Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş

02 Ocak 2015 Cuma, 16:16
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Neandertallerin usta avcılar oldukları zaten biliniyordu. Fakat arkeozoolojik incelemelerle şimdi Neandertallerin mamut avı konusunda da becerikli olmalarına rağmen, bu dev memelinin beslenme listelerinin alt sıralarında yer aldığı ortaya çıktı. Avlanmış hayvan kalıntılarının analizi Neandertallerin büyük hayvan avlama konusunda usta ve etçil olduklarını gösteriyor. Hatta izotop analizleri de bugüne kadar mamutların yemek listesinin en üstünde yer aldığı şeklinde sonuçlanmıştı. Üç metre yüksekliğinde ve 6 ton ağırlığında olan mamutları yakalamak çok kolay değildi. Alman araştırmacı Geoff Smith mamut ve tüylü gergedanın Neandertallerin beslenme stratejilerindeki ve arazi kullanma sistemlerinde ne gibi bir rol oynadıklarını ve Neandertallerin ne sıklıkta bu hayvanları avladıklarını öğrenmeye çalışmış.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Bu amaçla da ilk başta İngiltere’nin Jersey adasındaki La Cotte de St. Brelade buluntu yerindeki av kalıntılarını incelemiş. Bu sonuçlardan yola çıkarak da mamutun 300.000 – 35.000 yıl önce beslenmedeki rolünü değerlendirmiş. La Cotte de St.Brelade buluntu yeri Neandertal dünyasının en kuzeybatı kenarında yer alıyor ve o zamanki avlanma ve beslenme biçiminin anlaşılmasında anahtar rol oynamaktadır. Burada bulunan mamut kemiği yığınları başka hiçbir yerde bulunmamış. Bu yüzden eskiden Neandertallerin bütün bir mamut sürüsünü avladıkları düşünülüyordu. Ancak buluntu yerlerinde gerçekleştirilen yeni topografik incelemeler bu düşünceyi kanıtlamıyor, ama Neandertallerin uzun bir süre için La Cotte bölgesinde avlandıkları ve hayvanları burada parçaladıkları kesin gibi.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Bu devire ait diğer buluntu yerlerinin aksine La Cotte’de sığır, geyik ve at kemiklerine kıyasla daha fazla mamut ve tüylü gergedan kemiği bulunmuş. Mamut kemikleri üzerinde çok sayıda kesik ve vurma izleri bulunmuş. Bunlar bu hayvanların burada parçalandığını kanıtlıyor. Neandertaller bu hayvanların beyinlerinden ve kemik iliklerinden de yararlanmışlar. Ve kemiklerin çoğu belki de bir tür “odun kömürü” elde edilmek üzere yakılmış.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
HİNDİSTAN, İNSANLI UZAY YOLCULUĞUNA HAZIR Hindistan bir an önce bir uzay devleti olmak istiyor. İlk başta Ay’a daha sonra ise Mars’a sonda gönderdi. Şimdi de insanlı uzay yolculuğuna hazırlanıyorlar ve ilk test başarılı oldu. Hindistan, insanlı uzay yolculuğu için uzaya bir kapsül gönderdi. Modüllü bir roket Hindistan’ın güneyindeki Sriharikota uzay istasyonundan fırlatıldı. Hindistan uzay yolcuğu araştırmaları organizasyonu ISRO’nun açıklamasına göre 3735 kilo ağırlığındaki kapsül, paraşütlerle Bengal körfezine inmiş. Böylece Hintliler kendileri tarafından geliştirilen bir uzay aracıyla, insanlı uzay yolcuğuna giden yolu aralamış oldu.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Hindistan, oldukça iddialı bir uzay programına sahip. Daha geçen eylül ayında Kızıl Gezegen’e bir Mars sondası bırakıldı. Son uzaya gönderilen 630 ton ağırlığındaki roket, Hindistan’ın bugüne dek uzaya fırlattığı en ağırıydı. 7-8 yıl içinde insanlı uzay yolculukları başlayabilir. 2017 yılında ise bir robot aracıyla Ay’a iniş programı var. Yeni uzay kapsülü aşağı yukarı bir yatak odası büyüklüğünde ve iki ila üç astronotluk yer sunuyor.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
SEKİZ BİN METRE DERİNLİKTE HAYAT VAR! Derin denizlerdeki canlılar çok zorlu koşullara dayanmak zorundalar. Mesela çok yüksek basınç ve ışıksız karanlık ortam gibi. Bilim insanları 2008’de 7700 metre derinlikte bir balık bulmuşlardı. Fakat Hawaiili bilimciler şimdi yepyeni bir balık türü, batı Pasifikteki Mariana Çukurluğu’nda 8143 metrede yüzerken buldu. Liparidae familyasına ait balık beyaz ve saydam gövdeli, yüzgeçleri kanada, kuyruğu ise yılanbalığına benziyor. İlginç balık deniz dibinin hemen üzerinde çok yavaş hareket ediyor. Bir balık için şimdiye dek bilinen en derin seviye 7700 metreydi. 2008’de Liparidae familyasının başka bir temsilcisi olan Pseudoliparis amblystomopsis bulunmuştu. Derin denizler dünyanın en az araştırılan bölgesidir. Bilim, orada hangi organizmalar yaşıyor, uç yaşam koşullarına nasıl uyum sağlamışlar, tmosferden derin denizlere ne kadar CO2 ulaşıyor gibi sorulara yanıt arayacak.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
'ÇOK FAZLA GÜRÜLTÜ ÖLDÜREBİLİR!' Her dört Avrupalıdan biri çok fazla zarar verici çevre gürültüsünden etkileniyor. Sonuç “Avrupa’da Gürültü 2014” raporunu kısa bir süre önce yayımlayan Avrupa Çevre Ajansı’na ait. Rapora göre yaklaşık olarak 125 milyon kişi 55 desibeli aşan gürültü seviyesinde yaşıyor. Araştırmacılar bu kadar çok gürültünün hem bedensel hem de psişik etkileri olabileceğini söylüyorlar. Hatta her yıl çevre gürültüsüne bağlı 10.000 vakanın erken ölüme sebep olduğu sanılıyor. 900.000 kişide gürültüye bağlı yüksek kan basıncı teşhis edilmiş.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Rapora göre hem coğrafi uzamda hem de nüfus üzerinde en etkili tehdidi trafik gürültüsü oluşturuyor. Fakat trenler, havaalanları ve endüstri de büyük gürültü kaynakları. Çevre ajansı, yapılaşmada ve altyapı planlanmasında gürültüye daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini söylüyor. Ekonomik büyüme, artan kentleşme, otoban yapımı ve endüstriyel ürünlerin artışı, Avrupa’nın “ses manzarasını” (“soundscape”) korumayı zorlaştıran faktörler diyor uzmanlar.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
KUŞLAR FIRTINALARI GÜNLER ÖNCESİNDEN HİSSEDİYOR Tornadolar ultrason alanında yüzlerce, binlerce kilometre uzağa ses götürür. Bilim insanları şimdi bazı kuşların bu sesi duyabildiklerini saptadı. Bu sayede zamanında kaçarlarsa hayatta kalabiliyorlar ama bu kaçış onlara çok fazla enerjiye mal oluyor. Kaliforniya Üniversitesi’nde Henry Streby ve ekibi, bu keşfi bir rastlantı sonucu yaptı. Araştırmacılar aslında birkaç gram ağırlığındaki altın kanatlı ötleğenlerin (Vermivora chrysoptera) izleme cihazı taşıyıp taşıyamayacaklarını öğrenmek istiyordu. Fakat kuşlar Amerika’nın güneydoğu kıyısında meydana gelen dev fırtınadan bir iki gün önce henüz yeni gelmiş olmalarına rağmen, Tennessee eyaletindeki kuluçka yerlerini terk edip gitmişler. Fırtına sırasında 84 tornado sayılmış, 35 insan da yaşamını yitirmiş. Altın kanatlı ötleğenler fırtınadan kaçabilmek için beş günde en az 1.500 kilometre uçarak, nihayet Meksika körfezine ulaşmışlar.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
İlginç olan kuşların gelmelerinden önce fırtınayı hissetmiş olmaları diyor Streby. “Meteorolojinin, fırtınanın bölgemize doğru ilerlediğini açıklamasıyla birlikte kuşlar yine bölgeyi terk etmeye hazırdı”. O tarihte fırtına kuluçka bölgesinden 400-900 m uzaktaymış. Hava basıncında, sıcaklıkta ve rüzgâr hızında henüz değişiklik başlamamış. Araştırmacılar bu yüzden hayvanların yaklaşmakta olan kötü havanın ultrasonunu duyduklarını tahmin ediyor. Meteorologlar ve fizikçiler tornado fırtınalarının kuvvetli bir ultrason ürettiklerini biliyorlardı. Binlerce kilometreye ulaşan bu 16-20 hertzlik ses, insan kulağı için duyulmazdır. Fakat tam da kuşların en iyi algıladıkları frekans alanında yer alır. Amerikalı bilim insanlarına göre bu bilgi, özellikle de iklim değişimine bağlı olarak çok fazla ağır fırtınalar beklenmesi nedeniyle önem taşımakta.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
BÜYÜK YIRTICILARIN DÖNÜŞÜ Ayı ve kurt gibi büyük yırtıcı hayvanlar Avrupa’da 20.yy’da iyice azalmıştı. Fakat yeni bir araştırma sürpriz bir sonuç verdi. Günümüzde Avrupa’da yeniden 17.000 boz ayı, 12.000 kurt ve 9000 kadar da vaşak yaşıyor. Tüm hayvan grupları istikrarlı hatta bazıları büyüyor bile diyor araştırmayı yöneten Petra Kaczensky (Viyana Veteriner Tıp Üniversitesi). “Bu olumlu gelişme özellikle de kurtlarda daha belirgin, tüm ülkelerde büyük bir artış söz konusu. Örneğin İtalya’da elli yıl önce sadece yüz örnek vardı ama bugün 800 kurt yaşıyor. Avrupa genelindeki bu gelişmede çevre ve ekoloji hareketi etkili olmuş. Bu gelişmeden bakış açısının değişmesi sorumlu. Eskiden hayvanlar tehlike olarak görülüp takip edilirken, daha sonraları bakir doğanın zenginliği ve sembolü olarak kabul edildiler. Bunun sonucunda ise yabanıl yaşamı koruyan Bern Konvansiyonu ve Fauna-Flora Habitat Yönetmeliği gibi Avrupa genelinde yasa çalışmaları oluşturuldu.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Bu önemli gelişmenin dışında ormanlık alanların geçen on yıllara kıyasla büyümesi de toynaklı hayvanların yeniden çoğalmalarına izin verdi, diyor uzmanlar. Son araştırma için 26 ülkeden, 76 bilim insanı “Large Carnivore Initiative for Europa” bünyesinde boz ayı, vaşak, kurt ve porsuğun Avrupa’daki dağılımlarını araştırmış. Geçen yüzyılın ortalarına kıyasla hayvanların durumları çok daha iyi diyor uzmanlar. Avrupa’nın üçte birinde (Belarus, Ukrayna ve Rusya hariç) yani 1,5 milyon kilometrekarelik bir bölgede artık en azından dört büyük yırtıcıdan biri yaşıyor. Hatta 600.000 kilometrekarede bu dört hayvan türünden üçünü görmek mümkün. Büyük etçil hayvanlar Avrupa’da genelde ulusal parklarda değil, insan eli değmiş doğal alanlarda yaşıyorlar. Vaşak, kurt veya ayıların kayda değer bir miktarda yaşatılması için ulusal parklar zaten yeterli olamazdı. Yüz kilometrekarelik bir park tek bir vaşağa ya da yarım kurt sürüsü için yeterli olurdu diyor Kaczensky.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
BUZUL GÖLLERİ, ERİMEYİ TETİKLEYEBİLİR... Eriyen buzulların suları, buz tabakalarının üzerindeki çukurluklarda göl olarak birikiyor. Bu birikimlerin bugüne dek zararsız oldukları sanılıyordu. Fakat yeni bir araştırma, iklim değişimine bağlı göl oluşumlarının, buzulların yok oluşunu hızlandırdığını ve dolayısıyla da da deniz seviyesini daha hızlı yükselttiğini ortaya koydu (Nature Climate Change). Adanın buzul gölleriyle kaplı kısmı 2060 yılına dek ikiye katlanacak. Oysa bilim insanları bu tür göllerin çok az etkili olduğu düşünüyordu. Leeds Üniversitesi uzmanları, şimdi buzulların göller yüzünden daha hızlı eriyebilecekleri konusunda uyardı.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Yetmişli yıllardan bu yana adadaki erime bölgesi yavaş yavaş kıyılardan içlere doğru yayıldı. Şu sıralar buzul gölleriyle kaplı kıyı şeridi 56 kilometre genişliğinde ve 2060 yılına dek 110 kilometre olması bekleniyor. Grönland buzulunun erimesi, iklim değişimine bağlı deniz seviyesi yükselmesi hesaplamalarında önemli bir faktör olarak kabul ediliyor. Grönland’da eriyen buzulların deniz seviyesini 2100 yılına dek 22 santim yükseltmeleri bekleniyor.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
PASKALYA ADASI'NDAKİ PALMİYE KALINTILARININ GİZİ ÇÖZÜLDÜ Paskalya Adası’nın eski sakinleri, o zamanlar adada palmiye bulunmamasına rağmen nasıl palmiye meyvesi yemişler? Rapa Nui insanları aslında bambaşka bir şey yemişler. Paskala Adası kültürü gizlerle doludur. Mesela Moai olarak isimlendirilen anıtsal taş heykellerinin ne işe yaradıkları veya neyi temsil ettikleri hâlâ bilinmiyor. Sadece adanın en geç 13.yy’dan bu yana yerleşilmiş olduğu ve yeni sakinlerin eski manzarayı hızla değiştirdikleri kesin. İnsanlar tarlalara yer açmak için adadaki palmiyelerin neredeyse hepsini kesmişler. Ancak Rapa Nui insanlarının tam olarak ne ektikleri ve ne yedikleri belirsiz kalırken, kısa bir süre önce gerçekleştirilen bir araştırma şaşırtıcı bir sonuç vermişti. Adada bulunan bazı iskeletlerin diş taşı analizlerine göre Paskalya Adası sakinleri daha çok palmiye ürünleri yemişler.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Fakat palmiyenin soyu adanın kolonileştirilmesinden önce tükenmişti. Peki o halde palmiye kalıntıları insanların diş taşlarına nereden gelmişti? Bu sorunun yanıtını bulmak isteyen Otago Üniversitesi’nden Monica Tromp ve Idaho Eyalet Üniversitesi’nden John Dudgeon, Paskalya Adası sakinlerinin diş taşlarını yeniden mercek altına alarak, otuz dişin diş taşında biriken bitkisel mikrofosilleri ve minik nişasta tanelerini analiz ettiler. Bu şekilde mikrofosillerin çoğunun gerçekten de palmiyeye ait olduğu çıkmış. Nişasta taneciklerinin önemli bir kısmı patates nişastasına ait. Araştırmacılar tatlı patatesin temel besin olduğunu sanıyorlar.
Mamut, Neandertal adamın besin takviyesiymiş
Peki ama palmiye kalıntıları nereden gelmiş olabilirdi? Bu sorunun yanıtı son derece basit bir deneyle bulunmuş. Bilim insanları Paskalya Ada’sında tatlı patates yetiştirip, kabuklarını inceledi. Böylece patateslerin, minik toprak parçalarını kabuklarına aldıkları ortaya çıkmış ki Paskalya Adası toprağında palmiyelerin yok olmasından yüz yıllar sonra bile hâlâ sayısız miktarda minik palmiye kalıntıları bulunuyor(Science).

En Çok Okunan Haberler