AB’den Trump'a isyan bayrağı: İran krizi büyüyor

İran ile uluslararası güçler arasında 2015’te nükleer uzlaşıya varılmıştı. ABD’nin Obama döneminde yapılan tarihi anlaşmaya yönelik Trump’ın seçim kampanyasından bu yana muhalefeti biliniyor.

Yayınlanma: 06.08.2018 - 21:48
Abone Ol google-news

Trump yönetiminin Riyad liderliğindeki Şii Körfez bloku ve İsrail ittifaklığıyla Tahran’ı kuşatma adımını sadece bölgesel hesaplaşma olarak değil, geleneksel Transatlantik ittifaklığının bu aralar sıklıkla geçtiği zorlu sınavlardan biri olarak da okumak gerekiyor.

ABD’nin yaptırımına karşı halihazırda İran’la 2015’teki nükleer uzlaşının sürmesinden yana olan Avrupa Birliği’nden (AB) isyan bayrağı çıkarken lokomotif Berlin’den “şirketlerimiz İranlılarla ticareti sürdürecek” resti dikkat çekici. Her ne kadarABD’nin ağır yaptırımlarının İran’la iş yapacak Avrupalı şirketleri vurabileceği kaygılarıyla kimileri çekilme kararı alsa da, nükleer uzlaşı sonrası büyük uğraşlarla girdikleri, bölgesel, ekonomik çıkarlarla dolu sahayı Trump istedi diye tümüyle terk etmeleri öyle kolay değil...

<haber-dikey:1047986,1047965,1047535>

Diğer yandan, NATO, BM gibi II. Dünya Savaşı sonrası düzende ABD liderliğinde kurulan örgütlere desteğini çekme tehdidiyle yaşlı kıtayı kendince dize getirme arayışındaki Trump’ın hesapları sadece AB değil, küresel güç mücadelesindeki Çin ve Rusya faktörleri de göz önüne alınınca şaşabilir. Ticari savaşa soyunduğu Çin’le AB, daha geçen ay güçlü ekonomik işbirliği için ortak metne imza attı. Pekin’deki hava ABD yaptırımlarına karşın İran’dan petrol ithalatını sürdürüceği yönünde.
Rusya’ya gelirsek...  Almanya’da Merkel yönetiminin, ABD başta olmak üzere Batı yaptırımlarının hedefindeki Rusya ile enerji işbirliği Trump’ın tehditlerine karşın sürüyor.

Türkiye için zor dönem

Rusya, Suriye’de Şam yönetimine yönelik Tahran’la ittifaklıkta, ama bölgesel güçler dengesinde İsrail’e karşı dengeli tutumda olduğunu da gözardı etmemek gerek. Bu nedenle de sahadaki büyük, küçük tüm oyuncuların siyasi, ekonomik çıkarlara yönelik beklentilerinin farklı konularda farklı ittifaklıklarla ortaya çıktığını da...

Tüm bu hesaplaşmalar içinde İran’ın komşusu olarak halihazırda dolar, avroya karşı her geçen gün para birimi rekor değer kaybeden Türkiye’yi zor kararlar ve karşılaşabileceği restler bekliyor. ABD-Türkiye tarihinin en ağır diplomatik kırılmasının son halkası olan Washington’ın ABD’li rahip Brunson davasını gerekçe göstererek iki Bakana yaptırım kararı getirmesinin Ankara’ya İran mesajı olduğu yorumları ortada.  

Washington, İran’ı nefessiz bırakma hedefiyle Türkiye’nin yaptırımlara uyması peşinde. Ankara’dan şu ana kadar gelen mesajlar ise “uymayacağız” yönünde. Bu çerçevede gözler, İran’a yönelik yaptırımları delme suçlamaları çerçevesinde ABD’de tutuklanıp yargılanan Rıza Sarraf ile Halk Bank’ın eski genel müdür yardımcısı Hakan Atilla’nın davası ile iki ülke arasında yaşanan gerilimde. ABD’nin İran’a hamlesine Türkiye’nin destek vermemesi halinde diplomatik yaptırımına ekonomi ayağını da ekleyebileceği kaygıları piyasalarda uzun süredir hakim.

Manevra alanı    daraldı

FETÖ’den Suriye’de YPG’ye desteğe, F35 uçaklarının verilmesinin engellenmesine Türkiye’nin ABD’ye yönelik şikayetleri aleni. Washington ise Ankara’nın Rusya’dan S400 füze savunma sistemi satın almasına tepkili. ABD’nin İran’a yaptırımlarının hedefindeki İran’ın altın, ham petrol ve petrol ürünleri, doğalgaz ticareti Türkiye’yi de doğrudan ilgilendiriyor. Türkiye ham petrol ihtiyacının yarısından fazlasını İran’dan karşılıyor. ABD’nin açıkladığı ilk yaptırım ayağında enerji kısmının olmaması Ankara’ya yeni hamleler için biraz olsun zaman sağlıyor ama son dönemde Batı’yla gerilimlerde Rusya ile yakınlaşma kartı ile dengeleme siyasetindeki Ankara’nın Suriye’de de zorlu kararlar arifesinde olunduğu düşünülürse manevra alanının daraldığını gözden kaçırmamak gerek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler