Başkanın ruh sağlığı

Her yıl 10 Ekim “Dünya Ruh Sağlığı Günü” olarak kabul ediliyor. Ruh sağlığı bireysel olarak şüphesiz çok önemli ama ülke yönetenlerin ruh sağlığı toplumlar, insanlık için daha da önemli bir hale geliyor.

Yayınlanma: 25.11.2018 - 10:35
Abone Ol google-news

Tarihte olduğu gibi günümüzde de başkanların, siyasetçilerin ruh sağlığı tartışılır.

ABD’de Başkan Donald Trump’ın akıl sağlığıyla ilgili tartışmalar da hız kesmiş değil. Michael Wolff’un yazdığı “Fire and Fury- Ateş ve Öfke” isimli kitapta, Trump’ın ruh sağlığının pek de iyi olmadığına, tutarsızlıklarına ilişkin iddialar dikkat çekmişti.

Avrupalı liderler de Trump’ın tartışmalı mizacının yabancısı değil. Son olarak gündeme Birinci Dünya Savaşı’nın bitişinin 100. yıldönümü anısına düzenlenen törenler için Paris’e giden Trump’ın hal ve tavırları damga vurmuştu. Bazı etkinliklere, anmalara katılmaması, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un milliyetçiliği lanetlediği konuşmasını kendisine yönelik kişisel bir saldırı olarak algılaması kimi Batı basınında, sosyal medyadaki yorumlarda onun ruh haline bağlandı.

 

Trump’ın basına yönelik sert çıkışları biliniyor. Neredeyse her basın toplantısında bir vukuat var... CNN televizyonuyla yıldızı bir türlü barışmadı. Geçen haftalarda CNN’in Beyaz Saray muhabiri Jim Acosta’ya yaptıkları tartışmaların merkezine oturdu. Acosta’nın basın toplantısında Orta Amerika’dan yola çıkan göçmen kafilesine ilişkin sorusuna Trump’ın tepki göstermesiyle yaşanan gerilim, CNN muhabirinin Beyaz Saray akreditasyon kartının iptaline kadar uzamıştı. Basın özgürlüğu tartışmaların alevlendiği süreçte CNN, Acosta cephesi, Trump ile Beyaz Saray’ın basın, iletişim ile ilgili bölümlerinin üst düzey isimlerinin aleyhine ayrı ayrı dava açtı. Olayın dikkat çeken kısmı ise CNN muhabirine destek veren basın kuruluşlarının arasında Trump yanlısı Fox TV’nin de olmasıydı.

Ülkede olaya ilişkin yorumlarda ABD Anayasası’nın birinci maddesinin ifade özgürlüğünü güven altına aldığına vurgular yapıldı. Beyaz Saray ise Acosta’nın basın toplantısında mikrofonu almak isteyen yetkilinin elini ittiği, akreditasyonu iptal hakkının olduğu iddiasındaydı. Konu mahkemeye taşındı. Ve federal mahkemeden geçen günlerde yargı süreci tamamlanana dek Trump yönetiminin CNN muhabirine Beyaz Saray basın kartını derhal iade etmesi gerektiği kararı geldi.

Başkan Trump tarafından atanan yargıç olan Timothy Kelly, Acosta’nın Beyaz Saray’a giriş kartının derhal geri verilmesi gerektiğini söyledi. Kararın ardından Beyaz Saray, Acosta’nın akreditasyonunu geçici olarak yeniden vereceğini açıkladı. Ve Acosta yeniden Beyaz Saray’a döndü. Acosta’yı 50’den fazla Beyaz Saray muhabiri karşıladı. Böylece Amerikan medyası Trump’a karşı iyi bir sınav vermiş oldu.

Trump, Beyaz Saray’da işlerin düzgün yürüdüğünü, her şeyin ABD için mükemmel olduğunu ve dünyanın ABD’yi kıskandığını söylüyor ama ruh haline ilişkin tartışmalar da durulacak gibi gözükmüyor. Hele bir de kongre ara seçimlerinde Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu kazanan Demokratların önümüzdeki aylarda Trump soruşturmaları için harekete geçecekleri yönündeki haberler arttıkça... Mal varlığından Rusya’nın seçimlere müdahale iddialarına ilişkin soruşturmaya kadar gündem dolu.

Trump “halk düşmanı” diye muhalif haberlere yer veren basını hedefe oturtup “Yalancı medya iyice delirdi” derken gözler önümüzdeki günlerde kimin kimi delirteceğinde....

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler