başlayan TCMB, seçimlerin ardından yeni yönetim altında yaptığı iki toplantıda 900 baz puan faiz artırımına gitti. Son olarak geçen hafta beklentilerin altında bir artışla politika faizini yüzde 15’ten yüzde 17,5’e yükseltti.

Politika faizinin siyasi nedenlerle düşük artış gerçekleştiği endişesi ve alışılagelmiş ekonomi uygulamalarına tekrar geçişte değişimin “yavaş” olacağı beklentisiyle dolar/TL de tarihi zirvelerinde seyrediyor. TL, dolar karşısında yüzde 20’si haziran ayında olmak üzere bu yıl yüzde 31 değer kaybetti.

KREDİBİLİTE EROZYONU

“TCMB’nin bu düşük maliyetli alternatifi uygulayabilmesi ise mümkün görünmüyor” diyen Demiralp, TCMB’nin kredibilitesinin 2018 sonrası dönemde ciddi erozyon uğradığını hatırlattı ve şunları söyledi:

“Bu ortamda salt ‘gerekirse faizleri artıracağız’ söylemi ile ilerlemek beklentileri kontrol altına almaya yetmez, nitekim de yetmiyor. Çünkü piyasalar hem yüzde 40’lı seviyelerde devralınmış bir enflasyon için faiz artışlarının zaten gerektiğinin bilincindeler hem de cumhurbaşkanının sık sık hatırlattığı şekilde kendisinin düşük faiz konusundaki tercihinin değişmedigini biliyorlar.”

‘MERKEZ’İN ADIMLARI YETERSİZ’

Demiralp, bunların üzerine seçim sonrası TL’de yüzde 30’a yakın değer kaybı, ücret artışları, vergiler ve özellikle akaryakıt zammını eklendiği için Koç Üniversitesi’nde yaptıklarını çalışmada sene sonu enflasyon beklentisini yüzde 70’lere çıkardığını söyledi.

900 baz puanlık faiz artışının enflasyonist trendi tersine çevirmek için yeterli olmadığını ifade eden Demiralp, “Merkez Bankası’nın böylesine güçlü bir enflasyonist trendi bugüne kadar yaptığı 900 baz puanlık faiz artışı ile aşağı çevirebilmesi imkansız. Bilakis bu yetersiz adımlar Merkez Bankası’nın alanının son derece sınırlı olduğunun teyidi olduğu için bu adımlar sonrasında beklentilerin daha da bozulduğunu ve kur üzerindeki baskıların arttığını görüyoruz” dedi.

FAİZDE, KURDA VE ENFLASYONDA YÜKSELİŞ BEKLENTİSİ

TCMB parasal sıkılaşma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları açıkladı.

Bankacılar önlemlerin iç talebi ve TÜFE’deki yükselişi sınırlayabileceğine dikkat çekiyor. Bazı bankacılar iç talep için atılan adımların son faiz artışından daha etkili adımlar içerdiğine dikkat çekiyor.

Ekonomide stagflasyon, yani büyümede yavaşlama ile eş zamanlı enflasyon riski gördüğünü de belirten Demiralp, “Bir taraftan faizler artarken diğer yandan kur ve enflasyonun artmasını bekliyorum. TCMB’nin faiz artışlarının yetersiz kaldığı bir ortamda beklentilerin kontrol edilememesi nedeni ile uzun vadeli faizlerin de artmasını, bunun üzerine de enflasyonun alım gücünü düşürücü etkisi ile ekonomik büyümenin yavaşlamasını bekliyorum” dedi. 


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler