Bir yıldız doğuyor

İşler kötü gidiyor. Hem de çok kötü. Herkes bunun farkında ve herkes bunu konuşuyor. Herkes bu adamdan nasıl kurtuluruz diye kafa patlatıyor. Elbette ‘herkes’ değil... Halkın yüzde 35-40’ı adama sırılsıklam âşık.

Çünkü o seçmenlerinin dilinden konuşuyor. Ne kadar zengin olursa olsun, halkın en fakir kesimi ondan asla vazgeçmeyecek. Biliyorlar ki, o hep onların yanında, onlar için savaşıyor. O sistemin artık ta kendisi olsa da, sisteme karşı savaşıyor!

Tahmin edebileceğiniz gibi bu hafta Amerika’da yaşanan siyasi çalkantılardan sonra, Amerika’nın  başkanı Donald Trump’la ona muhalefet eden halk ve Demokrat Parti’den bahsediyorum aslında.

Beto, annelerinden kopartılıp alınan çocukların trajedisine tepki gösterdi.

Anketlerde sürpriz

Demokrat Parti büyük bir heyecanla 2020 başkanlık seçimine hazırlanıyor ve adaylığını koyması beklenen isimlerin sayısı şimdiden 30’u bulduğu telaffuz ediliyor. Partinin yıldızlarından senatör Bernie Sanders, Barack Obama’nın başkan yardımcılığını da yapan Joe Biden ve politikaya yıllarını vermiş birçok senatör, aday olmak içinçalışmalara başladı. İlk anketlerde sonuçlarda ise büyük bir sürpriz var.

6 hafta önce ara seçimlerde Teksas Senatörlüğü için yarışan Katolik Irlandalı bir ailenin üyesi Robert Francis ‘Beto’ O’Rourke, bazı anketlerde 1., Iowa’da yapılan ünlü Des Moines Registrar’ın anketinde ise 3. sırada yer aldı. Yıllar önce aynı ankette 3. olan bir diğer isim ise Barack Obama’ydı. Peki Beto’yu günümüz Amerika’sında büyük bir yıldız yapan ne? Herşeyden önce Beto senatör olabilmek için neredeyse imkansızı başaran bir kampanya yürüttü. Kampanyasına profesyonel kişileri almadı. Pozitif bir kampanyayla yola çıkan politikacı sadece halktan küçük bağışlar kabul etti ama sosyal medya sayesinde ülke çapında bir yıldız oldu. Gençlerin büyük ölçüde destekledikleri Beto’ya yapılan küçük bağışlar bir çığ gibi büyüdü ve 36 milyon dolarlık bütçeyle, bir senato kampanyası için bağışlanan en büyük rakama ulaştı.  

Kennedy’e benziyor

Amerikan medyasının Obama ve Bobby Kennedy’e benzettiği genç politikacı son derece içten bir adam. Kalpten konuşuyor. Siyaset çevreleri Beto’nun konuşmalarında büyük politikalara rastlamadıklarını söylüyorlar. Özellikle ara seçimlerde Amerikan solunun büyük zaferler kazandığı doğru. Temsilciler Meclisi’nde yıllar sonra çoğunluğu bulan Demokratlar senatoda ise yeniden azınlıktalar. Genç azınlıkların nüfus artışıyla önümüzdeki yıllarda dengeler kesinlikle değişecek. Amerikan solu her konuda daha insancıl ve doğru politikalara sahip olsa da, başkanlık seçimi için doğru dengenin bulunması gerekiyor.

1994 yılından beri Demokratların senato seçimlerini kaybettikleri eyalette oyların yüzde 48.3’ünü almak bile Beto için bir başarı. Yine de herkes Beto’nun yanında değil. Chicago Valisi Rahm Emanuel’in televizyona çıkıp, daha adaylıklar bile açıklanmadan ‘seçimi kaybeden biri nasıl oluyor da başkanlığı düşünebiliyor’ sorusunu sorması manidar...

Hesapsız dürüstlük

Beto, Trump’ın yasası yüzünden annelerinden kopartılıp alınan çocukların trajedisi için, “Bu Amerika değil. Biz bu değiliz. Biz bunu yapan insanlar değiliz” diyerek tepki gösterdi. Beto’yu klasik politikacılardan farklı kılan bir diğer özelliği ise kendisine bir soru sorulduğu zaman soruyu siyasi hesap yapmadan, en dürüst şekilde cevap verebilmesi.
Beto ve meslektaşı Scott Peters sosyal medya aracılığıyla telefonlarından canlı yayın görüntülerini yollayıp halkı aydınlatmış, meclis televizyonu da yayınını Beto’nun sosyal medya hesabından yapmıştı.

Obama’nın ofisine davet edildi

Beyonce, Lebron James, Ethan Hawke, Willie Nelson, Travis Scott gibi ünlü isimlerin Teksas senatörlüğü için kendisini desteklemelerine rağmen bu desteği kampanyasına taşımayan, bu isimleri kullanmayan ve Obama gibi politikacıları da mesafe de tutan Beto’yu Obama, halkla el ele olduğu ve temsil etmek istediği eyaleti karış karış ziyaret ettiği için takdir ediyor. Beto geçen ay Barack Obama’nın Washington’daki ofisine davet edildi. Nelerin konuşulduğu ama Obama’nın takımının Beto’yu desteklediği kulaktan kulağa yayılıyor. Cumhuriyetçi partinin ‘kırmızı’, Demokratların ‘mavi’ eyaletlerinin yanında Florida, Ohio, ve Wisconsin’den sonra Arizona, Georgia gibi eyaletler de artık hiçbir partinin tekelinde değil.

2020 başkanlık seçimini en çok korkutan lider mi, yoksa en çok umutlandıran, halkı kalpten fetheden bir lider mi kazanacak? Amerikalılar  bu duygu selinde yürekten ‘dokunulmayı’ bekliyorlar. Aynı filmlerde olduğu gibi...